ANKA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2007 15:33
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi tüketicileri, “Veteriner sağlık raporu ve menşei şahadetnamesi olmayan, kulak küpesiz ve pasaportu olmayan sığır ve manda satın almamaları” konusunda uyardı.
TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, yaptığı açıklamada, her yıl Türkiye’de yaklaşık 600 bin büyükbaş ve 2 milyon küçük baş hayvanın kurban olarak kesildiğini belirterek, kurban ibadetinin kamuoyunda “hayvan katliamı” gibi gösterilmesinin önlenmesi, Kurban Bayramı’nın ruhuna uygun şekilde kutlanması gerektiğini ifade etti. Kopuz, Kurban Bayramı’nda insan sağlığının, hayvan sağlığının koruması, hayvanların hijyenik şartlara uygun olarak kesilmesi ile çevre kirliliğinin önlenmesinin, herkesin görevi olduğunu ifade etti.
Kasaplık hayvanların birçok hastalığın kaynağı olabileceğini ve bu hastalıkların insanlara bulaşabileceğine dikkat çeken Kopuz, şu bilgileri verdi:
“Hayvanlardan insanlara geçen bu hastalıkların özellikle kurban bayramlarında görülme sıklığı yaklaşık yüzde 30 oranında artmaktadır. Bu sebeple halkımızın Veteriner sağlık raporu ve menşei şahadetnamesi olmayan, kulak küpesiz ve pasaportu olmayan sığır ve manda satın almamaya özen göstermeleri gerekmektedir. Ayrıca çok zayıf, gebe, yeni doğum yapmış, yüksek ateşi, tüyleri karışık ve mat, bakışları ve dış görünümü cansız olan, salya ve gözde akıntısı bulunan, öksürük, nefes darlığı, yara, şişlik ve ödemi, pis kokulu ishali ve burun akıntısı, cinsiyet organları ve memede kötü kokulu akıntısı olan, çevreye karşı aşırı tepkili veya çok duyarsız olan hayvanları satın almamaları gerekmektedir.”
Kopuz, kurbanlık hayvan kesimlerinin Tarım Bakanlığı’ndan ruhsat alınmış mezbaha ve kombinalarda veya geçici kesim yerlerinde yapılması gerektiğine de işaret ederek, kesim yapılacak yerler temiz ve serin olması ve buralarda bol miktarda su bulundurulması gerektiğini de ifade etti.
Kesme ve yüzme işleminin daha temiz ve sağlıklı olması için kesim işlemi mümkün olduğunca hayvanlar askıya alınarak yapılması uyarısında da bulunan Şemsi Kopuz, şunları dedi:
“Kesim sonrası oluşan ve insan gıdası olarak tüketilemeyen yan ürünler ile birçok hastalık etkenini taşıyan kan, işkembe ve bağırsak içerikleri ile bozuk ve yenmeyen organ veya organ kısımları, çevreye atılmamalı, atık sulara ve kanalizasyon sularına dökülmemeli, üzerine kireç tozu dökülerek derin çukurlara gömülmelidir. Kesilen hayvanlara ait hastalıklı organlar, kesim sırasında oluşan artıklar ile özellikle kistli karaciğerler ile akciğerler kesinlikle kedi ve köpeklere verilmemeli, uygun şekilde hazırlanmış, kedi ve köpekler tarafından çıkarılmayacak derinlikte çukurlara gömülmelidir.”
Kopuz, kurban etleri, parçalar halinde temiz kaplara konulması ve önce 14 derecenin altında olmamak üzere güneş görmeyen serin bir yerde hava alması sağlanarak kesim sıcaklığının oda ısısına düşmesinin beklenmesi, daha sonra buzdolabına kaldırılması gerektiğini ifade etti.
Kopuz’un verdiği bilgilere göre, kurban etlerini saklarken şu noktalara dikkat etmek gerekiyor:
“.Hava almayan kısımlarında çok kısa sürede (2. gün) bozulma ve kokuşma hatta yeşillenme görülür. Böyle kısımlar kesinlikle tüketilmemeli ve atılmalıdır.
.Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesine ve parçaların büyüklüğüne göre değişmekle beraber normal buzdolabı koşullarında 5-6 gündür. Kıymada ise bu süre 3 gündür. Eğer daha uzun süreli muhafaza düşünülüyorsa etler derin dondurucuda -18 derecede muhafaza edilmelidir.
.Kurbanlık hayvanlarını Veteriner Hekim kontrolünde satış yapan yerlerden almalı, kesimleri bu konuda ehliyetli kimselere (tercihen mezbahalarda) yaptırmalı, kesim sırasında ve sonrasında hijyenik kurallara uymalı, artık organ ve dokular gelişi güzel atılarak halk ve çevre sağlığı tehdit edilmemeli, etlerin olgunlaşmasından (kesimden sonra 12?24 saat bekledikten) sonra tüketilmeli ve etler soğukta muhafaza edilmelidir.”