Güncelleme Tarihi:
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Taner Yıldız, bilinçsiz avlanma sonucunda gelecek yıllarda palamut ve lüfer gibi balıkların bile nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekti. İstanbul Boğazı’nda balık avcılığında Avrupa Birliği standartlarının getirilmesi gerektiğini savunan Taner Yıldız şu uyarılarda bulundu:
50 METRE KURALI OLMALI
“Boğazda Yeniköy ve Çubuklu hattının kuzeyinde kalan alan gırgır balıkçılığına açık. Gırgır teknelerinin avcılık kapasitesi çok yüksek. Çok büyük ağlar kullanıyorlar. Boğaz’daki sıkıntı 24 metreden daha derin alanlarda balık tutma serbestliğidir. Avrupa Birliği standartı olan 50 metre kuralı boğazlar için uygulanmalıdır. Eğer 50 metre olsaydı gırgırlar boğazda balıkçılık yapamayacaktı. Boğaz balıklar için bir su yoludur. Biyolojik koridordur. Palamut, lüfer gibi türlerin Karadeniz’e çıkıp geri döndükleri bir hat, kullanabilecekleri tek yoldur. Bu mecburi geçiş sırasında balıkların bir tuzağa düşmesi gibi dar boğazda avlanması vicdani değildir. O yüzden İstanbul Boğazı’nın gırgır ile avcılığa tamamen kapatılması gerekmektedir.
YAKINDA PALAMUT DA GİDER
Nasıl boğazın güneyinde gırgır tekneleri ile avlanmak yasak ise kuzeyde de aynı kural işlemelidir. Gırgır teknelerinin avlandığı yerde geleneksel kıyı balıkçıları da var. Gırgırların kullandıkları ağlar çok büyük olduğu için geleneksel balıkçıların alanını daraltıyor. Boğaz ağlarla kapanıyor. Bakanlığın bu konuyla ilgili çalışma yapması gerekiyor. Boğaz’daki stoklar kaybedildiğinde tekrar geri gelmeyecek. 1980’li yıllarda orkinos ve kılıç balığı Boğaz’ı geçerek Karadeniz’e gidiyordu. Ancak bilinçsiz avlanma ve kirlilik nedeniyle bu iki tür artık boğaza girmiyor. Yakında palamut ve lüfer de yön değiştirebilir.”
GEÇİŞ GÜZERGÂHI
İstanbul Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal da boğazlardaki bilinçsiz avcılığın hatalar zincirine dikkat çekti: “İstanbul ve Çanakkale Boğazları tüm balık türlerinin geçiş güzergâhıdır. Boğazdaki dev tekneler nedeniyle balıkların göç yolları kapatılıyor. Balıkların çoğalması ve yavrulaması için göç yollarını tamamlaması gerekiyor. Boğazda dar alanda sıkışan balıklar aşırı bir şekilde avlanıyor. Boğazlardaki endüstriyel balıkçılık yasaklanmalıdır. Çünkü balığın kaçabileceği alanı yok. Sıkıştırılan balığa yaşama, kaçma olanağı verilmiyor. Önceden boğazda uskumru vardı. Bu balık türü bitme noktasına geldi. Türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bunun nedeni bilinçsiz avlanma. 10 sene önce balık boyları bu kadar küçük değildi. Çünkü şu anda tutulan balıklar yavru balıklar. Bu nedenle küçük. Eğer yavru balıklar avlanıyorsa son geldi demektir. Yavru balıklar da yakalandığında yumurta dökecek balık kalmayacak. Balıklara neslini sürdürme şansı vermiyoruz.”
DEĞİŞİMİ ANLATAN SAYFALAR
Gazeteci Kadir Can’ın belgesel nitelikli kitabı “Balık Ağalara Takıldı” üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de 1971 yılından 2012 yılının son günlerine kadar yapılan balıkçılığı gözler önüne serdi. Kadir Can 288 sayfalık kitabında Boğaz’daki balık türleri ve boylarını fotoğrafları ile belgeledi. Aynı zamanda balıkçılığa olan merakı ile tanınan Kadir Can yaptığı açıklama “Gazetecilik mesleğim boyunca denizlerle ilgili haberler yaptım. Denizlerimizin bu duruma gelmemesi için çok uğraştık. Ancak gelinen durumu görüyorsunuz. Denizlerde balık yok” dedi.