Güncelleme Tarihi:
5 Şubat 2004 tarihli Hürriyet’in manşeti : İşte yok dedikleri 2 pasaport - Uzan kardeşlerin ısrarla reddettiği Ürdün vatandaşlıkları, pasaportlarıyla belgelendi. Mali Polis, Uzan kardeşlerin Ürdün pasaportlarını ve buna ilişkin Resmi Gazete’yi Şişli Başsavcılığına teslim etti.
İşte, 25 Haziran 2002’de, Hürriyetim’de yayımlanan yazı:
Uzan Kardeşler Ürdün vatandaşıymış
ABD’de devam eden, Motorola ve Nokia’nın açtığı davada, hâkim, Hakan Uzan’a sordu: “Ürdün vatandaşlığını nasıl aldınız?” Cevap : “Kral benim arkadaşımdır.” Uzan kardeşlerin Ürdün vatandaşı olması kanunsuzluk değil. Peki etik açıdan bir sorun teşkil eder mi? “Hangi Uzan?” sorusunun cevabına göre değişir...
Cem ve Hakan Uzan kardeşlerin Ürdün vatandaşı olduğu ortaya çıktı.
Hürriyet’in New York Temsilcisi Doğan Uluç aktarıyor:
ABD’nin New York kentinde devam eden Motorola ve Nokia‘nın Uzanlar aleyhine açtığı 3 milyar dolarlık davada ifade veren Telsim Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Uzan’a Federal Mahkeme Hâkimi Jed Rakoff sordu:
- Ürdün vatandaşlığını nasıl aldınız?
Cevap:
- Kral benim arkadaşımdır!
Böylece, Cem ve Hakan Uzan kardeşlerin, Türk vatandaşlığının yanı sıra Ürdün vatandaşı da oldukları ortaya çıktı.
Bunun ne sakıncası olabilir ki?
Bir medya kralının aynı zamanda Ürdün vatandaşı da olması, belki bir tereddüt yaratabilir, ama bence bu önemli bir sorun değil. İşadamları arasında çifte vatandaşlığı olan başkaları da vardır, muhtemelen.
Peki, Türkiye’de siyasetin battığını, ekonominin iflas ettiğini, Hükümet’in İMF’nin ve yabancı ülkelerin kucağına oturduğunu iddia ederek şarkılı türkülü siyasî mitingler düzenleyen, “dokunulmazlık zırhına sahip olabilmek için politikaya soyunduğu” iddia edilen Cem Uzan’ın, arkadaşı kraldan ricacı olup, Ürdün vatandaşlığını alması bir etik sorun yaratır mı?
“Hangi Hakan Uzan?” sorusuna vereceğiniz cevaba göre değişir:
Başbakanlığa oynayan bir politikacı adayının Ürdün vatandaşı olması ve bunu da kamuoyundan gizlemesi, etik açıdan pek uygun olmaz. "Tansu Çiller ABD vatandaşı mı, değil mi?" diye çok tartışıldı, hatırlarsınız.
İbrahim Tatlıses’in uvertürünün Ürdün Kralı’nın tebaası olması... hayır, bu kimseyi rahatsız etmez.