Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2008 00:00
Buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, kıyı bölgeler su altında kalıyor. Bu döngü nedeniyle birçok vahşi hayvanın yaşam alanı ve dolayısıyla türleri de tehdit altında. Bu tehditle başa çıkabilmek için bilim adamlarının yeni bir çözüm önerisi var: Yok olma tehlikesinden kurtamak için hayvanları yeni yaşam alanlarına taşımak.
Bengal kaplanlarının en önemli yaşam alanları Bangladeş kıyılarında. Buradaki mangrove ormanları deniz seviyesinin yükselmesi ve insan tahribatıyla yavaş yavaş yok oluyor. Bu yüzden kaplanlar sık sık yerel halkın yaşadığı bölgelere yaklaşıyor. Örneğin Hint ve Bangladeşli balıkçılar ve köylüler panikte. Çünkü Ganj ve Brahmaputra ırmaklarının arasındaki dünyanın en büyük mangrove orman alanı Sundarbans’ta neredeyse her hafta Bengal kaplanları birisini öldürüyor. Balıkçılar artık orman tanrıları Bonobibi ve kaplan tanrısı Daksin Ray’a dua etmeden işbaşı yapmıyor.
Ama bu dualar ne onları kaplanlardan, ne de kaplanların yaşam alanlarını küresel ısınmadan koruyor. UNESCO’nun bir raporuna göre 21. yüzyıl sonuna kadar bölgenin dörtte üçü sular altında kalacak. Birleşmiş Milletler İklim Paneli IPCC de küresel sıcaklığın 1.5 ila 2.5 derece artmasıyla yeryüzündeki canlıların yüzde 20 ila 30’unun yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacağını ortaya koyuyor. Yine Nature dergisine göre 2050’ye kadar tüm hayvan ve bitkilerin üçte ikisi yaşam alanlarını değiştirmek zorunda kalacak.
Bunun üzerine dünyanın önde gelen biyologları yeni bir fikri tartışıyor: İnsanlar iklim değişikliği yüzünden yaşam alanları bozulan hayvanlara yardım etmeli mi, yoksa onlar kendi başının çaresine bakar mı? Almanya’da Münih Hayvanat Bahçesi Biyoloğu Josef Reichholf’a göre iklim değişiklikleri hem hayvanlar hem bitkiler için normal bir durum. "Geçmişte de yeni şartlara hep uyum sağlamak zorunda kaldılar."
İLK DENEY KUTUP AYILARIYLA
Ama Kaliforniya Üniversitesi’nden Mark Schwartz durumun çok daha ciddi olduğunu düşünüyor. Shwartz’ın bir grup meslektaşıyla birlikte hazırladığı bir araştırmaya göre tehdit altındaki hayvanlara yardım etmenin bir yolu onları yaşayabilecekleri yeni bölgelere taşımak. "Bazı canlıları korumak için son şansımız bu yöntem olabilir."
Bu konuda biyologların ilk inceleme konusu kutup ayılarıydı. İncelenen 12 kutup ayısı yerleşiminden 7’sinde canlı sayısı artıyor veya en azından azalmıyordu. Yoksa kutup ayıları da boz ayılar gibi buz yerine toprakta avlanabilir miydi? Kanada’nın kuzeyinde her yıl bazı kutup ayıları helikopterlerle daha uygun yaşam alanlarına taşınıyor. Ama şimdiye kadar kimse ayıların kitlesel bir şekilde Kuzey Kutbu bölgesinden Antarktika’ya taşınmasını önermedi. ABD’de Notre Dame Üniversitesi’nden Jason MacLachlan’a göre tartışma sürecek. "Yok olma süreci hızlandığında panik olup kalmak yerine bugünden tartışmak daha iyi. Çünkü bu yöntem üzerinde uzlaşmaya varmak için enaz 10 yıllık bir sürece ihtiyaç var."