Güncelleme Tarihi:
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ermeni iddiaları hakkındaki açıklamaları nedeniyle İsviçre'yle davalık olmuş ve AİHM Büyük Daire'de görülen davada mahkeme; Perinçek'in lehine karar vermişti. George Clooney'nin eşi Amal Amuliddin Clooney ise Perinçek'e karşı açılan davada Ermenistan tarafını temsil etmişti.
George Clooney'nin 1915 olaylarıyla ilgili açıklamaları üzerine Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Üyesi Onur Sinan Güzaltan tarafından yapılan yazılı açıklama, şöyle:
"George Clooney'ye hukuk ve sinema arasındaki farkın acil olarak anlatılması gerek. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin, Ermeni Soykırımı iddialarını reddetmesini kabul edemeyen Ermeni diasporası son çare olarak Holywood'a sarıldı. Perinçek/İsviçre davasına müdahil olan Ermenistan Devleti'nin avukatlığını ABD'li aktör George Clooney'nin eşi olmakla ünlenen avukat Amal Clooney yapmıştı. Eş kontenjanından hukukçu Amal yetmemiş olacak ki bu sefer de eşi George yalan korosuna katıldı. Anlaşılan o ki Clooney'ler, halklar arasına nifak tohumları ekmeyi, tarihsel ve hukuki gerçekleri çarpıtmayı bir aile geleneği haline getirmeye karar verdiler.
Eş kontenjanından hukukçu Clooney, '1915 yılında Ermenilere Soykırım yapıldığını' buyurmuş ve sonrasında hızını alamayıp diplomasinin karanlık koridorlarını 'Türkiye'de ABD üsleri olduğu için ABD'li siyasetçiler 1915 olayları ile ilgili yorum yapmaktan çekiniyor' sözleri ile aydınlatmış. Sözün kısası, Clooney güneşi balçıkla sıvamaya kalkışmış. Clooney'ye ilk tavsiyemiz AİHM kararını okuması. İkinci olarak, bay Clooney biraz araştırırsa bahsettiği ABD üslerinin, Türkiye'nin 'soykırım' benzeri yalanlarla esir alınmasının bir sonucu olduğu gerçeğini görecektir. Clooney ailesi, 1915 olaylarını çarpıtmak için kullanılan oyuncaklardan bir tanesi. Daha önce aynı senaryo Fatih Akın'ın 'soykırım' iddialarını destekleyen filminde de kullanılmıştı.
Bu ne ilk ne de son. ABD'nin kaybettiği her savaşı, Holywood filmleri yolu ile kazanmış gibi yapması tanıdık bir yöntem. Clooney'ye yaptırılan açıklamalar, diasporanın da, Washington'daki efendileri ile aynı yolu izlediğinin bir kanıtı. Gerçek tektir, bin yalan da söylense, bin film de çekilse değişmez. Ne kadar film yaparlarsa yapsınlar, ne kadar açıklama yaparlarsa yapsınlar kaybettiler. AİHM, 1915 olaylarının soykırım olarak nitelendirilemeyeceği gerçeğini, aldığı kararla bütün dünyaya ilan etti. Türkleri soykırımcı olarak aşağılamaya, Türkler ve Ermenileri birbirine tekrar düşman etmeye, ne diasporanın ne de Washington'daki efendilerinin gücü yetmez"