'Uzlaşamayan komşular Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan'

Güncelleme Tarihi:

Uzlaşamayan komşular Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2011 14:12

''Kamuoyu oluşturma savaşında gerçeğin enformasyon silahına karşı zırhı yok.''

Haberin Devamı

Uzlaşamayan komşular Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan

 

Osman İkiz

Stockholm, İsveç

 

''Geçen yüzyıl içinde Anadolu-Kafkasya bölgesinde iki büyük çatışma oldu. İkisinin de sonucunda siviller zorla sürüldü ve büyük kıyım yaşandı. Birincisi, I. Dünya Savaşı'nın zor koşullarında ve Osmanlı İmparatorluğu ile Çarlık Rusya'sının yıkılma sürecinde yaşandı.

 

"İkinci çatışma 1988-1994 arasında Sovyetler Birliği'nin çözülmesi sonucunda Kafkaslarda iktidar boşluğu oluştuğunda patladı. Bu koşullarda Azerbaycan ile Ermenistan Cumhuriyetleri, Dağlık Karabağ'a egemen olmak için çarpıştılar.

Haberin Devamı

 

"Bu iki çatışmanın başka bir ortak yanı da Batı'da çok az kişinin durumu gerçek anlamıyla kavramış olması.

 

"Ne yazık ki ortak tarihlerindeki üzerinde uzlaşma sağlanamamış anlaşmazlıklar Türkleri, Ermenileri ve Azerileri bugün de olumsuz etkilemeye devam ediyor. Çözümsüzlük, bu ülkelerin barışçıl ve herkesin çıkarına olabilecek bölgede birlikte yaşama koşulları için tehdit oluşturmakta.''

 

Yukarıdaki satırlar Scott Taylor'ın "Unreconciled Differences Turkey, Armenia and Azerbaijan" (Uzlaşılamamış Farklılıklar Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan) adlı kitabından. Ottowa merkezli, askeri konularda uzmanlaşmış Esprit de Corp dergisinin kurucusu Scott Taylor, bu son kitabında geçen yüzyıl içinde Anadolu ve Kafkasya'da Türkler ile Ermeniler ve Ermeniler ile Azeriler arasında yaşanmış sorunları inceliyor.

 

Taylor ile son kitabının tanıtımı ve Dağlık Karabağ'daki durum konusunda bir konferans vermek üzere Orta Asya ve Kafkasya Enstitüsü'nün davetlisi olarak geldiği Stockholm'de görüştük.

 

 

OSMAN İKİZ: Birçok ülkede parlamentolar ardı sıra 1915 olaylarının soykırım olduğu yolunda karar aldı. Son yıllardaki bu tırmanışı nasıl açıklıyorsunuz?

Haberin Devamı

 

SCOTT TAYLOR: Yabancı parlamentoların böyle karar almasını anlayamıyorum. Bir Kanadalı olarak ülkemdeki politikacıların yeni ulaşım sistemleri ya da sağlık sistemlerini tartışıyor olması beni daha çok ilgilendirir. Kendi tarihimizi konuşmaktan kaçınırken bir lobi grubu istiyor diye politikacılarımız, muğlak bir durum hakkında karar alabiliyor. Bu konularda geçmişi temiz olup başkasını yargılamaya kalkacak bir ulus var mı acaba? Vikingler mi? Viking vahşetini bilmeyen var mı? Amerikalılar mı? Kendi Kızılderililerine ne yaptıklarına baksınlar.

Üstelik hiç kimse Ermeni sorunu konusunda arşivleri okuyamıyor. Dışarıdaki parlamentolar bilmedikleri konuda karar almak yerine arşivlerin açılması için gayret gösterseler, hayırlı bir iş yapmış olurlar. Arşivlerin açılması gerek. Çünkü iki taraf olayı çok farklı anlatıyor.

Haberin Devamı

Öte yandan bir başka paradoksa dikkat çekmek istiyorum. Aslında biz kendi politikacılarımıza güvenmiyoruz. Doğru kararlar verdiklerine inanamıyoruz. Ama yüz yıl önce meydana gelen olaylar hakkında verdikleri hükme evet, diyoruz. Saçma sapan bir şey.

 

OSMAN İKİZ: Kitabınızda anlaşmazlıkların dışarıdan müdahale olmadan taraf ülkeler arasında çözümlenmesini savunuyorsunuz. Mümkün mü?

 

SCOTT TAYLOR: Ermeniler, ezilen taraf olarak görülmeyi çok iyi beceriyor. Ama adamına göre tersini de yapabiliyorlar. Mesela benimle konuşurken Azerilere karşı kazandıkları başarıyla övünüyorlar. Dağlık Karabağ'da savaşan birliklere, bölüklere 1915'den önce Osmanlılara karşı savaşmış, tanınmış generallerin isimleri verilmişti. Ama bunun bilinmesini istemiyorlar. Çünkü insanlar bilse, 1915'den önce o Ermeni generali ya da halk nazarında kahraman sayılan askerin Osmanlıya karşı niçin savaştığını sorabilir. O zaman Ermenilerin yaklaşık 100 yıllık bir zaman dilimi içinde Osmanlı'ya isyan ettiği ortaya çıkabilir. Ve bu olaylar sırasında önce Ermenilerin bol bol Türk ve Kürt öldürdüğünü dünya öğrenebilir.

Haberin Devamı

1992'de önlerine fırsat çıkınca aynı şeyi Dağlık Karabağ'da da yaptılar. Ama bunun bilinmesini istemiyorlar. Dünya kamuoyuna Türkler tarafından kıyıma uğratılmış Ermeniler rolünü oynamak işlerine geliyor. Kendilerine acındırarak destek buluyorlar.

Türkiye şu anda gerçekten önemli bir güç olmakta. Dünyada en hızlı gelişen ekonomiler arasında. O zaman insanlar Türkiye'den biraz büyüklük bekliyor. Soykırımı kabul edebileceğini umut ediyor. Türkiye, uzlaşma için yumuşama gösterdi aslında ama Ermeniler, hiç adım atmaktan yana değil. Oysa eski nefretlerin bir faydası yok. Eğer bu konuda bir uzlaşma sağlanabilse en kârlı çıkan taraf, Ermeniler olur.

Bunu göremiyorlar. Çünkü tarihlerini, kimliklerini tamamen bu olay üzerine oturtmuşlar. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kendilerini hep bu şekilde tanımlıyorlar. Tabii ki yerine başka bir şey koymadan bu imajı yok etmek, çok zor. Ama Ermeniliği başka türlü tanımlamak gerektiğini er geç anlayacaklar.

 

Haberin Devamı

OSMAN İKİZ: Soykırımı kabul ettirme ısrarının nedeni, toprak talebinde bulunma niyeti değil mi?

 

SCOTT TAYLOR: Toprak şanslarını 1920'de yitirdiler. Tam uzlaşma sağlandığı sırada daha fazla toprak talebinde bulunarak antlaşmayı imzalamadılar. Bolşeviklerin Atatürk'ün arkasında olduğunu hesaba katamadılar. Sonunda ne oldu? Moskova ile antlaşan Ankara, Ermenilere bırakılması düşünülen Kars'ı da aldı. Şimdi o zaman kabul etmedikleri antlaşmanın peşindeler. Ama iş, işten geçti. Örneğin Almanya, İkinci Dünya Savaşı için pardon deyip 1941 sınırlarına dönmek istese, kim kabul eder. Savaş öncesi Alman topraklarının bir bölümünde artık başkaları yaşıyor. Ve de bilinen kuraldır. Savaştan sonra antlaşmaları, kazanan taraf belirler.

 

/images/100/0x0/55ea559cf018fbb8f87929ee

OSMAN İKİZ: 1915'teki olaylar sırasında ölenlerin sayısı sürekli artırılıyor. Siz hangi belgelere itibar ediyorsunuz?

 

SCOTT TAYLOR: 300 bin ile 600 bin arasında söyleniyor ama yüz yıllık zaman dilimi içinde iki taraftan ölenler nüfusa oranlanacak olursa arada fark kalmaz. Hatta öldürülen Türk sayısı daha fazla da olabilir. Çünkü Ermeniler tehcir sırasında açlıktan ve hastalıktan dolayı da öldü. Aynı nedenlerden dolayı Türkler de kırıldı. Sarıkamış'a 90 bin asker geldi. Oradan çıkıldığında sağ kalan asker sayısı, 16 bindi. Olayların açıklık kazanması için, bütün arşivler açılmalı. O sırada toplam Ermeni sayısı 1,6 milyon. Şimdi öyle web siteleri var ki ölenlerin 3 milyon olduğunu yazıyor. Bu gidişle yakında, ölen Ermenilerin İkinci Dünya Savaşı'nda öldürülen Yahudilerden daha fazla olduğu ileri sürülecek. Bu da Yahudileri kızdırıyor. Öte yandan Türkler tehcir sırasında çok sayıda insanın öldüğünü inkar etmediler. Ama Ermenilere refakat eden Osmanlı askerleri de açlıktan ve hastalıktan ölüyordu. Üstelik silaha önce kim sarılmıştı? Kim Ruslarla birlik olup Osmanlıya baş kaldırmıştı? Yani Ermeniler oyun oynadılar ve kaybettiler.

 

OSMAN İKİZ: Kitabınızda Batılı devletlerin davranışını olayların perde arkasını bilmemeleriyle açıklıyorsunuz. Sizin gibi düşünenler az değil ama aslında çıkarlara göre belirlemiyorlar mı politikalarını?

 

SCOTT TAYLOR: Siz de haklısınız ama enformasyon kaynaklarının bazen sınırlı olduğunu kabul etmeliyiz. 1900'lerde ABD'nin bugünkü kadar konsoloslukları yoktu. Amerika ve İngiltere'de belge bulur muyum diye epey araştırdım. Çok belge yok. Bazı misyonerlerin yazdıklarıyla o sırada o bölgede bulunmuş yabancıların tuttuğu notlar var. Bunlar tabii ki tarafsız değil. Bir de Osmanlı ile Rusya'nın arşivleri var. Hep tarihi kazanan yazar deriz ama o sıralar, çok değişiklik oldu. Önce Rusya çöktü arkasından Osmanlı gitti. O arada arşivlere ne oldu? İngilizler, Fransızlar da taraflı. Çünkü Mustafa Kemal'e karşı Yunanlıları kullandılar. Kanada'nın da Osmanlı'ya saldıran güçlere katılması istendi, ama hükümet kabul etmedi. Kanada böylece ilk defa Britanya'ya karşı çıkmış.

 

OSMAN İKİZ: Diaspora'nın 2015'e kadar tansiyonu yükseltmesi bekleniyor şeklinde değerlendirmeler var.

 

SCOTT TAYLOR: Ne zaman neyin dünya gündemini meşgul edeceği belli değil. Ama beklendiği gibi Ermeniler epey gürültü çıkarıp Türkleri kızdırabilirler. Ne var ki Ermeni tezi, çok sığ kalıyor. Ve dünyada olayı derinine anlamaya çalışan da yok. Türkler bu kadar itiraz etmelerine rağmen kimse dönüp sorun nedir diye Türklere sormuyor. Türkler ''sorun bizim değil Osmanlının'' dese bu kez Ermeniler tazminat ve toprak talebiyle gelecekler. Eskiden Türkiye zengin değildi şimdi çok gelişti ve daha da gelişecek. Onlar da bu zenginlikten bir şey koparırız diye umutlanıyorlar.

 

OSMAN İKİZ: Türklerden sadece ileri sürülen soykırım iddiasını kabul etmesi isteniyor.

 

SCOTT TAYLOR: Türklerin bunu kabul etmeyeceğini anlamış olmaları gerek. Türkler, olaylardan üzüntü duyduklarını söylüyor. Ama Ermeniler de hiçbir yumuşama yok. Bir tarihçi, bir yazar ve düşünce özgürlüğüne inanan biri olarak parlamentoların nasıl böyle bir karar çıkardıklarını anlamıyorum. O hakkı kendilerinde nasıl görüyorlar. Bu gibi sorunları tarihçiler konuşup tartışabilir. Şimdi diyelim ki Cengiz Han deliydi. Parlamento karar alsın. Alacak mı? Parlamentolar doktor rolüne de mi soyunacak?

 

 

Scott Taylor kimdir?

Gazeteci Scott Taylor, Ottowa merkezli, askeri konularda uzmanlaşmış Esprit de Corp dergisinin kurucusu.

 

Irak savaşı sırasında dört yıl askerlik de yapmış olan Scott Taylor, 1991 Çöl Fırtınası Operasyonu boyunca Basra Körfezi'nden haberler verdi. 23 yıllık basın yaşamında Kanada ordusuna ilişkin cesur incelemeleriyle dikkati çekmiş olan Taylor Halifax Herald, The Windsor Star ve Osprey gazetelerinin de köşe yazarı.

 

50 yaşındaki Scott Taylor, haberleşme alanında üstün çalışmalarından dolayı 1996 "Quill Ödülü"ne hak kazandı. Aynı yıl, gazetecilikteki başarısı nedeniyle "Alexander Mackenzie Ödülü"nü aldı.

 

Scott Taylor 2004 yılında kendisine tercümanlık yapan bir Türk gazeteci ile Kuzey Irak'ta Ensar el-İslam adlı örgüte esir düştü. Taylor ve Türk arkadaşı beş gün sonra serbest bırakıldı.

 

 

 
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!