Güncelleme Tarihi:
Gazi Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Gülümser Gültekin Akduman, TBMM Çocukların Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunmasını Araştırma Komisyonu’na araştırmalardan veriler aktardı. Ebeveynlere gözlem tüyoları sunan Akduman, şunları söyledi: “Okul öncesi öğretmenleri olarak çocukların davranışlarını, oyunlarını gözlemleriz. Bazen aile sırlarını açıklamak istemiyor, bazen de istismara uğradıklarını fark etmiyorlar. Bu yüzden başlangıçtan itibaren tüm resimlerini ele alırız.
SORUN VARSA...
Mesela, ‘Evinizi çizin’ dediğimizde normalde baca çizerler, çatı renklidir, etrafına objeler yerleştirirler. Mutlu olan çocuklar bu tarz ifadeleri kullanırken annenin ceza vermek için çocuğu dışarı çıkarmaması, sosyal ilişkilerini bozması, tuvalete, banyoya, kapalı bir yere kilitlemesi bu çocukların resimlerine yansıyabiliyor. ‘Aile üyelerini çiz’ dediğimizde eğer problem varsa genellikle aile üyelerinin aralarına bir obje yerleştiriyorlar; bu bazen bir ev oluyor, bazen bir araba oluyor, bazen bir araç oluyor. Babayı çok sevmiyorsa, resimden anlaşılıyor; annenin yanında kalpler, babada kullandığı renkler, etrafındaki şimşekler, ayağının altındaki yılan gibi... Bunlar aslında babaya ilişkin duygularını ifade ediyor. Cinsel istismarla ilgili göstergeler bazen olabiliyor. Genital bölgeler çizilebiliyor, yetişkin cinsel organları çiziliyor, bazen cinsel şiddete uğrayan çocuklarda genital bölgenin üzeri atlanabiliyor, bazen silinebiliyor.”
TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL
Prof. Dr. Akduman, çocuk resimlerinin tanı koymak için yeterli olmadığına da dikkat çekti: “Çocuğun davranışlarına, oyunlarına bakarız, terminolojisine, kullandığı kelimelere bakarız, davranışlarındaki ani iniş çıkışlar bizim için çok hassastır. Puzzle gibi bütün parçaları birleştirir ve böyle yardımcı olmaya çalışırız.”