Güncelleme Tarihi:
Dönmez'in, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nde, “askeri eşyayı gizlemek” suçundan yargılanmasına devam edildi.
Davanın bugünkü duruşmasında, Dönmez'in Yenikent'teki evinde yapılan aramada ele geçirilen ajandalar ve krokilerdeki yazıların Dönmez'e ait olduğuna ilişkin kriminal rapor veren, el yazısı ve doküman inceleme uzmanı Nazmiye Aktaş tanık olarak dinlendi.
Aktaş, hassas optik cihazlarla incelemelerde bulunduklarını ve cihazların kullanımında uzman olduğunu ifade ederek, mahkemeye gönderdikleri kriminal inceleme raporunu birlikte çalıştığı alanında uzman 2 arkadaşı ile hazırladıklarını söyledi.
Nazmiye Aktaş, bir kişinin el yazısının taklit edilip edilmediğini anlayabileceğini, kullandıkları optik cihazların da buna yardımcı olabileceğini belirterek, şahısların el yazısının ancak felç ya da beyin fonksiyonlarının hasar görmesiyle değişebileceğini bunun dışında hiçbir şekilde kişilerin el yazısının değişmeyeceğini vurguladı.
“YAZILAR SANIK DÖNMEZ'İN EL ÜRÜNÜDÜR”
Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın kendilerine gönderdiği deliller üzerinde gerekli el yazısı ve mürekkep incelemesini yaptıklarını, “3 uzmanın ayrı ayrı yaptığı bağımsız inceleme ve ortak kanıya varmasıyla” rapor hazırladıklarını anlatan Aktaş, “İnceleme konusu ajanda ve kroki üzerindeki yazıların sanık Dönmez'in el ürünü olduğu kanaatimiz kesindir. Kroki üzerindeki çizim ve yazılar sanık tarafından yazılmıştır. Bunu kesin olarak belirtiyoruz” dedi.
Duruşma Hakimi Binbaşı Cemil Çelik, sanık Dönmez'in “kriminal incelemede, kalem baskı şiddeti incelemesinin yapılmadığını” savunduğunu anımsatarak, rapor hazırlarken bu incelemenin yapılıp yapılmadığını sordu. Aktaş da inceleme için gönderilen belgelerdeki harf ve rakam karakterlerini ayrı ayrı kalem baskısı “işleklik” yönünden incelediklerini ve raporu ona göre hazırladıklarını söyledi.
Ajanda ve krokilerde aynı cins kırmızı kalemin ve mürekkebin kullanıldığına işaret eden Aktaş, fiziksel inceleme yaptıklarını, kimyasal inceleme yönteminin delillere zarar verdiği için kullanılmadığını belirtti.
Sanık Dönmez'in bir sorusu üzerine, Aktaş, incelemenin rutin işler çerçevesinde yapıldığını, konuya ilişkin emniyetin daha önce yaptığı kriminal incelemeden haberdar olmadıklarını ifade etti.
“BEN BİR TEŞKİLATIN KUMPASINA GELDİM”
Yarbay Dönmez, kendisine ait olduğu iddia edilen yazıların ve krokilerin emniyet mensuplarınca hazırlandığını öne sürerek, “Ben bir teşkilatın kumpasına geldim. Bu iş Ahmet'in, Mehmet'in işi değil. Bu bir teşkilat işi. Krokiler uzmanlar tarafından çizilirse bunun taklit olduğu anlaşılmaz. Askeri savcılık özel ilişkilerimle değil, kroki ile kazı yapılan alanın birbirine uyumlu olup olmadığını tespit etseydi, haklı olduğum ortaya çıkardı” dedi.
Uzman Aktaş, sanık Dönmez'in bir başka sorusu üzerine de yazı ve çizim yaşının tespitine yönelik Türkiye ve dünyada bir tekniğin bulunmadığını, çizim ya da yazıların ne zaman hazırlandığı konusunda bir şey söylemenin mümkün olmadığını kaydetti.
HAKİM ÇELİK'TEN YARBAY DÖNMEZ'E UYARI
Aktaş'ın sözleri üzerine sanık Dönmez, söz alarak “Uzmanın söyledikleri, bilirkişinin bilmez kişi olduğunu gösteriyor” diye konuştu. Bunun üzerine Hakim Binbaşı Çelik, sanık Dönmez'i uyardı.
Sanık Dönmez'in avukatı Mehmet Nuri Yiğit de elindeki kırmızı pilot kalemi göstererek, “krokideki kırmızı kalemin mürekkebi ile elindeki kalemin mürekkebinin aynı olup olmadığı olasılığının ne kadar olduğunu” sordu.
Hakim Binbaşı Çelik, avukat Yiğit'ten bütün sorularını beyan etmesini isteyerek, verilecek karar sonrası soruların bilirkişi Aktaş'a sorulup sorulmamasına karar verileceğini söyledi.
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından avukat Yiğit'in sorusunun sorulmamasına karar verildi.
Sanık Dönmez, Zir Vadisi'ndeki kazıda Jandarma'nın da görüntülü kayıt aldığını belirterek, bu görüntü kaydındaki konuşmaların dökümünün çıkartılmasını istedi.
Zir Vadisi'ndeki kazıda görevli olan ve görüntü kayıtlarında yer alan konuşmaları yansıyan 3'i başkomiser 5 emniyet mensubunun sicil numaralarını veren Dönmez, bu kişilerin tanık olarak dinlenmesini, el izlerinin alınarak kroki üzerinde inceleme yapılmasını talep etti.
“KAZI ALANI İLE KROKİ ARASINDA UYGUNLUK BULUNUYOR”
Askeri Savcı da sanık Dönmez'in, “soruşturmayı yürüten askeri savcılığın kroki ile kazı yapılan alan arasında uygunluk bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapmadığını” iddia ettiğini anımsatarak, Genelkurmay Askeri Savcılığının Ankara İl Jandarma Komutanlığına yazı yazarak Zir Vadisi ile kroki arasında uygunluk bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapmasını istediğini bildirdi.
Askeri Savcı, Ankara İl Jandarma Komutanlığının incelemesinde “mühimmatların bulunduğu yer ile kroki arasında uygunluk olduğu” yönünde beyanda bulunduğunu söyledi.
Duruşma Hakimi Binbaşı Çelik, Zir Vadisi'ndeki kazılara dayanak olduğu belirtilen kroki ile ilgili olarak, Adli Tıp incelemesinin yaptırılıp yaptırılmadığı, yaptırılmış ise düzenlenen rapordan onaylı bir suretin gönderilmesi; Adli Tıp Kurumu Başkanlığından bu konuda bir rapor alınmamış ise ajandada belirtilen kroki ile sanığın daha önce yazmış olduğu yazı ve işaretler arasında benzerlik olup olmadığı, bu yazıların gerek el yazısı karakteri gerek kullanılan mürekkep açısından aynı el ürünü olup olmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu incelemesi yaptırılabilmesi için krokinin yer aldığı ajandanın mahkemeye gönderilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesine karar verildiğini açıkladı.
Hakim Çelik, Yarbay Dönmez'in eşi Binbaşı Fatma Dönmez'in önümüzdeki duruşmaya katılacağı yönünde sözlü beyanda bulunduğunu belirterek, Binbaşı Fatma Dönmez'in isterse tanık sıfatıyla ifade verebileceğini söyledi.
Sanık Yarbay Dönmez'in, celse arasında yazılı olarak “yalan makinasına bağlanması talebinde” bulunduğunu belirten Hakim Çelik, Dönmez'in bu talebinin “yasal olarak mümkün olmadığı” için reddedildiğini kaydetti.
Yarbay Dönmez'in tutukluluk halinin devamına karar veren Mahkeme, duruşmayı 28 Ağustos 2009 Cuma gününe erteledi.