Varsa yoksa Kobani

DEAŞ’E DESTEK HABERLERİ İHANETTİR

Erdoğan, Fransa-Türkiye arasında Irak ve Suriye konusunda hemen hemen düşünce farkı olmadığını söylerken Türkiye’nin Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı koalisyondaki göreviyle ilgili üç “şarttan” bahsetti. Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye olarak biz hazırız, tüm müttefiklerimizin, dostlarımızla da bu konuda müşterek hareket etmemiz halinde her an bu adımları atabiliriz. Üç şey; uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve eğit-donat. Bunları uygulamaya koyduğumuz andan itibaren Türkiye, bütün koalisyon güçlerinin yaptığı her şeyi aynen yapacaktır, bundan kimsenin endişesi olmasın. Fakat burada bir şeyi de düzeltmem lazım, o da şudur; uluslararası medya Türkiye’yi DEAŞ’a (IŞİD örgütünün Arapça kısaltması Daeş) destek veren bir ülke olarak gösteriyor, bu bir defa Türkiye’ye karşı çok ciddi bir haksızlıktır, adeta ihanettir. Türkiye, hiçbir zaman Deaş gibi bir terör örgütüne destek vermemiştir, asla böyle bir desteğin yanında da olmamıştır...1 milyon 400 bin insan Suriye’den kaçmıştır, bizim topraklarımızdadır, bunlara biz bakıyoruz. Şu ana kadar 4.5 milyar dolar harcadık, dünyadan bize gelen destek 200 milyon dolardır. Bu gerçekleri lütfen görelim ve medya olarak, köşe yazarları olarak bunları değerlendirirken adil olalım.”
Koalisyon güçlerinin sadece IŞİD’e karşı mücadele ettiğini de söyleyen Erdoğan şöyle devam etti: “Maalesef buralarda yalnız kaldık. Terör örgütü var, ama bir de devlet terörü estiren Esad var... Burada bir konunun üzerinde önemle durmam gerekir. Bu da Kobani meselesidir. Niçin Kobani, niçin İdlib değil, niçin Hama değil, niçin Humus değil, niçin şu anda yüzde 40’ı işgal altında olan Irak değil? Oralara yönelik herhangi bir eylem veya müdahale yapılmıyor da Kobani... Varsa yoksa Kobani... Kobani, bizim ülkemizin sınırı. 200 bin insan ülkemizde misafirimiz, biz onlara bakıyoruz. Şu anda Kobani’nin içinde herhangi bir insan da olmadığına göre, orada sadece 2 bin savaşçı var. Bundan dolayı mı sürekli orası bombalanıyor, bunu anlamak mümkün değil.”
Erdoğan, AB konusunda da Fransa’nın 5 fasılda Türkiye’ye karşı blokajı bulunduğunu, AB fasılları konusunda Hollande’dan “müjde beklediğini” de söyleyerek “Kendileri bir ışık yaktılar ama bu ışık diyorum, biraz daha net olursa, flu olmasın” dedi.

HOLLANDE’DAN UÇUŞA YASAĞA DESTEK

Cumhurbaşkanı Hollande ise şunları söyledi: “Türkiye ile yapacağımız işbirliği çerçevesinde uçuşa yasak bölge, güvenli bölge ve gerekli malzeme desteğinin sağlanması konusuna destek verilmesi gerektiğini düşünüyoruz... Bu dramın sadece Kobani’de yaşanmadığını biliyoruz. (AB süreci) Gayet net olarak 22’nci (Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu) ve 23’üncü (Yargı ve Temel Haklar) başlıklar konusunda ilerleyebileceğimizi belirttim. Bu konularda da ilerleyebileceğimizi açık net şekilde dile getirdim.”

Neden DEAŞ

ERDOĞAN basın toplantısının ardından Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde katıldığı konferansta neden IŞİD’i Arapça ismiyle kullandığını şu sözlerle açıkladı: “İslami bir örgüt olarak göstermenin gayreti içine giriyorlar. Bir defa İslam anlam itibariyle anlamı barış olan ‘sin’ kelimesinden türemiştir. Anlamı barış olan din asla teröre müsaade etmez. Dikkat edin IŞİD’e de kullanmıyorum, DEAŞ’ı kullanıyorum. Çünkü bunlar terör örgütüdür.”

Bilgi notu: DAESH, IŞİD’in Arapçasının (ad-Dawlah al-Islamiyah fil-‘Iraq wa ash-Sham) kısaltması olarak kullanılıyor. IŞİD üyeleri, bu kısaltmadan rahatsız oluyor. Daesh (DAİŞ diye okunur) kelimesi Arapça’da ‘ihtilaf çıkaran’ ve ‘ayağının altında bir şeyi ezmek’ anlamına gelen sözcüklere benziyor.

Fasıl sürçmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hollande, AB fasılları konusunda örnek verirken hata yaptılar. 32’nci (Mali kontrol), 2007’den beri, 22’nci (Bölgesel politika) 2013’ten beri açık. Güven ÖZALP/BRÜKSEL

‘Saray’ı soran gazeteciye: GELİN MİSAFİRİM OLUN

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’ndeki konuşmasından sonra bir gazeteci, “Atatürk’ün mirası ve yeni cumhurbaşkanlığı sarayını” sordu. Erdoğan şu yanıtı verdi: “Kusura bakmayın da şimdi Gazi Mustafa Kemal’in zamanında veya daha sonra yapılmış olan, ki şu anda kullanılan Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Gazi Mustafa Kemal’in hizmet verdiği köşk değildir. Maalesef işi iyi bilerek sormuyorsunuz. Pembe Köşk müze olacak. (Yeni Cumhurbaşkanlığı sarayında) Sizi de misafir etmek isterim, gelip görmenizde fayda var. Gayet güzel olmuş diyeceğinize inanıyorum.”