Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz günlerde Tel Aviv ve Washington arasında yapılan anlaşma gereği eğer Ahmedinecad hükümeti nükleer programı en kısa zamanda durdurmazsa İran üzerine “felç edici” ambargolar uygulanacağını açıklanmıştı.
Bunun üzerine İsrail Başbakan yardımcısı Dan Meridor da İran’a silahlı müdahaleyi düşünmediklerini ifade etmişti.
Ancak uzmanlar ve analistler bunun tam tersi olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar.
İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) bu hafta başında yayımladığı olağan yıllık raporunda İran nükleer silahlara sahip olursa, İsrail’in ülkeye bir askeri saldırı düzenleyeceğini ifade etti.
İSRAİL MÜSAMAHA GÖSTERMEZ
IISS’in nükleer silahların yayılması konusunda uzmanlaşmış İran analisti Mark Fitzpatrick “İsrail İran’ın nükleer silah sahibi olmasına müsamaha göstermeyecektir,” dedi.
The Times gazetesinden Bronwen Maddox’un da köşesinde yer verdiği raporda İran’ın Obama’nın ilk dönemi bitmeden silah geliştirme kapasitesine sahip olacağı ancak silah yapabilmek ve silah yapmak arasındaki farka dikkat edilmesi gerektiği ifade edildi.
Aynı şekilde ABD’li özel istihbarat ajansı STRATFOR'un dün yayımladığı “Misreading the Iranian Situation” isimli raporunda da, kamuoyu İran üzerine yapılacak muhtemel bir saldırıya karşı uyarıldı.
İsrail'in, İran’ın nükleer silah sahibi olmasını hayati bir tehdit olarak gördüğünü ifade eden STRATFOR raporu, eğer diplomatik çözümler ve ekonomik yaptırımlar işe yaramazsa Tel Aviv’in askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceğini öne sürdü.
İsrail’i silahlı bir çözüm kullanmamaya ikna etmek için ABD’nin yaptırımları garantilemesi gerektiği de belirtilen raporda bugünkü koşullar göz önüne alındığında ABD’nin bu rolü oynamaktaki isteksizliğine de değinildi.
YAPTIRIMLAR OLASI DEĞİL
George Friedman’ın kaleme aldığı raporda “ABD-Rusya ilişkilerinin bugünkü durumu göz önünde bulundurulduğunda Washington, Moskova’nın İran’a destek sağlayarak eski Sovyet topraklarında yeniden hegemonya kurmasını istemediğinden, felç edici yaptırımların uygulanması pek olası görünmüyor” yorumuna yer verildi.
İran üzerine yapılacak olası bir İsrail hava saldırısının sonuçlarına da değinilen raporda, bu saldırının ABD’nin Irak’taki hava sahası üzerinden yapılması gerektiği dolayısıyla ABD’nin bir şekilde operasyona ortaklık etmek zorunda kalacağı ifade edildi.
Raporda operasyonun ABD’yi ilgilendiren ikinci sonucu olarak da İran’dan gelecek bir misillemenin başta Hürmüz Boğazı olmak üzere Basra Körfezi’ndeki petrol açısından kilit noktalar üzerine yapılacağı öne sürüldü.
İsraillilerin Obama’ya güvenmediği ve yerleşimler hakkında ABD’nin Tel Aviv’e uyguladığı baskıların Obama’nın İsrail’in çıkarlarını gözetmediği görüşünü yaygınlaştırdığı da ifade edilen raporda bu sebeplerden ötürü ABD’nin İsrail’i kontrol altında tutamayacağı ve Netanyahu hükümetinin kendi başına hareket etmekten kaçınmayacağı da savunuldu.
J-POST: “İSRAİL HAZIRLANIYOR”
İsrail’in muhafazakar gazetesi The Jerusalem Post’ta da ABD merkezli Çiftyanlı Politikalar Merkezi (BPC)’nin İran raporuna değinildi. Yazıda “Meeting the Challenge – Time is Running Out” isimli, rapora atıfla İran’da sürenin dolmak üzere olduğu ama İsrail’in durumun değişeceğine dair umutlarını koruduğu ifade edildi.
Köşesinde raporda geçen “Eğer İran’ın nükleer programını etkin bir biçimde kontrol altına almayı başaramazsak ya da İran, olası göründüğü üzere, Rusya’dan S-300 uçaksavar sistemlerini satın alır ve oyunun kurallarını değiştirecek askeri teknolojiye sahip olursa, İsrail kendi başına hareket edecektir,” sözlerine yer veren The Jerusalem Post yazarı Yaakov Katz İsrail’in hem diplomatik hem de askeri açıdan hazırlıklarını yaptığını belirtti.
Ancak yazar “Bugün İsrailliler ABD’nin, İran’dan gelen nükleer tehdidin boyutunu anladığını ve dolayısıyla Tahran’la yapılacak zorlu ve kapsamlı bir görüşme konusunda ciddi olduğunu düşünüyorlar” diyerek müzakerelerin halen İsrail’in gündeminde olduğunun altını çizdi.