Güncelleme Tarihi:
Yönetmen Eli Roth'un ismini bundan 4 yıl kadar önce Dehşetin Gözleri (Cabin Fever) filmi ile duymuştuk. Düşük bir bütçeyle ve Roth'un yaşadıklarından yola çıkılarak çekilen bu film, korku filmi fanatiklerini fazlasıyla memnun etmekle kalmamış, gişede büyük bir başarı elde ederek yapımcısının da yüzünü güldürmüştü.
KIRMIZI FENER SOKAĞI ÇOCUKLARI
Her haliyle şok etkisi yapan, sarsıcı bir film var karşımızda.Tabii ki ilk şok filmin başında geliyor.
Gerilim olarak lanse edilen Otel'i izlemeye başladığınızda önce yanlış film oynattıklarını düşünebilirsiniz.
Yaklaşık yarım saat boyunca üç gencin Amsterdam'daki Kırmızı Fener Sokağı'ndaki (Red Light District) seks maceralarını izliyoruz çünkü. Çıplaklık, cinsellik sadece en başta değil, film boyunca da cömertçe kullanılıyor.
Hiç bir estetiği olmayan bu bayağı sahneler, çoğu izleyicinin filmden daha en başında soğumasına neden olacak cinsten.
Filmin kahramanları biri İzlandalı, ikisi Amerikalı üç genç adam. Kafayı kadınlarla ve seksle bozmuşlar. Sırtlarına çanta, Avrupa'da şehir şehir dolaşırken, tek amaçları mümkün olduğunca fazla kadınla beraber olmak oluyor. Hele içlerinde bir tanesi var ki, tam bir skor meraklısı.
Gençlerin Amsterdam maceraları sürerken, bir yabancıdan Slovak kızların methini duyuyorlar. Bunu duymalarıyla da çantalarını sırtlayıp, Doğu Avrupa'nın yolunu tutmaları bir oluyor.
Kasabaya geldiklerinde önce her şey güllük gülistanlık. Odalarını seksi ve güzel kızlarla paylaşacaklarını öğrendiklerinde yüzlerinin halini görmeniz gerek.
MİDENİZ SAĞLAM MI?
Slovakya'daki ilk gece haliyle güzel geçiyor. Ancak zaman ilerledikçe nasıl bir yere gelmiş olduklarının da farkına varmaya başlıyorlar. Sokaklar yankesici, hırsız çocuklarla dolu. Karanlık, izbe, kirli ve paslı bir mekanda ise insan kesiyorlar. Evet, yanlış okumadınız, mezbahayı andıran bu yere getirilen insanlar türlü işkencelere, kesilip, biçilerek öldürülüyorlar. Birileri de bundan büyük zevk alıyor.
Vahşet turizmi denen sapıkça bir olayı anlatan Otel, korkunç sahnelerle dolu, mide bulandırıcı bir film. Sarsıcı, bol kanlı işkence sahneleri izleyenleri kusma noktasına getiriyor. Filmde işkence görürken kusan insanlardan farkımız kalmıyor.
Otel'in daha etkileyici ve çarpıcı olmasını engelleyen zaafı ise üç an karakterle izleyicinin hiç bir şekilde empati kuramıyor olması. Çok da parlak oyuncular tarafından canlandırılmayan gençler o kadar boş, sıkıcı ve sevimsizler ki, izleyici onlar için olması gerektiği kadar üzülemiyor bile.
Burada türün meraklılarının imdadına Eli Roth'un sadist detaylar ve mezbaha vahşeti konusundaki ustalığı yetişiyor.
Otel, karakterleri anlamında sınıfta kalsa da, şiddet, kan, revan, işkence yöntemlerinin çeşitliliği, vahşet ve sadizm anlamında zirveyi zorluyor.
HOSTEL (OTEL)
Yön: Eli Roth
Oyn: Jay Hernandez, Derek Richardson, Eythor Gudjonsson
Tür: Korku
Süre: 95 dk.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
Bu belgeseli kaçırmayın
Bizim topraklardan çıkan bir belgesel Oyun. Köy kadının yaşam mücadelesini, ne şartlarda yaşadığını ve pasif bırakılmış, geri plana itilmiş olmasına rağmen, istediği zaman ne kadar güçlü olabileceğini gözler önüne seriyor.
Pelin Esmer, bu 9 köylü kadının hikayelerine ilk kez bir gazetede rastlamış ve onlara ilgili bir belgesel çekmeye karar vermiş.
Tarlada, evde bitmek bilmeyen işlerinin arasında kendilerine bir pencere aralamak, bir anlamda nefes almak isteyen bu kadınlar yaşamlarını bir tiyatro oyununa aktarmaya karar veriyorlar.
Oyun, Kadının Feryadı adlı bu tiyatro oyununun arka planını, perdeye konulma hikayesini anlatıyor ve kadınların birbirlerine bile anlatmaya çekindikleri hayat hikayelerini perdeye yansıtıyor.
Oyun'la Pelin Esmer, Trieste Uluslararası Film Festivali'nden En İyi Belgesel Film Ödülü'yle döndü.
Bu toprağın hikayesini, birbirinden sempatik, güçlü ve samimi 9 köylü kadının üzerinden anlatan Oyun kaçırılmaması gereken bir belgesel.
OYUN
Yön: Pelin Esmer
Tür: Belgesel
Süre: 70 dk.
Sizin havanız güzel olsun
Fırtınalı Hayatlar, kendi havası pek yerinde olmayan bir hava durumu sunucusunun öyküsü.
Nicolas Cage, Chicago'da yerli bir kanalda çalışa hava durumu sunucusu David Spritz rolünde. Eşini Hope Davis, babasını ise Michael Caine oynuyor.
David, arada hayranlarından tepkiler alsa da işinde başarılı, ünlü bir sunucu. Şöhretten pek hoşlandığı söylemez ama yeni bir iş teklifi geldiğinde heyecanlanmadan da edemiyor. Diğer yanda ise ailesi ile sorunlar yaşamakta. Eşinden ayrı, çocuklarının sorunları var. Ünlü bir yazar olan babasının gözüne girmeye çalıştıkça, kendini daha da büyük bir çıkmazın içinde buluyor.
Gore Verbinski, hüznü, kahkahayı aynı yerde barındıran çok katmanlı ve olabildiğince gerçek hayata yakın bir filme imza atmış. Fırtınalı Hayatlar biraz ağır tempolu olsa da hayatın gerçeklerini tüm çıplaklığıyla, süslemelere başvurmadan perdeye aktarmayı başarıyor.
THE WEATHER MAN (FIRTINALI HAYATLAR)
Yön: Gore Verbinski
Oyn: Nicolas Cage, Hope Davis, Michael Caine
Tür: Komedi-Dram
Süre: 101 dk.
Toplama kampı dehşeti beyazperdede
Nobel ödüllü yazar Imre Kertesz'in kendi yaşam öyküsünden yola çıkarak yazdığı ve yazara büyük ün getiren aynı adlı romanından uyarlanan Kadersizlik, II. Dünya Savaşı yıllarında Alman toplama kamplarında yaşanan dehşeti bir çocuğun gözlerinden anlatıyor.
Yönetmenliğini Lajos Koltai'in üstlendiği film, uluslararası alanda büyük beğeni toplamış, Berlin'de Altın Ayı için yarışmış ve bu yıl Macaristan'ın En İyi Yabancı Film Oscar aday adayı olmuştu.
Hitler zamanında geçen yapım, 14 yaşındaki Gyuri adlı Yahudi çocuğun yakalanmasını, Almanya'ya, toplama kampına götürülmesini ve burada yaşadıklarını anlatıyor.
Kadersizlik, toplama kamplarındaki dehşeti gerçekçi, sert ve etkileyici bir şekilde perdeye taşıyan, son derece çarpıcı bir çalışma.
Filmde küçük bir rolde yeni James Bond Daniel Craig'i de izliyoruz. Craig, filmde Amerikalı bir askeri canlandırıyor.
FATELESS
KADERSİZLİK
Yön: Lajos Koltai
Oyn: Marcell Nagy, Béla Dóra, Bálint Péntek
Tür: Dram
Süre: 140 dk.
Yetimhanedeki diğerleri
Vizyona giren iki korku filminden biri olan Kutsal Bakire, bol kanlı kesip biçmeli bir tarza sahip olan Otel'in aksine psikolojik gerilime ağırlık veren bir yapım.
Olaylar 1960'ların Fransa'sında, kapanmak üzere olan ve tahmin edeceğiniz gibi oldukça tekinsiz bir yetimhanede geçiyor. Saint Ange adındaki bu yere temizlikçi olarak gelen Anna, nereden geldiğini anlayamadığı gülüşmeler, seslenmeler duymaya başlıyor. Ve binanın içinde bir yerlerde Judith dışında çocukların olduğuna inanmaya başlıyor.
Kutsal Bakire, Diğerleri (The Others) ve Altıncı His (The Sixth Sense) tarzında bir gerilim filmi.
SAINT ANGE (KUTSAL BAKİRE)
Yön: Pascal Laugier
Oyn: Virginie Ledoyen, Lou Doillon, Catriona MacColl
Tür: Fantastik-Korku
Süre: 98 dk.
Sade ve güzel bir film
İlk kez geçen ay !F Bağımsız Filmler Festivali'nde izleyiciyle buluşan Ben ve Sen ve Diğerleri gösterimde.
Film, yaşlılara yardım etmek için şoförlük yapan bir sanatçı Christine (Miranda July) ve iki çocuk sahibi yeni boşanmış bir ayakkabı satıcısı olan Richard'ın (John Hawkes) arasında oluşması muhtemel bir aşkın etrafında şekilleniyor.
Festivallerden ödüllerle dönmüş (Cannes Altın Kamera da dahil), sıcak, samimi bir film Ben ve Sen ve Diğerleri.
Tesadüfler sonucu yolları kesişen insanların hikayesini ve gündelik olayları anlatırken büyük cümleler kurmuyor. Filmin güzelliği de bu yalın anlatımında ve sadeliğinde gizli.
ME AND YOU AND EVERYONE WE KNOW (BEN VE SEN VE DİĞERLERİ)
Yön: Miranda July
Oyn: John Hawkes, Miranda July, Miles Thompson
Tür: Komedi - Dram
Süre: 92 dk.