OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 29, 2004 00:00
Saat sabahın altısı. Aynı köpek, alışılageldiÄŸi üzere yine mahalleyi ayaÄŸa kaldırmaktadır. Öfkeyle köpeÄŸin niçin havladığını kendi kendinize soruyorsunuz. Ancak terliÄŸinize uzanmadan önce durun ve bir kez daha bu sesi dikkatlice dinleyin. Belki de köpek size bir ÅŸeyler anlatmaya çalışıyordur.Kimse köpeklerin konuÅŸtuÄŸunu iddia etmez. Ancak havlama ile insanların konuÅŸurken kullandığı akustik kalıbın arasında çok büyük bir benzerlik olduÄŸu görülüyor. Bu da ÅŸu anlama geliyor: Ä°nsanlar, köpeklerle hiçbir hayvan ile olmadığı kadar yakın bir iliÅŸki kurar.Son zamanlara kadar hayvan davranışlarını inceleyen bilim adamları köpek havlamasını geliÅŸigüzel sesler veya bir heyecan ifadesi olarak deÄŸerlendiriyordu. Bunun nedeni vahÅŸi köpek türünün kurtlar, tilkiler, çakallar, kayot ve benzerleri- haberleÅŸmek için havlama yöntemine pek baÅŸvurmamalarıdır. Gerçekten de bu hayvanlar, aÄŸlar gibi ses çıkartmak veya ulumak gibi daha karmaşık bir vokal repertuara sahiptir. Oysa havlamak çok farklıdır. YetiÅŸkin köpekler, saldırganlık ifadesinin dışında nadiren havlarlar. Aslında genellikle yavru ve genç köpekler oyun sırasında havlarlar. Köpeklerin vahÅŸi kuzenlerinden daha fazla havlaması, evcilleÅŸtirme sırasında yavru köpek özelliklerinin eriÅŸkin evreye taşındığı fikrine dayanıyordu.Anlamlı havlamaAncak 2000 yılında Almanya, Kiel’deki Christian-Albrechts Ãœniversitesi’nden Dorit Feddersen-Petersen, havlamanın bir anlamı olup olmadığını test etmeye karar verdi. Avrupa’da yaÅŸayan kurtların ve evcil köpeklerin normal faaliyetleri sırasında çıkarttığı sesleri kaydetti. Daha sonra bu sesleri uzunluk, frekans uzunlukları ve tonalite açısından inceledi.Kurt havlamaları genellikle kısa, hırlama ÅŸeklinde ve atonaldi. Oysa köpek havlamaları armonik sesler ve deÄŸiÅŸik uzunlukta frekanslar açısından daha deÄŸiÅŸkendi. Dahası, karakteristik akustik özellikler, spesifik davranışlarla ilintiliydi. Gürültülü, atonal havlamalar saldırganlık veya savunma içeren durumlar, sosyal güvensizlik ile ilgiliydi. Oysa daha müzikal havlamalar pozitif sosyal iliÅŸkilerde ortaya çıkıyordu. Ä°lginç deneyBu arada ABD’de, Davis’teki Kaliforniya Ãœniversitesi’nden Sophia Yin de, varolan durumu sorgulamaya karar verdi. Yin, köpek havlamalarının içinde bulunduÄŸu duruma göre deÄŸiÅŸtiÄŸi inancındaydı. Böyle 10 farklı durumda, 10 farklı köpek cinsi üzerinde, 4.600 adet köpeÄŸi denek olarak inceledi. Bunların çıkarttığı sesleri analitik akustik testlere tabi tuttu. Sonuçlar son derece dikkat çekiciydi. Kapı ziline alçak perdeden, sert ve genellikle hızlı tekrarlayan havlamalar eÅŸlik ederken, oyun oynama sırasında eÅŸit olmayan aralıklarla çıkartılan, yüksek perdeden, tonal sesler duyuluyordu. Tek başına bırakılan köpekler yine yüksek perdeden ancak her seferinde bir kez çıkartılan kesik sesler ile havlıyordu.Bu deney köpeklerin geliÅŸigüzel sesler çıkartmadığını net bir ÅŸekilde ortaya çıkartıyordu. Ancak köpekler kiminle haberleÅŸmeye çabalıyor? Bu soru Macaristan, BudapeÅŸte’deki Fötyös Lorand Ãœniversitesi’den Adam Miklosi ve meslektaÅŸlarını da ilgilendiriyordu. Miklosi evcil hayvanlardaki armonik tonlarının vahÅŸi köpeklerde olmadığını ileri sürüyor. Sonuçta, havlamanın köpekler ve insanlar arasında bir haberleÅŸme kanalı olarak evrimleÅŸmiÅŸ olabileceÄŸini düşünüyordu.Bu düşüncesini test etmek için Miklosi ve ekibi 10 köpek ve 90 insan üzerinde bir deney gerçekleÅŸtirdi. Köpekler mudi denilen ve gürültülü havlamasıyla tanınan bir Macar çoban köpeÄŸi idi. Ä°nsanlar üç gruba ayrılmıştı. Bunlar mudi sahipleri, mudi dışında köpekleri olan hayvan sahipleri ve hiç köpeÄŸi olmayan insanlardı. AraÅŸtırmacılar önce 7 farklı ortamda tutulan köpeklerin havlamalarını kaydetti. Deneye katılan insanlar bu sesleri 21 havlama klibi olarak saldırganlık, korku, umutsuzluk, oyunculuk ve mutluluk açısından bir ölçek çerçevesinde 1 ile 5 arasında deÄŸerlendirdiler. Bir sonraki aÅŸamada denekler her klibi uygun gördükleri 7 durum ile eÅŸleÅŸtirdiler.Sonuçlar dikkate deÄŸerdi. Ä°nsanlar, çeÅŸitli havlamaların duygusal anlamı konusunda güçlü bir görüş birliÄŸi içindeydi. Ayrıca bu farklı grupların, durum deÄŸerlendirmekte eÅŸit bir baÅŸarı sergilemiÅŸ olmaları, araÅŸtırmacıların iddialarını destekleyen bir diÄŸer güçlü bulguydu. Bu da ÅŸans ve rastlantı ile açıklanamayacak kadar önemli bir keÅŸifti. Kısaca insanlar havlamaları yüzde 45’lik bir doÄŸruluk payı ile sınıflamayı baÅŸarmışlardı.Miklosi’ye göre köpeklerin iletmek isteÄŸi mesajı anlamak için köpeÄŸi tanımanız gerekmez. Havlamanın duygusal içeriÄŸinin sesten anlaşılabileceÄŸi görülüyor. Ekibin çıkarttığı sonuçlara göre her duygusal havlama sınıfının kendine özgü tutarlı bir akustik kalıbı vardır. ‘İnsanların bazı sesleri doÄŸru algıladığı görülüyor’ diye konuÅŸan Miklosi, ‘Bunun nedeni bu sesleri öğrenmiÅŸ olmaları deÄŸil. Bunun tümüyle biyolojik bir etki olduÄŸunu düşünüyorum’ diyor.Bu görüş eski, geleneksel görüşten tümüyle farklıdır. Ancak Yin’in açıkladığı gibi fikirler hızla deÄŸiÅŸiyor. Öyle ki havlamanın geliÅŸigüzel sesler olduÄŸunu iddia eden klasik görüştekiler bile düşüncelerinden bugün çark etmiÅŸ durumda.Sesle anlaÅŸan memelilerBu arada insanlar spesifik bir havlamayı spesifik bir duygu ile nasıl baÄŸdaÅŸtırıyor? Bu sorunun yanıtı memelilerin evriminde yatıyor. Modern memelilerin ortak ataları küçük, geceleri dolaÅŸmaya çıkan yaratıklardı. Bunlar haberleÅŸmek için görme yetisinden çok iÅŸitme duyusuna güveniyorlardı. Sonuç olarak memeliler bu ortak geçmiÅŸlerinden dolayı bazı seslere karşı aşırı duyarlıdır. ‘Memeliler, bazı akustik özelliklere genel olarak çok duyarlıdır’ diye konuÅŸan New York, Ithaca’daki Cornell Ãœniversitesi’nden psikolog Michael J. Owren, ‘Özellikle ani, birden yükselen sesler cevap vermek için istek uyandırır, uyarıcıdır ve dikkat çeker’ diyor.Ä°ÅŸte bu nedenle diÄŸer memelilerin çıkarttığı seslerden anlam çıkartmamızın nedeni budur. Ancak son yapılan bir araÅŸtırma köpeklerle olan diyaloÄŸumuzda baÅŸka bir karmaşık nokta daha vardır. Ä°ronik olarak, bu konudaki bulgular kediler üzerinde yapılan araÅŸtırmalardan elde edildi. Yine Cornell Ãœniversitesi’nden olan Nicholas Nicastro ve Owren’in birlikte yürüttükleri bir araÅŸtırmada evcil kedilerin miyavlamalarında bulunan akustik bir özellik, insanların ilgisini çekmek üzere ideal bir tonalite içermektedir. En yakın dostOwren ayrıca evcilleÅŸtirme sırasında kedi ve köpeklerin çıkarttıkları seslerin insanları kendilerine baÄŸlamak için hayvanlar tarafından özellikle seçildiÄŸinden kuÅŸkulanıyor. Ne var ki kediler insanların bu akustik eÄŸiliminden köpekler kadar yararlanamaz. New Scientist, 12 Haziran 2004 tarihli yazıda ÅŸu noktaya dikkat çekiliyor: Nicastro ve Owen insanların kedilerin miyavlamasını tercüme etmeyi öğrenirken, aynı içsel anlayıştan yola çıkmadıklarını keÅŸfetmiÅŸler. Bunun en önemli nedeni kedilerin miyavlamalarında tutarlılığın olmaması olabilir.DiÄŸer bir önemli fark da köpeklerin daha geniÅŸ bir farklı ses repertuarına sahip dolmasıdır. Miklosi’ye göre ton, perde, süre, havlamalar arasındaki aralıklar ve ses yükselliÄŸi açısından köpekler daha geniÅŸ bir çeÅŸitliliÄŸe sahiptir.Nedeni ne olursa olsun, önemli olan insanların köpeklerin çıkarttığı seslerden anlam çıkartabilmesi. Köpeklerin çıkarttığı sesler henüz geliÅŸmiÅŸ bir dil olmaktan çok uzak görünse de, insanların en yakın dostu olan köpeklerin sanıldığı kadar aptal bir hayvan olmadığı bir kez daha anlaşılmış oldu.Â
button