Güncelleme Tarihi:
Uzay Çağı Dönemi, gündeme gelen başlıklar arasında yer aldı. Uzay Ajansı tarafından hazırlanan programda açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında, 2023'te Ay ile ilk temasın sağlanmasının hedeflendiğini söyledi. Uzay Yarışı, uzay araştırmaları, uzay teknolojisi ile ilgili etkinler ile çalışmaları ve bunların etkilediği/tetiklediği kültürel gelişmeleri içeren dönem olarak kabul edilen Uzay Çağı ile politik, bilimsel ve teknolojik gelişmelerde yeni bir dönem başladı. 1957 yılında başlayan Uzay Çağı'nın günümüzde de gelişimini sürdürdüğü kabul görüyor.
Uzay çağı; bir süredir geliştirilmekte olan çeşitli teknolojilerin, Sovyetler Birliği tarafından 1957 yılında fırlatılan Sputnik 1 uydusunun yapımında ve yörüngeye çıkarılmasında birleşmesiyle başlamıştır. Dünyanın ilk yapay uydusu olan 83 kg ağırlığındaki Sputnik 1, Dünya'nın etrafını yörüngede 98.1 dakikada dolanmıştır. Sputnik 1'in fırlatılışı; Uzay Çağı olarak da bilinen, politik, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin başarıldığı yeni bir dönemi başlamıştır.
Uzay Çağının karekteristik özellikleri arasında yeni teknolojilerin çok çabuk geliştirilmesi ve genellikle ABD ve Sovyetler Birliği arasında yaşanmış olan, uzay konusunda büyük başarılara ulaşma yarışı bulunmaktadır. Roket teknolojisi, malzeme bilimleri, bilgisayar ve diğer alanlar çok hızlı gelişmeler yaşanmıştır. Elde edilen yeni teknolojilerinin çoğunun uzay dışındaki diğer alanlara yan ürünler olarak yansıması olmuştur.
NASA 2011 yılında ABD'ye ait tüm Uzay Mekiklerini kullanım dışı bırakma kararı almıştır. Bu tarihten sonra NASA,Uluslararası Uzay İstasyonu'na Amerikan astronotları götürmek için Rusya'nın yörüngeye insanlı uzay araçları gönderebilen roket alt yapısını kullanagelmiştir. Günümüzde çeşitli ülkelerin artık kendilerine ait bir uzay programı bulunmaktadır.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN AÇIKLAMA
Uzay Çağı ile ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi;
Ülkemizin kozmik rekabetteki mücadelesi 1985'ten bu yana sürüyor. Bu mücadelenin altyapısını ise son 18 yıldaki yatırımlarımızla oluşturduk. Bugün her alanda olduğu gibi uzay çalışmalarında çok daha güçlü bir Türkiye var. Kendi imkanlarımızla ürettiğimiz ve 2021 yılında uzaya fırlattığımız istihbarat uydumuz Göktürk-2 bunun ilk örneklerinden biridir. Böylece dünyada uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girdik.
Sırada Göktürk-3 var. Gece gündüz fark etmeksizin, yüksek çözünürlüklü görüntü elde edebilecek bu uydumuzun planlamalarına devam ediyoruz. İlk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydumuz İMECE'nin de entegrasyon işleri tamamlandı, testleri sürüyor. İnşallah 2021 yılında bu uydumuzu da uzaya fırlatacağız. Gözlem uydularında kazandığımız tecrübeyle haberleşme uydularını da kendi imkanlarımızla üreterek bu kabiliyete sahip 10 ülkeden biri olmakta kararlıyız. İnşallah yerli ve milli imkanlarla ürettiğimiz ilk haberleşme uydumuz Türksat 6A'yı da 2021'de uzaydaki yörüngesine yerleştireceğiz. Uydu teknolojisini alt bileşenleri üretmek konusunda da yoğun çalışmalar içerisindeyiz.
AY'A İLK TEMAS İÇİN TARİH VERDİ
Milli uzay Programı'ndaki birincil ve en önemli hedefimiz, cumhuriyetimizin 100. yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmektir. İnşallah Ay'a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay programıyla bu hedefi 2 aşamada tamamlamayı düşünüyoruz. İlk aşamada 2023 sonunda kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliğiyle hayata geçireceğiz. Hem Ay'a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacak, hem de ikinci aşama için gerekli bilgileri toplamış olacağız. Ay'a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz ikinci aşamayı da tamamladığımızda Ay'da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz. Böylece medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali, al bayrağımızla Ay'a göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız.
Hazırlıklarına başlayacağımız Ay programı fırlatma, roket ve kontrol teknolojilerindeki atılımlarımız için bir kaldıraç görevi görecektir. Bu program birçok alandaki çalışmalara zemin oluşturacaktır. Böylece yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz alt sistemlerin ticarileştirmesinin de önü açılacaktır. Yakın zamanda Ay'a iniş denemeleri başarısızlıkla sonuçlanan ülkeleri gördük. Türk mühendislerinin bu görevi başaracaklarına tüm kalbimle inanıyorum. Milli Uzay Programı'ndaki ikinci hedefimiz, yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarmaktır.
Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda kurulacak olan tek bir milli şirket bünyesinde birleştireceğiz. Halihazırda uydu üretim sistemlerinin birden çok kuruluş tarafından yürütülüyor. Bunu tek çatı altında toplayarak hem tam eşgüdümü yakalayacak, hem de tüm imkanlarımızı daha verimli şekilde kullanacağız.
Bu sayede rekabet gücümüzü artıracak dünyadaki uydu pazarından daha fazla pay elde etmeyi hedefliyoruz. Uzaydaki hedeflerimizle uyumlu olarak yeni uydu ihtiyaçlarımızı da çok daha da verimli şekilde gidereceğiz.
Üçüncü hedefimiz, Türkiye'ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmektir. Sivil ve askeri amaçlı navigasyon ihtiyaçları için kullanılan bu uydu teknolojisine dünyada yalnızca 6 ülke sahiptir.