Güncelleme Tarihi:
Bozdağ, Alman hükümetinin, Türk vatandaşlarına yönelik, “Alman vatandaşı olmak için Türk vatandaşlığından çıkma şartına” karşı gerekli adımların atılmaya başlandığını açıkladı.
Alman vatandaşlığına geçerek haklarını korumak isteyen gurbetçilerin, Türkiye'de de Türk vatandaşı gibi işlem görmelerinine yönelik hazırlanan “Mavi Kart” uygulamasının yasal teminat altına alınacağını belirten Bozdağ, “Türk vatandaşlığından çıkmak zorunda kalan gurbetçilerimiz için geçmişte Mavi Kart uygulaması başlatıldı. Ancak uygulaması, istenildiği gibi sonuç vermedi. Zaman içinde pek çok sorunlar ortaya çıktı. Şimdi bu sorunları çözmek için ikinci bir adım atıyoruz. Konunun, İçişleri, Dışişleri ve başka bakanlıklarını ilgilendiren kısmı tamamlanmıştır” dedi.
“Nüfus cüzdanı gibi geçerli olacak”
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, tasarıyı Başbakanlığa sunduğunu belirterek, “En kısa sürede yasanın çıkmasını hedefliyoruz. Mavi Kart sahibi olanlar, bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sahip olduğu imkanların hepsinden istifade edecekler, bugüne kadar karşılaştıkları sorunların hiçbiriyle karşılaşmayacak. Türkiye Cumhuriyeti Nüfus Cüzdanı ne işe yarıyorsa Mavi Kartlar da aynı işe yarayacak. Tapu dairesinde, noterde, her türlü alışverişte, tüm devlet dairelerinde nüfus cüzdanı gibi kullanılabilecek” diye konuştu.
Alman hükümetinin bu uygulamaya destek vermesi ve Türklerin Alman vatandaşlığına geçişlerini kolaylaştırması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, “Gurbetçilerimizin, Alman vatandaşlığına geçişlerinin artması, Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın işini kolaylaştırdığı gibi Alman hükümetinin de işini kolaylaştıracaktır. Entegrasyon sürecini hızlandıracaktır” dedi.
“Gurbetçiler konsolosluklarda oy kullanacak”
12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde gurbetçilerin yaşadıkları şehirlerde veya en yakın diplomatik temsilicik binalarında oy kullanmaları yönünde çalışmalar yaptıklarını anımsatan Bekir Bozdağ, “Ancak hükümetimizin tüm bu gayretleri Yüksek Seçim Kuruluna takıldı. Bu sorun vatandaşlarımızın oy kullanma hakkını temin ederek çözülmesi gerekirken, geçen yıl Yüksek Seçim Kurulunun bana göre hatalı kararıyla gurbetçilerimiz yerinde oy kullanamadı. Bu sorunun çözülmesi için çalışmalara başladık. Bütün ilgili kurumlarla yaptığımız istişareler çerçevesinde bir taslak metin hazırladık. O metni, ilgili kurumların görüşlerine açtık. O görüşleri de aldıktan sonra yasa tasarısını hızla Meclise sevk edeceğiz” diye konuştu.
“Gerekirse yeni konsolosluklar açılacak”
Uygulama çerçevesinde yurt dışında yaşayan vatandaşlar için ayrı seçmen kütüğü oluşturulacağını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
“Gurbetçilerimiz, yurt dışında nerelerde yaşıyorsa bulundukları yoğun yerlerde oy kullanmalarını temin edeceğiz. Hazırladığımız yasada, e-posta ve mektupla oy kullanma Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için yasada olmayacak.
Yurt dışında 155 ülkede 6,5 milyon civarında vatandaşımız yaşıyor. En fazla vatandaşımız Almanya'da yaşıyor. Nerelerde ne kadar vatandaşımız var, verileri toplanıyor. Nerelerde konsolosluğumuz var? Bunlara bakıyoruz. İhtiyaç duyulduğu kadar sandık kurulacak. Vatandaşlarımızın yoğun olduğu ama konsolosluğumuzun olmadığı yerlerde ilave konsolosluklar kurma imkanı da kullanılabilir. Yeter ki vatandaşımızın oyu sandığa gerektiği gibi yansıyabilsin.”
“İlk kez olağan dönemde anayasa yapılacak”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Anayasa yapmak için Mecliste ve kamuoyunda oluşan uzlaşı ortamının önemine değinerek, şunları kaydetti:
“1921, 1924 anayasaları olağanüstü dönemlerin anayasalarıydı, 1921 anayasası savaş ortamında, 1924 anayasası Osmanlı'nın yönetiminden yeni bir yönetime geçişin başladığı bir dönemde, pek çok olağanüstü şartlar altında yapılmış anayasalardır ama bu anayasalar Parlamentoda yapılmış. 1961 ve 1982 anayasaları ise darbe ortamlarında baskıyla yapılmış anayasalardı. Şimdi darbe yok, savaş yok, olağanüstü şartlar yok, geçiş dönemi yok. Hür bir ortamda, anayasayı yapacak Meclisi oluşturan seçimlere katılım oldukça yüksek.
Türkiye, ilk defa hür bir ortamda, olağan şartlar altında, herkesin katkı verdiği yeni bir anayasa yapacak. Seçimlere katılımın en yüksek düzeye ulaştığı bir dönemde oluşan Parlamentoda olağan şartlar altında anayasa yapılacak. Bu, çok önemli bir fırsattır.”