Güncelleme Tarihi:
Thierry Mugler, Fransa'dan çıkıp dünyaya açılan en sıradışı modacı. Onun tasarımları başka kimseninkine benzemiyor. Çünkü o tasarımlarını, sokaktaki insanlardan değil, 1800'lü yıllardan kalma bir tablodan, böceklerden, çiçeklerden veya uzaylılardan esinlenerek yaratıyor...
Thierry Mugler, şimdilerde dünya jet-set'inin ve tabii ki ünlü yıldızların en çok sevdiği modacı halinde. Eskiden Versace, Armani, Chanel ve Dior'dan başka marka tanımayan ünlüler, 2000'de sadece ve sadece Mugler'in kreasyonlarını giyiyorlar. Biz merak ettik, bunun sebebi ne olabilir diye. ‘‘Neden sokaktaki insana kadar herkes bir Mugler sendromu yaşamaktadır?’’ Ve cevabı bulduk: Aslında o, hepimizin olmak istediği ama cesaret edemediği kadar çılgın ve sıradışı bir hayatı, giysilerine yansıtıyor. Alabilen alıyor, alamayan bakıyor. Ama, başta şöhretli isimler olmak üzere, pek çok insan bu Thierry Mugler furyasından nasibini alıyor...
Defileyi şova dönüştürdü
İlk defilesini 1986'da yapan Mugler, defile kavramını da değiştirmiş oldu. Sıradan bir şekilde mankenlerin podyuma çıkıp yürümelerini, müzikli ve danslı hatta senaryolu şovlar haline getirdi. Zaten Mugler'in bu girişiminden sonra, defile kavramı da değişmiş oldu. 80'lerin sonlarına doğru, artık bütün modacılar defilelerinde danslar, müzikler ve çeşitli atraksiyonlar sergiliyorlardı. Son yıllarda, ise, özellikle üzerine yoğunlaştığı plastik maddeler ve şeffaf kumaşlar, onun farklılığını iyice ortaya çıkardı. ‘‘Fransızlar'ın çılgın modacısı’’ lakabını kimselere kaptırmayan Mugler, defilelerinde kullandığı temaları, bir kitap halinde yayınlamaya hazırlanıyor. Bugüne kadar birçok değişik tasarımcıyla birlikte çalışan Mugler'in anıları, bir hayli ilgi çekeceğe benzer...
Bu arada, özellikle kadında dekolteyi seven Fransız modacı, kadınların normal hayatlarında da daha açık saçık giyinmelerine ön ayak oldu. 80'li yıllarda başlayan açıklık ve dekolte giyinme furyasında büyük rol sahibi olan Mugler, defilelerinde de özellikle kadınların göğüs ve bacak dekolteleri üzerinde yoğunlaştı. Hatta, günümüz kadınının pek sevdiği transparanların da yaratıcısı olduğu söylenebilir. Çünkü Mugler, defilelerinde mutlaka birkaç mankenin transparan giymesini ister...
İlhamı doğadan geliyor
Thierry Mugler'in tasarımlarının ne kadar ilginç olduğu malum. Bir o kadar da sıradışı. Ama bu kreasyonların ilhamını nereden aldığı, bugüne kadar ona en çok sorulan soruların başında geliyor. Ve Mugler'in buna verdiği cevap da çok açık: ‘‘İlhamımı doğadan alıyorum.’’ Gerçekten de, kreasyonlarında böcekleri kullanıyor, çiçekleri kullanıyor ve hatta uzaylıları bile kullanıyor. Kendi hayalgücünün sınırlarını zorlayan Mugler, gerçekte çok da hayalperest bir adam değil. Özellikle tasarımlarını yaptığı anlarda kendini dış dünyadan soyutlayan modacı, bu durumlarda aklına ne gelirse tasarımlarında onu kullanmaktan çekinmiyor. Defilelerinde bilimkurgu kahramanı mankenler kullanan Mugler, kadınların erotik ve seksi olmalarının yanısıra, gizemli olmalarına da büyük önem veriyor.
Mugler'in en önemli özelliği de, çıplaklığı bir sanat olarak görmesi. Yani, aynı anda hem romantik, hem de çok baştan çıkarıcı gibi görünen bir elbise tasarlayabiliyor. Romantizmi daracık korselerle betimleyen Mugler, duyguların seksten ayrılamayacağını savunuyor. 1998'de Paris'teki moda haftalarında yaptığı bir defilede, göğüsleri tamamen açık giysiler giyen adı sanı duyulmamış mankenler kullanınca, yer yerinden oynamıştı. Ama aynı zamanda moda eleştirmenleri tarafından da alkış yağmuruna tutulmuştu. İşte bu yüzden, 15 yıldır Thierry Mugler adı, hep sıradışı olaylarla ve akılalmaz tasarımlarla birlikte anılıyor...