Güncelleme Tarihi:
İzmir Adliyesi’nde 2003 yılından bu yana görev yapan Savcı Nazan Pekcan, kendi deyimiyle 30 yıllık meslek hayatındaki en mutlu yıllarını Uzlaştırma Bürosu’nda geçirdi. 2008 yılında Uzlaştırma Bürosu’nda görevlendirilen Savcı Pekcan ile 2009 yılında aynı büroda görevlendirilen cumhuriyet savcıları Süleyman Sinan Erdem ve Mehmet Ali Divarcı, Türkiye’ye örnek olan bir çalışmaya imza attı.
10 ÇOCUĞA AMELİYAT
Uzlaştırmacıların görüşmeleri sonucu, mağdur ve şüphelinin anlaşmaya vardığı binlerce dosya olduğunu aktaran Pekcan şu ilginç örnekleri verdi:
“Uzlaştırmada, mağdur olan taraf kendisinden özür dilenmesi durumunda şikâyetinden vazgeçebileceğini söyleyebilir, Türkiye’de yayın yapan herhangi bir gazetenin seri ilanlar bölümüne özür ilanı verdirilmesini talep edebilir. Uzlaştırmalarda, hayır kurumlarına binlerce lira bağış yaptırdık, Afrika’da katarakt ameliyatı olması gereken 10 çocuğun ameliyatını yaptırdık.”
SÜPÜR, KURTUL
“Bir dosyada, eşine hakaret eden beyefendiyi kendi sokağını süpürmesi koşuluyla uzlaştırdık. Bir başka dosyada, trafik kazasında yaralanan mağdurun talebi üzerine şüpheliye 8 bin mavi kapak toplattırdık ve bir engelli vatandaşımız için akülü tekerlekli sandalye alınmasını sağladık. Bir diğerinde, lösemili bir çocuğumuz vardı, trafik kazasında yaralanmıştı ona da genç odası takımı alındı. İşitme cihazı alındı bir çocuğa. Huzurevlerindeki yaşlılarımıza, tehdit suçunun sanığı olan iyi bir aşçı yemek yapıp 2 gün boyunca bu yemekleri servis etti.”
100 YAŞLIYA ‘PİDE’
“Bir başka dosyada, trafik kazası sanığı, 100 pide yaptırıp ayranla yaşlılara dağıttı. Bir iş kazasında, yüzde 75 kusurlu olan işveren, mağdur olan kişiye bir daire aldı. Mağdur olan kişi birden fazla şey de isteyebilir, hem özür dilenmesini hem tazminat hem de sanığın hayvan barınağında 2 gün temizlik yapmasını isteyebilir. Burada, ahlak ve kanuna aykırı olan hiçbir şey uzlaşma konusu olamaz. İstenen tazminat da sebepsiz zenginleşmeye sebep olamaz ve şüphelinin ödeyebileceği şekilde olmalı.”