Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2003 00:00
BU ülkenin iktisadi düzeninin (yani düzensizliğinin) değişmeyeceği kesin. Bu, kader değil, kısır döngüdür.İngilizce'de ‘‘you will become misfit, by being fit, to an unfit fitness’’ diye bir tekerleme vardır. Bunu Türkçe olarak şöyle söyleyebiliriz: ‘‘Uygunsuz düzene uyum gösteren, uygunsuzlaşır’’. Kişilerin, herhangi bir işte başarılı olması için, içinde bulundukları ortama uyum göstermeleri gerekir. Dolayısıyla, uygunsuz ortama uyum göstermek, uygunsuz işler yapan biri olmak demektir. Toplumu oluşturan kişiler uygunsuz işler yaptıkça da ortamın uygunsuzluğu artarak sürer. * * *Son haftaların bombası, İmar Bankası. İmar Bankası'nı yönetim kurulu, bundan bir süre önce toptan istifa etti. Banka organsız kaldı. Duruma BDDK el koydu. Önce bankanın lisansı iptal edildi; sonra da tasfiyesine karar verildi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, tasfiye edilen bankalarda kişi başına 50 milyar liraya kadar bir ödeme yapmayı üstlenmişti. İmar Bankası da tasfiye edilince, her bir mudiye en çok 50 milyar lira ödenmesi gerekirdi. Ama hükümet, yeni bir bankacılık krizi çıkmasından çekindiği için, bu tavanı sonsuza yükseltti. (Şimdilik kaydıyla.) İlk belirlemelere göre, bankada 900 trilyon dolayında tasarruf mevduatı vardı. Bazı mudiler, her ne kadar resmi kayıtlarda gözükmüyorsa da kendilerinin bu bankaya daha fazla tevdiat yaptıklarını iddia etti. Gazetelere yansıdığı kadarıyla, kayıt dışı mevduatla birlikte, BDDK'nın ödemesi gereken (aslında gerekmeyen) para neredeyse 5 milyar dolara yaklaşıyormuş.* * *Ben hesap kitaptan iyi anlarım. Koyun kaç kilo gelir, dana kaç kilo, kantara çıkarmadan söylerim. Bende oluşan kanaat, 5 milyarın balon olduğudur. Ne kayıtlı, ne de kayıtsız, İmar Bankası'na kesinlikle bu kadar mevduat yatmış olamaz. Bir zamanlar, iflas eden işadamları, iflas masasına kızlarını ve karılarını en büyük alacaklı diye yazdırıp, hakiki alacaklıların hakkını gaspeterdi. Aynı şey şimdi bu bankada niye yapılmış olmasın? Hükümet, mevduat sahibi vatandaşları zarara uğratmamak endişesiyle bu paraları ödemek gafletinde bulunursa, işte o zaman tuzağa düşmüş olur. Ayrıca unutulmasın mudiye ödenecek her kuruş, gerçek vatandaşın, yani halkın cebinden çıkacaktır. İnsan, kayıt dışı mevduat kargaşasını yaratanlarla, bankayı hortumlayanlar ortaktır diye düşünüyor.* * *Şimdi şu soruyu sormanın tam sırasıdır. Uzan Grubu, başarılı mıdır? Düne kadar, en azından görüntüde, bu sorunun cevabı evet idi. Hem de çok başarılıydılar. Elektrik üretimi ve dağıtımı, çimento, GSM telefon, medya ve bankacılık sektörlerinde at koşturuyorlardı. Baba Kemal Uzan yılların müteahhididir. Uzan Grubu bu kadar genişlemeden önce de kendisi zengin bir adamdı. Oğullarıyla birlikte böylesi büyük saltanatın içinde değildi ama, büyük oyuncuydu. Gazetesi bile vardı. Ne oldu da Uzanlar, bu kadar büyük bir çıkıştan sonra bu kadar büyük bir düşüş yaşadılar? Uzanlar'ın yaşadığı dramın tohumları, yükseliş devrinde atıldı. Onlar bu ülkenin uygunsuz ortamına çok iyi uyum gösterdiler. O kadar iyi uyum gösterdiler ki; ‘‘alem buysa, kral biziz’’ dediler. Tahta oturduklarında yolun sonuna gelmişlerdi. Bunu görünce, çaresizlikten ya herro ya merro deyip, siyasete de daldılar. Son Söz: Ortama uygun olsa bile uygunsuzluk, uygunsuzluktur.
button