Güncelleme Tarihi:
KARİKATÜR DEVLET OLURUZ
“Gözümüzün önünde yalanla, dalavereyle, ayak oyunlarıyla, diplomatik sahtekârlıklarla 5 milyon kilometrekarelik vatanımız adeta talan edildi, geriye kala kala 780 bin kilometrekare bu ülke kaldı. Anlaşılan o ki birileri bunu da bize herhalde çok görüyor. Bizi öyle çok zorladılar ki sonunda uyuyan devi uyandırdılar. Dış politikadan ekonomiye, eğitimden sağlığa, savunma sanayiinden tarıma kadar her alanda dengeli şekilde ileriye taşınmaması halinde iddialar hayata geçirilemez. İşte o zaman da geçmişte pek çok örneği olan karikatür devletlerden biri durumuna düşeriz. Artık hiçbir ülke, kurum Türkiye’nin gücünü ve kararlılığını sorgulayamayacak hale gelmiştir. Geçmişteki koalisyon hükümetlerini hatırlayın. Eğer öyle olsaydık, bugün bu Afrin operasyonunu, Fırat Kalkanı harekâtını yapabilir miydik? Ya orada bir tank, bir top harekete geçemezdi. Kalkıp da SİHA’yı, İHA’yı bulacaksın. Kim sana SİHA, İHA verirdi ya? Verdiler de yürüdü mü? Yürümedi. Ama şimdi, bu devir geride kaldı. Şimdi hem SİHA’larımızı hem İHA’larımızı üretiyoruz ve SİHA’larımızın bütün mühimmatını da kendimiz üretir hale geldik, onun için de bunu rahatlıkla kullanır hale geldik. Biz hedeflerimize yaklaştıkça ülkemizin bu duruşu, daha da muhkem hale gelecektir.
NE DEMEK NE ZAMAN BİTİRECEKSİNİZ
İkide bir bize şunu söylüyorlar: ‘Ne zaman bitireceksiniz?’ Ne demek ‘Ne zaman bitireceksiniz ya’... Bize ‘ne zaman bitireceksiniz?’ sorusunu soranlara ben diyorum ki siz Afganistan’daki, Irak’taki operasyonlarınızı ne zaman bitirdiniz? 18 sene oldu, hâlâ oradasınız. Sınırdaş, komşu değilsiniz. Ne işiniz var oralarda?
MÜNBİÇ’TE NİYE DURUYORSUNUZ?
Bize, ‘Münbiç’ten çıkacağız, durmayacağız’ dediler. Münbiç aslında yüzde 90’ı Arap toprağı olan bir yer. Peki niye duruyorsunuz? Hadi çıkın, kimleri getirdiniz oraya? PYD’yi, YPG’yi, PKK’yı getirdiniz. Onları getirip oraya yerleştiriyorsunuz, hâlâ bize ‘Münbiç’e gelmeyin’ diyorsunuz. Biz Münbiç’e, topraklarını asıl sahiplerine teslim etmek için geleceğiz, bizim farkımız bu. ABD DEAŞ’ı temizlediğini söylüyor. Temizlediysen, niye hâlâ buradasın? 5 bin TIR silah ve mühimmat getiriyorsun? 2 bin kargo uçağı ile silah ve mühimmat gönderiyorsun? Nereye gönderiyorsun? Kuzey Suriye’de bunların ne işi var? Niye bunlar buraya geliyor? Bu sorunun cevabını da lütfen bize verin. Eğer ‘DEAŞ’la mücadele için gönderiyorum’ diyorsan, buna bizim inanmamız mümkün değil, buna da karnımız tok.
DEVLETLER DOĞAR BÜYÜR, ÖLÜR
Kendilerine söylediğim için bu konuda rahatım, çok açık ve net bir şey var; o zaman sizin Türkiye’ye yönelik hesabınız var, sizin İran’a yönelik hesabınız var veya olmaz ya Rusya’ya yönelik hesabınız var. Fakat biz yerimizde dimdik duruyoruz ve duracağız. Unutmayın; beşerin, faninin kader planı olduğu gibi devletlerin de kader planı vardır. Biz kaderin üstündeki kadere inandığımız için şu anda bu süreci bu şekilde işletiyoruz ve işleteceğiz. İnşallah, bu işi İbn-i Haldun’un ifadesiyle, devletler de doğar, büyür, ölür. Bu süreci bu kararlılıkla yürüteceğiz. Şu an itibariyle Afrin’de askerimizin büyük bir başarısı var. Aynı şekilde Cerablus’ta attığımız adımla, 2 bin kilometrekarelik alan içerisinde 135 bin kişiyi tekrar topraklarına döndürdük. Afrin’de 135 kilometrekarelik alan Türkiye’nin kontrolü. Hedefimiz Afrinlileri de Afrin’e döndürüp orada yaşam koşullarını hazırlamak.”