Güncelleme Tarihi:
Her şey mobilya ticaretiyle uğraşan gayrimenkul zengini baba Hakverdi Şahin’in 10 Temmuz 2008’de Eyüp Cumhuriyet Savcılığı’na, henüz 45 günlük evli olan 28 yaşındaki oğlu Cevat Şahin’in kaybolduğunu anlatan dilekçeyi vermesiyle başladı. Genç içmimardan bir gündür haber alamadıklarını ve bulunması için çalışma başlatılmasını isteyen baba, oğlunun son yıllarda işlenen en vahşi cinayetlerden birine kurban edildiğini aklının ucuna dahi getirmemişti.
Savcılık, panik halindeki baba Şahin’i ifadesi alınarak gerekli işlemlerin başlatılması için polise yönlendirdi. İşadamı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliği’ne oğlu kadar çok sevdiği ve çevresindekilere “manevi oğlum” diye tanıttığı elektronik ticaretiyle uğraşan 29 yaşındaki Abdülkadir Ekingen’le birlikte gitti. Baba polisteki ifadesinde, oğlunun telefonlarının kapalı olduğunu ve hayatından endişe ettiklerini söyleyerek, “İş nedeniyle şehir dışındaydım. Gece geç saatlerde gelinim aradı. Ağlamaklı bir sesle Cevat’ın telefonlarına ulaşamadığını ve korktuğunu söyledi. Oğlum kadar sevdiğim Abdülkadir’i aradım. ‘Git Cevat’ı ara, bul eve getir’ dedim. Ancak gece boyunca ne telefonuna ne de kendisine ulaşamadık” dedi.
“KARDEŞİM KADAR ÇOK SEVİYORUM”
Büyük bir servetin varisi olan Cevat’ın bir anda ortadan kaybolması Gasp Bürosu dedektiflerinde de şüphe uyandırdı. Polisler, aileye yakınlığıyla bilinen Ekingen’in de bilgisine başvurdu. Çin’den ithal ettiği elektronik ürünleri Türkiye’de pazarlayan genç işadamı, Cevat’ı kardeşi kadar çok sevdiğini ve kimseyle husumetinin olmadığını anlattı. Ancak Ekingen, arkadaşının kaybolmasıyla ilgili üç kişiden şüphelendiğini de polise aktardı. Deneyimli polisler, Ekingen’in ifadelerinde herhangi bir çelişki bulunmamasına rağmen, beden dili hareketlerinin tedirgin olduğuna kanaat getirdi. Çünkü Ekingen bilgisine başvurulduğu sırada polisin gözüne bakamıyor, sık sık kuracağı cümleleri unutarak, ayaklarını sallıyordu.
28 yaşındaki Cevat Şahin 45 günlük evliydi |
TELEFONLAR DİNLEMEYE ALINDI
Cevat Şahin’in ortadan kaybolmasıyla ilgili yeterli bilgiyi toplayan dedektifler, kaybolan genç mimarın cep telefonu sinyallerinin son olarak nerede baz istasyonuna düştüğünü belirlemek üzere savcılıktan karar çıkardı. Ayrıca Şahin’in yakınları ve arkadaşları dahil birçok kişinin telefonları dinlemeye alınarak, kapsamlı çalışma başlatıldı. TİB’den gelen raporda, Şahin’in kaybolduğu gün öğle saatlerinde cep telefonunun Güngören’de bir restorandan sinyal verdiğini ve daha sonra kapalı göründüğü bildirildi.
TİMSAH GÖZYAŞLARI
Dedektifler olayla ilgili çalışmalarını sürdürürken, cep telefonu dinlemeye alınan Ekingen’in sık sık bazı milletvekilleri ve üst düzey emniyet müdürlerini arayarak Şahin’in bulunması yönünde talepte bulunduğu, polisin yeterince olayı araştırmadığını iddia ederek gözyaşı döktüğünü tespit etti. Ekingen’in ağlayarak aradığı üst düzey bir emniyet yetkilisine, “Benim kardeşim kayboldu ama sizin polisleriniz onu bulmak için en ufak gayret göstermiyor” dediği telefon konuşması dinlemelere yansıdı.
200 KİŞİ TEK TEK DİNLENDİ
Şahin’in ailesinin gayrimenkul zengini olması nedeniyle miras için öldürülmüş olma ihtimalini göz önünde bulundurarak araştırmayı bu yönde ilerleten dedektifler, genç mimarın arkadaşları dahil 120’yi aşkın kişinin GBT’lerine (Genel Bilgi Tarama) baktı. Şahin’in çevresinde sabıkalı hiç kimsenin bulunmaması üzerine dedektifler sokak çalışmasına yöneldi. 5 gün süreyle Şahin ailesinin alışveriş yaptığı marketten, kapı komşularına kadar yaklaşık 200 kişi tek tek dinlendi. Ancak Cevat’ın kaybolmasına ilişkin, Abdülkadir Ekingen’in şüpheli hareketleri dışında en ufak ipucu elde edilemedi.
ÇEMBER DARALDI
Olayı araştırmaya devam eden polis, 15 Temmuz sabahı Ekingen’in oturduğu Nazif Gürman Mahallesi Muhtarlığı’na giderek ailenin kayıtları incelemek istedi. Polisler muhtarlıktan ayrıldıktan kısa süre sonra burada görev yapan Ruken T., Ekingen’i arayarak, “Polisler senin ve ailenin kayıtlarını inceledi. Vermek zorunda kaldım. Bir şeyler mi yaptınız, sorun nedir?” diye sordu. Ekingen ise, “Hiçbir sorun yok. Kayıtları neden istediklerini bilmiyorum” karşılığını verdi. Ekingen telefonu kapattıktan sonra uzun süredir arkadaşı olan Çelik Demirtaş’ı aradı. Heyecanlı ses tonuyla konuşan Ekingen, Fiat Doblo marka ticari aracın çok kirlendiğini ve hemen yıkamaya verilmesi gerektiğini şifreli cümlelerle anlattı.
Telefon konuşmalarından şüphelenen dedektifler söz konusu aracın genç mimarın ortadan kaybolması olayında kullanılmış olabileceği ihtimalini değerlendirerek, delillerin yok edilmemesi için mahkeme kararıyla teknik takip başlattı. Doblo aracın yıkanmak üzere bırakıldığı servise giden polis, aracı kullanan Çelik Demirtaş’ın buradan ayrıldığını tespit ederek hemen Olay Yeri İnceleme Şubesi’nden uzman ekip talep etti. Servis çalışanlarına mahkeme kararını gösteren polis, araç temizlenmeden önce ipucu aradı. Yapılan incelemelerde aracın bagaj kısmında kırmızı boya kalıntılarının bulunduğu belirlendi. Polis kimsenin şüphelenmemesi için 15-20 dakikada araç üzerindeki incelemeyi kameraya kayıt ederek buradan ayrıldı.
Farklı bir ekip ise Ekingen’in depo olarak kullandığı ve baba Hakverdi Şahin’den kiraladığı garajı izlemeye aldı. Garajda duvarların sıva yapıldığı, yerlerin fayanslarının ise değiştirildiği tespit edildi. Çalışan kişilerin birbirlerine hızlı olmaları konusunda sürekli uyarılarda bulunması polisin dikkatinden kaçmadı.
VARİLDEN CESET ÇIKTI
Doblo aracın ve garajın takibe alındığı saatlerde, Silivri’de içinde kimyasal atık madde bulunulduğu düşünülen beton kaplı bir varil jandarma ekiplerince bulundu. Sık sık kimyasal atık varilleriyle karşılaşan jandarma, varile dokunmadan uzman ekipleri çağırdı. Varilin üst kısmındaki betonu kıran uzmanlar, içinde ceset olduğunu belirleyince adeta şok oldu. Yaklaşık bir saat süren çalışmanın ardından varilden tamamen çıkarılan cesedin cebinde Cevat Şahin’e ait mimarlık bürosunun kartvizit çıktı. Genç mimarın polis bölgesinde kaybolduğu ve arandığı yönünde bilgilere ulaşan jandarma, soruşturmayı yürüten polislere bilgi verdi.
Olay yerinde inceleme yapan dedektifler, cesedin beton dökülerek içine konulduğu varilin kırmızı olduğunu gördü.
BAGAJDAKİ BOYA ELE VERDİ
Varilden boya örnekleri alınarak hemen kriminal laboratuara gönderildi. Fiat Doblo aracın bagajındaki boya parçalarıyla varildeki boya parçalarının eşleşmesi üzerine savcılık, Ekingen ve kardeşinin de aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında yakalama kararı çıkardı. 6 kişi gözaltına alınırken, Ekingen’in kız arkadaşıyla kaçtığı belirlendi. Polis cinayetin bir numaralı şüphelisini yakalamak üzere çemberi iyice daralttı. Ekingen, 18 Temmuz’da Bodrum’dan Yunan adalarına kaçmak üzereyken düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Üzerinden sahte kimlik ve pasaport çıkan cinayet zanlısı ifadesinde vahşi planı tüm detaylarıyla anlattı.
SOĞUKKANLI İTİRAFLAR
Ekingen, baba Şahin’den birçok kez borç aldığını ve paraların büyük kısmını ödemediğini, son olarak 350 bin TL istediğinde, babanın kendisine, “Cevat artık sana para vermemi istemiyor” dediğini söyledi. Ekingen, bunun üzerine cinayeti planladığını şöyle anlattı:
“İşimi büyütmek için paraya ihtiyacım vardı. Ancak Cevat buna engel olmuştu. Babasından her para istediğimde mutlaka Cevat sorun çıkarıyordu. Ben de kaçırarak gözünü korkutmaya karar verdim. Olay günü farklı bir telefondan Cevat’ı arayarak kendisiyle görüşmem gerektiğini söyledim. Evlerine yakın bir restoranda buluştuk. Daha sonra kendilerine ait garajda yenileme çalışması yaptığımı ve görmesi gerektiğini anlattım. Kabul edince garaja gittik. Garajda Çelik Demirtaş da vardı. Cevat’a. ‘seni neden buraya getirdim biliyor musun?’ diye sordum. O da bana bilmediğini söyledi. ‘Seni öldürmek için buraya getirdim’ dedim. Şaşırdı ve bana, ‘Neden öldüreceksiniz beni?’ diye sordu. Ben de ona, ‘Sen işlerime engel oluyorsun’ dedim. Kaçmaya çalıştı ancak yakaladık. Önce dövmeye başladık ve sandalyeye bağlayıp işkence yaptık. Çevredekilerin bağırma seslerini duymaması için o sırada depoda bulunan ve inşaatlarda kullanılan kompresörü çalıştırdık. Sürekli küfrediyor ve kendisini öldüremeyeceğimizi söylüyordu. İşkencenin şiddeti artınca baygınlık geçirdi. Sinirimi alamadığım için boğazını tuttum. 1 dakika kadar sıktım. Nefes almadığını görünce nabzına baktık ve öldüğünü anladık. Hemen dışarıda bizi bekleyen üç kişiyi çağırarak beton hazırlamalarını istedik. Garajda bulunan kırmızı varile önce cesedi yerleştirdik. Ardından varilin içini betonla doldurduk. Ben kürekle beton atarken Çelik, ‘ne yaptık biz, ne yaptık biz?’ diyordu. Cesedi varile gömdükten sonra betonu kuruması için garajda bıraktık. Gece geç saatlerde garaja yeniden geldim. Betonun sert olması ve çabuk kuruması için bir süre suyla ıslattım. Yaptığımdan çok pişmandım ama cezaevine girmek de istemiyordum. Polise babasıyla birlikte kayıp müracaatı yaptıktan sonra Çelik’le birlikte garaja gelerek varili araca yükledik. İki kişi olduğumuz için çok zorlandık. Bir ara aracın bagajından varil yere düştü. Bu sırada kırmızı boya bagaja bulaştı. Varili Silivri’de boş bir araziye atarak kaçtık. Aslında varili gömmeyi düşündük ancak birilerinin bizi görmesinden korktuk. Yakalanacağımızı anlayana kadar da görüşmemeye çalıştık. Telefonlarımın dinlenebileceğini düşündüğüm için hedef şaşırtmak amacıyla milletvekillerini ve üst düzey emniyet yetkililerini aradım. Ancak yine de yakalanmaktan kurtulamadım. Yaptıklarımdan utanıyor ve büyük pişmanlık duyuyorum.”
İKİ KİŞİYE MÜEBBET HAPİS
Gasp Bürosu dedektiflerinin dikkatli çalışması sonucu araç bagajından elde ettiği kırmızı varile ait boyanın en önemli delil olarak kullandığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve adalete teslim edilen Abdülkadir Ekingen ile Çelik Demirtaş, “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına” çarptırıldı. Diğer üç kişi ise 10 yıl ile 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırıldı.