Güncelleme Tarihi:
NAZIM HİKMET'İN AŞKLARI, SİYASİ YAŞAMI VE ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER
Moskova Türk Kadınlar Organizasyonu (MTKO) tarafından düzenlenen anma törenine, Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, şair ve yazarlar Sunay Akın ve Akgün Akova ile Moskova'da yaşayan çok sayıda Türk vatandaşı katıldı.
Büyükelçi Akıncı, anma töreninde yaptığı konuşmada, Nazım Hikmet'in "Dört nala gelip uzak Asya'dan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" şiirini örnek göstererek, "Bunda ne olabilir? Nazım Hikmet devlet tarafından ızdırap çektirilen, devlet tarafından, bastırılan ama eserleri bir türlü yok edilemeyen, öldürülemeyen şairlerimizden biridir" dedi.
Akıncı, Pir Sultan Abdal'ın da rejim muhalifi olduğu için öldürüldüğünü ifade ederek, "Ama Pir Sultan Abdal'ı astıran Hızır Paşa'yı eğer kızı ondan bahsetmeseydi kimse hatırlamıyor olacaktı. Ama Pir Sultan Abdal hala yaşıyor ve Nazım Hikmet de aynı şekildedir" diye konuştu.
Moskova'da ikinci kez görev yaptığını ve ilk görevi sırasında Nazım Hikmet'i yakından tanıyan insanlarla konuştuğunu, bu sayede özel hayatı hakkında belki de fazla açığa çıkmayan hususları öğrenme imkanını bulduğunu söyleyen Akıncı, "Elbette Nazım Hikmet'in bir ideolojisi var. Ama Nazım Hikmet hiçbir ideolojiye sığmayacak kadar derin ve geniş düşünceli bir şairdir. Zaten şairleri herhangi bir fikrin adamı olarak tarif etmek zordur" dedi.
Ünlü şairle ilgili bir anekdot anlatan Büyükelçi Akıncı, Nazım Hikmet'in Bulgaristan'da Türklerin yaşadığı bir bölgeye gittiğini ve burada gördüğü çiftliğin müdürünün kim olduğunu sorduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Müdürün adının İvanov olduğunu söylüyorlar. 'Yardımcısı kim' diye soruyor, 'Hristo' diyorlar. 'Peki onun yardımcısı kim diye' soruyor, yine başka bir Bulgar ismi söylüyorlar. 'Çalışanlar kim' diye soruyor ve hepsinin Türk olduğu cevabını alıyor. Bunun üzerine 'bu sosyalizm değil, faşizm' diyor. Yani hiçbir yerde eleştirmekten geri kalmamış."
Büyükelçi Akıncı, Nazım Hikmet'e "vatan haini" dendiğini hatırlatarak, "Bu bayağı hepimizin inandığı, 1950'li, hatta 1960'lı yılların başına kadar bize enjekte edilen fikir. Ve o zaman dahi Nazım Hikmet şiirlerini okuduğumuzda İstanbul hasreti ve vatan hasreti görüyoruz... Şimdi vatanını bu kadar seven birinden vatan haini diye söz etmek en azından basiretsizliktir. Hatta daha da ilerisi aptallık anlayışını aşan bir kavramdır" ifadesini kullandı.
Küçük bir kız çocuğunun Nazım Hikmet'in bir şiirini Türkçe ve Rusça okuduğu anma töreninde, Sunay Akın da Nazım Hikmet'in hayatı ve sanatıyla ilgili konuşma yaptı.
Törene katılanlar daha sonra Nazım Hikmet'n mezarına karanfil bırakıp saygı duruşunda bulundu.
Nazım Hikmet anısına bu akşam Yazarlar Evi'nde düzenlenen söyleşide Sunay Akın ve Akgün Akova, Moskova'daki Türk vatandaşlarıyla bir araya gelecek. Akın ve Akova'nın kitaplarını da imzalayacağı etkinlikte ayrıca, fotoğraf sanatçısı da olan Akova'nın "Nazım'ın Memleketinden İnsan Manzaraları" adlı fotoğraflarının slayt gösterisi yapılacak.