Güncelleme Tarihi:
Mars'a inen Pathfinder'ın proje mimarı olan ve NASA'nın en yetkili isimlerinden biri olan Cheich Diarra, bir panele katılmak üzere geldiği Davos'ta Hürriyet'in sorularını yanıtladı.
Uzayı keşif projesinin insanlığın ortak yararına hizmet ettiğini söyleyen Diarra, ‘‘Uzayın keşfi, en çocukça en insani rüyamız’’ dedi.
1952 yılında Batı Afrika'daki Mali'de doğan Cheick Diarra bugün NASA'da Mars yolculuklarının navigasyon planlarını hazırlayan ekibin başında. 4 Temmuz 1997'de Mars'a inen Pathfinder'a imzasını atan Diarra, şimdi navigasyon projelerinin yanı sıra, uzay yolculuklarından sağlanan bilgilerin en kısa zamanda tüm dünyaya dağıtımını sağlayacak bir iletişim projesinin de üzerinde çalışıyor. Çünkü Diarra'ya göre, ‘‘Uzayın keşfi ortak bir insanlık macerası ve büyük bir köy haline gelen dünya, bu yolculuklardan elde edilecek bilgileri paylaştıkça bilinmeyen sınırların keşfi çok daha hızlı ve ucuza malolacak. İnsanlık bu macerada birbiriyle değil, kendi kendiyle rekabete girecek.’’
‘‘Nihai sınırları keşif’’ konulu bir panele katılmak üzere Davos'a gelen Diarra, Hürriyet'e Mars misyonunun insanlık açısından önemi ve uzayda yaşam konularındaki ilginç görüşlerini açıkladı. ‘‘Mars'ta zeki yaratıklar bulacağımızı sanmıyorum’’ diyen Diarra, Mars araştırmaları sırasında güneş sisteminde yaşamın Mars'ta başladığına dair bulgular ele geçirildiğini söylüyor. Bu kanıtlanabilirse o zaman Dünya ile ilgili çok önemli yeni keşifler yapılabilecek. Çünkü Mars ve Dünya'nın koşulları birbirine çok benziyor. Eğer yaşam Mars'ta başlamadıysa o da önemli. Diarra bu konuda şunları söylüyor: ‘‘O zaman neden başlamadığını araştıracağız. Eğer yaşam sadece dünyaya aitse özellikleri nelerdir. Bu soruya cevap arayacağız. Ama ben yaşamın sadece dünya ait olduğuna inanmıyorum, dünyadan gelmiş geçmiş bütün yaratıkların ve medeniyet formlarının sadece dünyaya özgü olduğunu sanmıyorum. Dünyadaki yaşam formu bizim güneş sistemimizden gelmemiştir. Büyük bir ihtimalle başka bir yerlerden geldi. Ama yaşamın sadece bizim gezegenimize ait bir kozmik kaza olup olmadığını araştırmaya kendi sistemimiz içinden başlamalıyız.’’
DIŞ POLİTİKA KONUSU
NASA Jet laboratuvarları Teknik Müdürü olan Diarra, uzayın keşfi önceleri siyasi ve askeri amaçlı olduğunu ancak bu durumun artık değiştiğini söylüyor. Uzay macerasında artık ulusların tümünün bir görevi var. İnsanoğlu Mars macerasına çıkalı 10 yıl oldu ve bu süre içinde deneyimlerini, bilgilerini paylaştı. Diarra, bu yıl aralık ayında Mars'a gönderilecek yeni robotta Rusların geliştirdiği bazı araçların da bulunacağını söylüyor. Avrupa ve Japonya'nın bu misyona katkılarından söz ediyor. ‘‘Uzay çalışmalarında ortak bir sinerji var. İnsan evrendeki yerini araştırıyor. Bu uluslarüstü bir işbirliği anlayışını getiriyor. O yüzden Mars misyonu bir dış politika konusudur. İnsanları bir amaç etrafında birleştiren yeni kavramlar dış politikaya giriyor. Bu işbirliği insanların birbirlerine güvenmeleri için daha iyi bir atmosfer yaratıyor. Çünkü uzayın keşfi bizim en çocukça en insani rüyalarımızı gerçekleştirme yolculuğudur. Bir insanı tanımak için onunla birlikte bir uzay gemisini paylaşmaktan daha uygun bir yer olamaz. Mesala Rus astronotları Amerikalılarla birlikte uzaya çıktıklarında dünyayı uzaktan görüyorlar, sınırları olmadığını fark ediyorlar’’
İnsanın uzayı keşfetme merakını, küçük bir çocuğun duvarların arkasında olup biteni merakına benzeten Diarra, ‘‘İnsan her zaman yerinin nerede olduğunu çevresini tanımaya çalışarak öğrenmeyi merak etmiştir. Şimdi uzayda nerede olduğumuzu merak ediyoruz. Bugün uydular sayesinde birbirimizle daha çabuk ilişki kurabiliyoruz, doğal felaketleri tesbit edebiliyoruz. Birbirimizi uyarıyoruz. Ama onun ötesinde insanın keşfetme dürtüsünün ardında felsefi bir bir istek, nasıl bir maceranın içinde olduğumuzu açıklama çabası da var. İnsanoğlunun bu sorularına cevabı uzay keşif programı sunuyor’’ diyor. Mali'de küçük bir çocukken, Apollo'nun Ay'a inişiyle ilgili haberleri transistörlü radyosundan dinleyen Diarra'nın düşlerini o günden sonra uzay projesinde yer almak oluşturuyor. Paris'te Pierre ve Marie Curie Üniversitesi'nde matematik öğrenimi gördükten sonra, Harvard'da uzay mühendisliği okuyor ve 1988 yılında NASA'ya giriyor. ‘‘‘Ateşi nesilden nesile devredilecek olimpik yarışa’’ benzettiği insanlığın evrenin sınırlarını keşif programında yerini alıyor.
Mars'a ilk insan 2015'te gidecek
4 Temmuz'da Mars'a inen Pathfinder artık bilgi göndermiyor. Çünkü Mars'ta sonbahar başladığı için iklim koşulları kötüleştiğinden robotçuk çalışmıyor. Path Finder'dan sonra 11 Eylül 1997'de Mars'ın yörüngesine oturtulan Global Surveyor, kızıl gezegenin atmosferi ve mineralleri ile ilgili bilgi topluyor. Aralık 1998 de ve Ocak 1999'da iki yolculuk daha var. Mars'ta su olup olmadığı konusunda nihai araştırmaları yapacaklar. 2002 ve 2003 de diğer uzay gemileri onları takip edecek ve Mars'a indiklerinde kayalarda fosil arayacaklar.
Ayrıca bu seferlerde Mars'ın yer kabuğu altında yaşam izlerinin peşine düşecekler. 2005 te ise Mars'tan kaya örnekleri getirecek bir misyon olacak. Yer altında su olduğu ortaya çıkarsa insanlı uçuşlar başlayacak. İnsan yaşamı için gerekli koşullarla ilgili araştırmalar yapılacak. Daha sonra da 2015 yılına doğru Mars'a ilk insan gönderilecek. Bu yolculuklar sırasında gezegenler arası mikrop ve virüslerin taşınmaması için çok ciddi bir önleme programı var. O yüzden iki gezegen de birbirine mikrop bulaştırmayacak.