Güncelleme Tarihi:
Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, bölgenin tektonik yapısını da gündeme taşıdı.
Depremlerin büyüklüğü ve etki alanı geniş olunca, depremlerin yanı sıra volkanik hareketlilikler de yakından takip ediliyor.
ÇOĞU DOĞU ANADOLU’DA OLMAK ÜZERE AKTİF ÇOK FAZLA VOLKAN BULUNUYOR
Türkiye, tektonik bir kuşak olan Alp-Himalaya orojenik kuşağının bir bölümünde yer alıyor. Bu nedenle ülkemizde jeolojik olarak farklı tip ve yaşta çok sayıda aktif volkan bulunuyor.
Tüm bu aktif volkanlar, alansal olarak Türkiye’nin yaklaşık yüzde 16’sını kaplıyor.
Smithsonian Institution tarafından yürütülen ‘Küresel Volkanizma Programı'nın verilerine göre de ülkemizde 10 adet aktif volkan veya volkanik saha bulunuyor.
Bunlar; Acıgöl (Nevşehir), Ağrı Dağı (Iğdır-Ağrı), Erciyes Dağı (Kayseri), Göllüdağ (Niğde), Hasan Dağı (Aksaray), Karacadağ (Şanlıurfa-Diyarbakır), Karapınar (Konya)ü, Kula (Manisa), Nemrut Dağı (Bitlis) ve Tendürek Dağı (Ağrı).
KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ VOLKANLARI ETKİLER Mİ?
Konuyla ilgili Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Kürşad Asan'ın görüşlerine başvurdum.
Uzun yıllardır ülkemizdeki volkanlar üzerine çalışmalar yürüten Prof. Dr. Asan, “Depremlerin genel olarak volkanları tetikleme ihtimali teorik olarak bulunuyor. Tam tersi şekilde volkanların da deprem üretme ihtimali vardır” dedi.
Bununla birlikte Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem sonrası "Kesinlikle volkanik hareketlilik olacak" anlamını çıkarmamak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Asan, şu önemli bilgileri paylaştı:
-- Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler gerçekten çok büyük ve ne yazık ki yıkıcı bir etkiye de neden oldu. Bu ve buna benzer depremlerin teoride volkanları harekete geçirme olasılığından bahsedebiliriz. Fakat depremin yaşandığı bölgede, Orta Anadolu’da ya da aktif parçalı fayların olduğu yerde deprem olduktan sonra volkanların kesin şekilde aktif olacağını söylemek zor.
-- Ama böyle bir ilişki olduğunu da söylemek gerekir. Şu an yapılması gereken göçük altındaki insanları bir an önce kurtarmak. Bölgeye daha fazla yardım ekiplerini göndermek. Sonrasında da depremi çok detaylı incelemek ve araştırmak gerekiyor.
BÖLGEDE SON VOLKANİK AKTİVİTELER; NEMRUT, TENDÜREK VE AĞRI'DA GÖRÜLDÜ
Prof. Dr. Kürşad Asan, depremin yaşandığı bölgenin çevresinde en son volkanik hareketliliğin 1692’de Nemrut, 1855’te Tendürek ve 1840’ta Ağrı Dağı’nda yaşandığını vurgu yaparak, yanardağların o dönemlerdeki yıkıcı etkilerine dair şu bilgilerin altını çizdi:
“Kroniklerde, Nemrut’un 1692’deki son volkanik aktivitesiyle ilişkili olarak deprem oluştuğu, birçok yerleşim yerinin yıkıldığı ve insanların öldüğü belirtiliyor. Fakat şu noktaya da dikkat çekmek gerek: Her volkanik aktivite şiddetli patlamalı ya da yıkıcı olmak zorunda değil. Bir volkandan çok zayıf bir gaz çıkışı da volkanik faaliyet olarak değerlendirilebilir.”
Ağrı Dağı
‘VOLKANİK HAREKETLİLİĞİ ÖNCEDEN BİLMEK MÜMKÜN AMA...’
Prof. Dr. Kürşad Asan’a ‘Bir hareketlilik olursa bunu önceden tespit etmek mümkün mü?' diye sorduğumda cevabı “Mümkün ama bu konuda bazı eksiklerimiz var” oldu. Prof. Dr. Asan şu bilgileri paylaştı:
“Bu konuyla ilgili cihaz lazım. Şu an için bir-iki volkan üzerinde çalışmalarımız var. Bildiğim kadarıyla Hasan ve Nemrut dağlarında çalışmalar bulunuyor. Fakat ülkemizde henüz aktif volkan izleme diye bir mekanizma tam olarak oturmadı. Ciddi bir altyapı oluşturmamız lazım. Özetle şu an için aktif volkanlarımızı izlemek üzerine kurulan bir sistemimiz ne yazık ki yok. Bu alanı göz ardı etmememiz gerekiyor. Deprem kadar ciddiye almamız lazım...”