Güncelleme Tarihi:
Dış basında okuduğum bir haber üzerine bugün her zaman okuyucusu ve haber değeri olagelmiş bir konuyu yazıyorum.
Dünyanın ötesindeki alemler insanlık tarihinin hep bilinmeyenleri arasında yer aldı ve popülaritesi her zaman yüksek oldu.
Uzaya gitme fikri insanları her dönemde cezbetti ama insanlığı ileriye taşıması gereken politika müessesesi bu alanda da uzunca bir süre sivillerin önünü kesti.
Rus kozmonotlarının ve Amerikan astronotların tekelindeki uzaya gitme lüksünün sıradan vatandaşa geçmesi için soğuk savaşın bitmesi gerekti mesela.
Uzay, bir süredir iki devletin gövde gösterisi yapmak için kullandıkları bir arena olmaktan çıkıp, olağan turizm kurallarının işlediği ve uzay ajanslarının müşteri kapmak için yarıştığı altın yumurtlayan bir tavuğa dönüştü.
Artık hükümetler uzayla ilgili araştırmalar için eskisi kadar bütçe ayırmıyorlar. Reel politika, uzayda yeni bir gezegenin keşfinden ziyade baka olaylara öncelik veriyor. Bugünden bakınca en azından yakın gelecekte petrol savaşları, nükleer silahlanma, nano-teknoloji gibi kalemler, devletler için uzay konusundan önce gelecek fakat bu demek değil ki uzay konusu tamamen ajandadan çıkarılacak. Sadece form değiştirecek.
Çünkü bugün uzaya gitmek için milyon dolarları gözden çıkarabilecek ciddi bir kitle var.
Bu yüzden uzay turizmi devletlerin tekelinde hayata geçirilmiş durumda.
Uzaydaki ilk turist Dennis Tito, Amerikalı bir işadamıydı. Amerikalı olmasına rağmen Rus Uzay Ajansı’na yaklaşık 20 milyon dolar ödeyerek gitmesi artık günümüzün geldiği “paranın dini, ırkı olmaz” sloganının ne kadar gerçek olduğunu gösteriyordu. Bu yolculuk 2001 yılında gerçekleşti, iki Rus kozmonotuyla beraber uzayda bir hafta geçirdi.
Şu ana kadar uzaya astronot veya kozmonotlar hariç toplam 6 kişi gitti. 20 milyon dolarla açılışı yapılan seyahatin bedeli bugün 30 milyon dolar ve 2009’un sonuna kadar bütün kapasiteler dolmuş durumda.
Esas enterasan fikirse,
Günlük hayatın getirdiklerini kendi çıkarları için kullanmada inanılmaz bir kabiliyete sahip siyasetçilerin arasından çıktı.
Rusya’daki muhalefet partilerinden Birleşik Rusya Partisi’nden Vladimir Gruzdev de uzay turisti olmak için onayını aldı. Sırasını bekliyor, uzaydan partisinin propagandasını yapacak, Ruslardan oy isteyecek.
Bu yolla iktidara gelinir mi bilmem ama Gruzdev’in başta Rus seçmenleri tüm dünyayı oldukça eğlendireceğinin ve haber bültenlerinde sıkça yer bulacağının garantisini sanıyorum bugünden verebiliriz.
2002 seçimleri arifesinde Uzan şovlara bayılan, siyasi fikirlerini beğenmese de sırf bu konuşmaları, gösterileri dinlemek için meydanları dolduranların,
Kamer Genç’in çıktığı hiçbir programı ve özellikle bütçe görüşmelerindeki performanslarını kaçırmayanların dikkatine…
Kitap Fuarı Hakkında Not:
Fuarın otoparkının 10, girişin 5 TL bilet ücreti var.
Beylikdüzü’ne gidiş geliş zaten bir eziyet,
Yaktığınız benzinin, cebinizden çıkan naktin,
Yolda giden vaktinizin haddi hesabı yok. Nerede kaldı kitaptan gelecek indirimler.
Biz öğrenci olduğumuz için ücretsizdi, güzel hareket.
Yetişkinlerden de 5 TL alınmasını fuar turizmi adına anlayışla karşılayabiliriz.
Fakat Beylikdüzü’nün yerinin falsoluğunu ve otopark ücretinin sırıttığını farkında olan bir yetkili yok mu?
Herhalde fuarın yanındaki Mc Donalds’ın otoparkı tarihinde bu kadar araba görmemiştir.
5’lik Fuar Seçkim
1)Bret Easton Ellis – Ay Parkı (İthaki Yayınları)
2) Christopher Ciccone - Kız Kardeşim Madonna (Martı Yayıncılık)
3) Ünsal Oskay – Yıkanmak İstemeyen Çocuklar Olalım (Yapı Kredi Yayınları)
4) Hakan Erdem – Tarihlenk (Doğan Kitap)
5) Derman Över – Underground Otopark (Sel Yayıncılık)