Güncelleme Tarihi:
Adana Büyükşehir Belediyesince deprem eylem planı çalışmaları kapsamında "Adana'da Fay Hatları ve Deprem Paneli" yapıldı.
Panel öncesi Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
“DAHA BÜYÜK DEPREMLERİ BEKLEYEBİLİRİZ”
Prof. Dr. Pampal, Kahramanmaraş merkezli depremlerden 11 ilin etkilendiğini ve Doğu Anadolu Fayı ile Çardak Fayı’nın deprem üretmeye devam ettiğini anlatarak, şunları söyledi:
“Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman en büyük depremlere kaynaklık eden Doğu Anadolu Fayı’nın üzerinde. Ayrıca Kahramanmaraş’ın ilçeleri, en büyük ikinci depremi üreten Çardak Fayı’nın üzerinde. 6 Şubat’ta birisi 7.8, diğeri 7.6 olmak üzere 2 büyük deprem yaşandı. Bu faylar kırıldı. Ancak bu fayın çevresinde bu kadar büyük deprem üretmeyecek ancak deprem üretme potansiyeli olan başka faylar var. Bu faylar maalesef kırılmaya devam ediyor. Özellikle fayların uç kısmına transfer edilen stres nedeniyle Malatya, Sivas, Adıyaman ve Suriye’de depremler oluyor. Bu depremler olmaya devam edecek. Daha büyüklerini de bekleyebiliriz ancak ne zaman olacağını bilemeyiz.”
“ADANA’DAKİ FAYLAR 6 ŞUBAT’TAKİ KADAR YIKICI DEĞİL”
Adana’da bulunan Akçalıuşağı ve Bozdoğanuşağı faylarının 5 ile 6 büyüklüğünde depremler üretebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Adana’da en son Kasım ayının başında Kozan ilçesinde 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Son durumları kontrol etmek için Adana’ya geldik. Adana’da Akçalıuşağı ve Bozdoğanuşağı fayları var. Bu faylar, Kozan, Saimbeyli ve Feke gibi yerleşim alanlarına yakın. Bu faylar kırılıyor. Bu faylar 6 Şubat’taki kadar yıkıcı deprem üretecek faylar değil ama 5-6 büyüklüğü arasında deprem üretebilecek faylar” diye konuştu.
TÜM YAPILARI DEPREME DAYANIKLI HALE GETİRMELİYİZ
Tüm Türkiye’nin depreme hazırlanması gerektiğini ve yapı stokunun yüzde 80-90’ının depreme dayanıklı olmadığını anlatan Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Ülkemizi bir seferberlik ruhuyla depreme hazırlamamız lazım. Bunun içinde bir kentsel dönüşüm yasası çıktı. Bu yasa gelişerek devam ediyor. Ülkemizdeki yapı stokunun yüzde 80-90’ı depreme dayanıklı değil. Bu çerçevede yapı stokunu güçlendirmekten başka çaremiz yok. Riskleri azaltmamız lazım. Tehlike var, tehlike büyük ama tehlike her yer için var. Türkiye’nin santimetrekaresi yok ki tehlikeden muaf olsun. O halde yapacağımız tek bir şey var oda vatandaşlarımızı bilgilendirip, bilinçlendirmek. Tüm yapıları depreme dayanıklı hale getirmeliyiz. Öyle ayrı, gayrı değil, herkesin bu işin altına elini koyması lazım. Çünkü deprem gelirse kimseyi ayırmıyor. El ele verip bu problemi çözmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL YIKILIRSA TÜRKİYE ALTINDA KALABİLİR”
Beklenen İstanbul depremi hakkında da konuşan Prof. Dr. Süleyman Pampal, 7 ve üzeri bir depremin meydana geleceğini anlatarak, “7 ve 7,5 arası bir deprem bekliyoruz. 7,2 civarında bir depremin olmasını temenni ediyorum. Bu temenniyle olacak bir şey değil ama üst sınır ve alt sınıra baktığımızda alt sınıra yakın olsa keşke. İstanbul’un yapı stokunu dikkate aldığımızda sonuç çok kötü olabilir. İstanbul yıkılırsa Türkiye altında kalabilir. Hepimiz kalabiliriz. Onun içinde İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana diyerek şehirleri ayırmadan tüm Türkiye’yi depreme hazırlamalıyız” dedi.