Güncelleme Tarihi:
Hayata Dnüş'ün ayrıntıları...
‘Operasyonda Bayrampaşa Cezaevi’nde görevli olan Uzman Çavuş A.S., “Bayanlar koğuş kapısını açmamızı istedi, ama biz bir şey yapmadık. Rutbeli arkadaşlar, yangına karşı attıkları yaş battaniyeleri suya değil, yanıcı maddelere batırdıklarını anlattı” dedi
Milliyet'in haberine göre, 12 mahkûmun öldüğü Bayrampaşa Cezaevi’nde bazı mahkûmlar yanmıştı. İtfaiye ekiplerinin yangına herhangi bir müdahalede bulunmadığı belirtildi.
Hayata Dönüş Operasyonu’nun “Tufan” adı konulduğu ortaya çıkan Bayrampaşa Cezaevi’ne yönelik ayağında, ilk kez operasyonda görev alan bir asker, mahkumların güvenlik güçlerince kasıtlı bir biçimde yakıldıklarını söyledi. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade everen Uzman çavuş şunları söyledi:
“Uzun süredir teşkilat içinde bulunuyor olmama rağmen daha önceden hiç görmemiş olduğum özel otomatik tabancalar ile tutuklu ve hükümlülere karşı müdahale yapılmıştır. Bayan tutukluların bulunduğu koğuştan kapılara vurulmak suretiyle, teslim olmak istediklerini, dışarıya çıkmak istediklerini, kapıyı açmamızı istediler, fakat amirlerimizden herhangi bir emir almadığımız için bu duruma müdahale edemedik. İtfaiye de müdahale etmedi. Rütbeli arkadaşlar, yangından korunmak için yaş battaniye attıklarını söylediklerini ancak battaniyeleri suya değil, yanıcı maddelere batırdıklarını anlattı.”
Daha önce, Taraf gazetesine giderek, operasyonda yaşadıklarını anlatan ve o tarihten bu yana ifadesi alınmayan A.S. adlı eski uzman çavuşun ifadesi, Bayrampaşa Cezaevi’ndeki katliamdan 10 yıl sonra açılan dava kapsamında alındı. Operasyonun “Tufan” adı verilen, 12 mahkumun öldüğü Bayrampaşa Cezaevi ayağına ilişkin 10 yıl sonra açılan davaya bakan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatı doğrultusunda, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren A.S., şunları anlattı:
“Cezaevinde mahkumlara karşı ilk müdahaleyi Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı Birliği’nden (JÖAK) gönderilen ve tam olarak nereden geldiğini bilmediğim başka personel de dahil olmak üzere, ateşli silahları kullanmak suretiyle müdahale etmişlerdir. Bildiğim kadarıyla ilk müdahale esnasında koridorda gördükleri tutuklu ve hükümlülerin kaçmalarını ve karşı koymalarını engellemek amacıyla ayaklarından vurulmak suretiyle teslim almışlardır.”
Envanterde bulunmuyor
A.S. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesine şöyle devam etti: “Belirtmiş olduğum birlikler tarafından cezaevi duvarları ve tavan betonları delinmek suretiyle kovuşlara mahiyetini bilmediğim ve envanterimizde bulunmayan değişik gaz bombaları ile müdahale edilmiştir.”
‘Böyle yanmalarına anlam veremedim’
Görevli A.S.’nin ifadesi şu şekilde sürdü:
“Operasyon sonucunda çok sayıda özellikle DHKP-C mensubu tutuklu ve hükümlü yanmak suretiyle hayatını kaybetmiştir. Bayan dışarıya çıkmak istediklerini, kapıyı açmamızı istediler fakat amirlerimizden herhangi bir emir almadığımız için bu duruma müdahale edemedik. Daha sonra bayan tutuklu ve hükümlüler koğuşlarına gittiler, sesleri geldiği için öyle tahmin ediyorum, kısa bir süre sonrada kovuşlarında yangın çıktı.
Biz de İstanbul İtfaiye Müdürleri ekipleri de herhangi bir müdahalede bulunmadılar. Operasyon sona erdiğinde ve kovuşa girdiğimizde kadın mahkumların sayısını tam olarak hatırlamıyorum, gördüğüm kadarıyla kovuş içinde üç ayrı noktada kömürleşmiş derecede yandıklarını ve hayatlarını kaybettiklerini gördüm.
İlk etapta bu derecede yanmaya bir anlam veremedim, çünkü kovuşta sadece yatak ve yorgan vardı ve yanan şahıslar yatak ve yorganlardan uzak noktalarda hayatlarını kaybetmişlerdi.”
Benzinli battaniye
A.S. ifadesine şöyle devam etti:
“Operasyondan uzun yıllar sonra değişik birliklerde karsılastığım ve şu an ismini hatırlamadığım bazı rütbeli arkadaşlar operasyon esnasında JÖAK da görev yaptıklarını ve kovusta yangın çıktıktan sonra yardım isteyen tutuklu ve hükümlülere ‘sizi kurtarmak için yaş battaniyeler atıyoruz, bunlara sarılın ve kendinizi koruyun’ diyerekten battaniye attıklarını , fakat battaniyelere su değil, yanıcı madde dökerek bu şekilde attıklarını ve yanmayı hızlandırdıklarını sohbetimiz esnasında beyan etmişlerdir.”
Bütün hayata son verici veya yaralayıcı müdahaleleri JÖAK ve dosyada adı geçen birlikler tarafından gerçekleştirilmiştir.