A.A
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2011 10:26
Baş dönmesi şikayetleri, kulak ağrısı, göz hastalıkları, ilaç zehirlenmeleri, düşük veya yüksek tansiyon, damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları, kansızlık ve kan hastalıkları, mikrobik ya da beyin hastalıkları, sara ve bazı ruh hastalıklarından kaynaklanıyor olabilir.
Uzmanlar, baş dönmesinin kan şekerinin düşmesine bağlı kısa süreli kendini gösterebileceği gibi iki saat krizler halinde ya da haftalarca-aylarca kendini tekrarlayarak ciddi hastalıkların habercisi olabileceği uyarısında
bulunuyor.
Politzer Derneği (Uluslararası Kulak Cerrahisi ve Bilim Derneği) Başkanı Prof. Dr. O. Nuri Özgirgin, halk arasında baş dönmesi olarak bilinen hastalığın tıpta “vertigo” olarak isimlendirildiğini söyledi. Baş dönmesinin, hastayı yatağa düşürerek gözlerini dahi açamayacak şiddetle olabileceğini, zaman zaman kayma hissine yol açabileceğini ya da göz kararması şeklinde görülebileceğini belirten Özgirgin, baş dönmesinin “basit” bir sorun olarak algılanmaması gerektiğini vurguladı. Özgirgin, “Baş dönmesi (vertigo) çok genel bir terimdir. Çok farklı nedenden kaynaklanan çeşitli tipte baş dönmesi duygusunu içine alır. Dolayısıyla bizlerin yalnızca 'baş dönmesi' yakınması ile bir sonuca ulaşabilmemiz mümkün değildir” dedi.
Baş dönmesinin, kulak ağrısı, ani hava değişimi, bazı göz hastalıkları, ilaç zehirlenmeleri, düşük veya yüksek tansiyon, damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları, kansızlık ve kan hastalıkları, mikrobik ya da beyin hastalıkları, sara ve bazı ruh hastalıklarından kaynaklanabildiğini ifade eden Özgirgin, baş dönmesi yakınması olan hastaya tanı konulurken, hastanın hekime verdiği yakınmaların detayları ve hikayesinin çok önemli olduğuna dikkati çekti.
Bu aşamada, baş dönmesinin neye benzediğini, nasıl bir duygu olduğunun hasta tarafından tarif edilmesi gerektiğini anlatan Özgirgin, “Hastanın, çevrenin dönmesi tarzında rotasyon hissi, sersemlik hissi, yerin ayağın altından kayıyormuş hissi, havada yürüyormuş hissi ve dengesizlik hissi gibi tariflerde bulunması önem taşıyor” diye konuştu. Özgirgin, bunların her birisinin farklı bir hastalığın bulgusu olabileceğini vurguladı.
Süreye dikkat
Özgirgin, baş dönmesinin nedenine göre belirtilerin de farklı olabildiğini ifade ederek, kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinde kulakta çınlama, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı-kusma, kulak akıntısı ve gözlerde anormal hareketlerin saptanabileceğini anlattı.
Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler görülebildiğini belirten Özgirgin, yine baş dönmesine şiddetli bulantı ya da kusmanın da eşlik edebildiğini söyledi.
Özgirgin, baş dönmesinin durduk yerde gelişebileceği gibi belli bir harekete bağlı olarak da ortaya çıkabildiğini dile getirerek, baş dönmesinin ne kadar süre devam ettiğinin de çok önemli olduğuna işaret etti. Baş dönmesinin gün boyu devam etmesi ya da bir hafta kadar görülmesinin tek başına yeterli bir bulgu olmadığını, kesin tanı konulabilmesi için daha detaylı bilgiye ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Özgirgin, şunları kaydetti:
“Çok kısa, birkaç saniye süren baş dönmelerinin sık sık tekrarlaması, hastada günler boyu devam eden baş dönmesi yakınmasını uyandırabilir. Baş dönmesi, dakikalar veya saatler sürebilir. Hastalarımızın büyük çoğunluğunun anlatımında 'şiddetli başım döndü, kustum, beni acile servise kaldırdılar, orada serum takıldı ve daha sonra kendime geldim' öyküsü vardır. Aradaki detaylar daima atlanır ve bizim için kritik olan ise bu detayları bilmektir. Yakınmalar, tıpkı 'masal' anlatır gibi saniye, saniye anlatılmalıdır.”
Özgirgin, eğilme, yataktan kalkar kalmaz gibi hareketle ortaya çıkan baş dönmelerinin “pozisyona bağlı” ortaya çıkabilen bir durum olduğunu ve zaman içinde şikayetlerin tekrarlanabildiğini söyledi. Meniere hastalığının da ikinci sıklıkta görülen baş dönmesi nedeni olduğunu ifade eden Özgirgin, bu durumda baş dönmesinin krizler şeklinde seyrettiğini ve sıklığının farklılık gösterebildiğini ve bir-iki saat süren krizlerin kişinin ruh sağlığını bozabildiğini, hastanede müdahale gerektiğini vurguladı.
Özgirgin, denge sinirinin virüsler vasıtasıyla iltihaplanması halinde de de baş dönmesinin görülebildiğini dile getirerek, bu kişilerin yürümekte zorluk çektiklerini dile getirdi. Açlığa bağlık, kan şekerinin düşmesinden kaynaklanabilen geçici baş dönmeleri ile çeşitli hastalıkların bulgusu olan baş dönmesiyle karıştırılabileceği uyarısında bulunan Özgirgin, bu nedenle mutlaka hekim tarafından baş dönmesinin kesin nedeninin ortaya konması gerektiğini vurguladı.
Özgirgin, iç kulakla ilgili sorunların baş dönme nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını belirterek, halk arasında “kristallerim yer değiştirdi” tanımlaması ile kendini gösteren durumla sık karşılaşıldığını söyledi. Yer çekimine bağlı dengenin sağlanmasında rol oynayan kristallerin yapısının iç kulak sıvaları içinde hareket ettiğini belirten Özgirgin, kristallerin yarım daire kanallarının içine kaçması halinde baş dönmesinin gelişebildiğini anlattı.
Özgirgin, baş dönmesi yapan kulak hastalıkları arasında üst solunum yolu infeksiyonları sonrası iç kulak tutulumu, pozisyona bağlı baş dönmesi (BPPV olarak kısaltılır ve iç kulakta dengemizi sağlayan toza benzer bazı maddelerin fizyolojisinin bozulması), Meniere Hastalığı (İç kulaktaki sıvıların kimyasal durumlarının değişerek basınç artışı yapması), Vestibüler Nörinit (İç kulaktaki denge ile ilgili sinyalleri beyine ulaştıran sinirin iltihaplanması), kronik orta kulak iltihaplarının iç kulağa yayılması (labirentit), menenjit veya diğer ateşli hastalıkların iç kulağı etkilemesi, iç kulakta veya iç kulak sinirindeki tümöral hastalıkların yer aldığını belirtti.
Göz hareketleri ipucu
Baş dönmesinin, iç kulaktaki bir hastalığa bağlı olması halinde genellikle kulak muayenesinde bir problem görülmediğini ifade eden Özgirgin, “Sadece orta kulak iltihaplarının iç kulağı etkilemesine bağlı baş dönmesi olması durumunda ise kulak zarında delik ve orta kulakta iltihaplanma görülebilir” dedi. Özgirgin, bu durumda hastada anormal göz hareketleri olabildiğini belirterek, göz hareketlerinin yönünün hangi kulağın hasta olduğuna dair ip ucu verdiğini söyledi.
Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinin (tümörler hariç) genellikle zaman içinde kendiliğinden ortadan kalktığını ifade eden Özgirgin, bu sürenin kimi zaman 6 ay ya da 1 yıla kadar uzayabildiğini belirtti. Özgirgin, baş dönmesinin nedeninin pozisyonel olması halinde hekimin muayene sınasında uygulayacağı bazı hareketlerle düzelebildiğini anlattı.
Farklı nedenlere bağlı baş dönmelerinde ilaç tedavisinin yapıldığını ifade eden Özgirgin, şiddetli şikayetler durumunda hastaneye yatışın söz konusu olabildiğini söyledi. Özgirgin, tümörlere bağlı baş dönmelerinin de ancak tümörün cerrahi müdehale ile çıkarılması ile geçebileceğini vurguladı. Özgirgin, baş dönmelerine yapılacak ilk işin, kişinin hemen oturtulması veya yatırılması şeklinde olduğunu sözlerine ekledi.