<b> Merve YENAL </b>
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2002 13:58
Bugün Gençlik ve Spor Bayramı, Türkiye nüfusunun yüzde 65'ini gençler oluşturuyor.Gençler, çoğunlukta olmalarına rağmen 'azınlıktaki yaşlılar ve ayrıcalıklı kesim' tarafından yönetiliyor. 1980 Askeri Darbesi'nin ardından 'suskunluk' dönemine giren gençler enerjilerini 'iş hayatına' yönlendiriyor, siyasetten kaçıyor, sivil toplum örgütlerine ve partilere üye olmuyor. Yönetenler, seçme ve seçilme yaşı arasındaki 12 yıllık arayı 'itinayla koruyor'. 18 yaşında 'seçebilen' gençler seçilmek için 30 yaşını bekliyor. Yönetenler seçilme yaşını 30'dan 25'e indirmemekte direniyor.
Türkiye genç bir nüfusa sahip. Nüfusun yüzde 65'i 35 yaşın altında. İş dünyasına dinamizm katan gençler sıra siyasete gelince ortada görünmüyor. Türkiye yıllardır 'yaşlı politikacılar' tarafından yönetiliyor. Gençler siyasete soğuk bakıyor.
Geçtiğimiz hafta Yeditepe Üniversitesi'nde düzenlenen 'Katıl ve Geleceğini Yarat' isimli konferans bu bakımdan önem taşıyordu. Arı Hareketi tarafından organize edilen etkinliğe 81 ilden bin öğrenci katıldı. Fatih Terim, Mehmet Ali Bayar, Bedrettin Dalan gibi ünlü simaların konuşmacı olarak katıldığı konferansın ağır topu Devlet Bakanı Kemal Derviş'ti.
Konferansla birlikte gençler ve siyaset arasındaki uçurum gündeme geldi. Arı Hareketi'nin Gençlikten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emre Ergun bugünlere nasıl gelindiğini şöyle özetliyor:
‘‘60-70 dönemi gençliği Türkiye'de 'memleket kurtarmak için' birçok çalışma yaptı. 80'lerle birlikte Türkiye gençliğinin yönelimi değişti. Bu biraz da ortamın gereğiydi. Yeni iş imkanlarının doğmasıyla gençler çok küçük yaşlarda önemli pozisyonlara getirildiler. Bu yeni jenerasyon kendisi için çalışırken Türkiye'yi unuttu. Yetişen nesiller de onlara özendiler. Yalnızca kendi kariyerlerine odaklandılar.‘‘
Arı Hareketi, kurulduğu yıllarda bankacılık kariyeri yapan Kemal Köprülü tarafından 1994'te hayata geçirildi. 1997'ye kadar ANAP'la çalıştı. Onun gençlik kolu gibi hareket etti. Daha sonra 'iyi yönetimin hiçbir siyasi parti ile gerçekleşemeyeceği' kararı alındı. 1998'den bu yana bağımsız bir sivil hareket olarak devam ediyor. Toplumun en geniş ve güçlü kesimi olan gençlere özel bir önem veriyor.
Bu amaçla beş yıl önce Genç Arı Derneği faaliyete geçti. Dernek Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul ve İzmir olmak üzere yedi ilde 300'ün üzerinde gönüllü üye ile faaliyet gösteriyor.
Genç Arı 1999'da, beş yıl sürecek ve gençleri hedef alan bir 'Katılımcılık Projesi'ne başladı. Proje gençleri demokratik, siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda katılımcılığa teşvik ediyor. Dört aşamadan oluşuyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen 'Katıl ve Geleceğini Yarat' isimli konferans da projenin aşamalarından biri. Konferanslarda dünya çapında başarı yakalamış kişiler, gençlerle bir araya gelerek onlara vizyon oluşturmakta yardımcı oluyor.
Katılımcılık Projesi'nin ikinci aşaması Arama Konferansları. Arama Konferansları Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış olan gençleri il il ziyaret ederek onlarla iletişim kurmayı ve onların sorunlarına çözüm üretmeyi hedefliyor. Bugüne kadar toplam 35 ilde toplantılar yapılmış.
Üçüncü aşamayı Genç.NET adlı elektronik platform oluşturuyor. Genç.NET Türkiye'de katılımcılığın önündeki engellerin tartışılmasını ve çözüm yollarının üretilmesini hedefleyen bir portal niteliğinde.
Dördüncü ve son aşamayı ise 1999'da yurt genelinde 16-28 yaş arası toplam bin 200 gençle yapılan Gençlik Araştırması oluşturuyor. Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü (IRI), Arı Hareketi ve StratejiMORI'nin yaptığı araştırma Türk gençlerinin siyasal katılımının bir portresini çiziyor.
Araştırmanın sonuçları gençlerin önünde ciddi bir katılım sorunu olduğunu gözler önüne seriyor.
ANAP Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Berna Turkili bu durumun hem gençlerden hem de mevcut sistemden kaynaklandığını düşünüyor: ‘‘Gençler siyasetle ilgili donanımlı değiller. Çünkü siyaseti kariyerleri için iyi bir tercih olarak görmüyorlar. Siyasetin şu anda var olan grubu genç ve yetenekli insanlardan korkuyor. Gençlerin isteksizliği ile karşı tarafın bastırması birleşiyor.‘‘
Oy verme en önde gelen siyasi katılım araçlarından biri. Türkiye'de oy kullanabilmek için 18 yaşını doldurma şartı aranıyor. Ancak seçme hakkı tanınan gençlere 'seçilme' hakkı verilmiyor. Milletvekili
Seçim Kanunu'na göre Türkiye'de milletvekili seçilebilmek için 30 yaşını doldurmak gerekiyor. Avrupa'daki örnekler Türkiye'den oldukça farklı. Örneğin, İngiltere'de seçme yaşı 18'ken seçilme yaşı 21. Belçika'da ise mahalli idareler için hem seçme hem de seçilme yaşı 18.
TÜSİAD tarafından hazırlatılan 'Seçim Sistemi ve Siyasi Partiler Araştırması halkın Meclis'te gençleri görmek istediğini ortaya koyuyor. Buna göre katılımcıların yüzde 75'i Meclis'te yeterince genç milletvekili olmaması nedeniyle seçim sisteminin adil olmadığını söylüyor.
Siyasi Partiler Kanunu'na göre devlet memuru statüsündeki görevliler, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve ortaöğretim-lise çağındaki öğrenciler siyasi partilere üye olamıyor. Yüksek öğretim elemanları ve öğrencilerinin ise siyasi partilere girme hakkı var.
CHP Gençlik İl Kolları Başkanı Celal Yazıcıoğlu gençleri siyasete davet ediyor. Partilerin gençlik kollarının siyaset ve parti dinamiklerinin öğrenildiği bir siyaset okulu olduğunu belirtiyor:
‘‘1999 seçimlerinde 11 milyon genç ilk kez oy kullandı. Bir sonraki seçimlerde buna dört milyon genç daha eklenecek. Bu potansiyeli göz ardı etmek yanlış olur.‘‘
DTP Genel Başkanı Mehmet Ali Bayar gençlerin siyasetçilere güvenmediğini söylüyor: ‘‘Gençler siyasetten heyecan duymuyor. Çünkü siyasetçilere güvenmiyorlar. Eğitim, iş, eşit şartlar, özgürlük gibi taleplerine çözüm bulunacağına inanmıyorlar.‘‘
Bayar katılım yollarının tıkalı olmasının gençleri siyasetten uzaklaştırdığını belirtiyor: ‘‘Siyasi partiler gençlere kapılarını açmıyorlar. Siyaset yetişkinlere ve erkeklere aittir şeklinde bir zihniyetleri var. Genç bir insanın topluma vereceği bir önerisi olabileceğini ve kalite getirebileceğini kabul etmek topyekün bir zihniyet değişimi gerektirir.‘‘
Gençlere tavsiyelerANAP Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Berna Türkili siyasete girmek isteyen gençlere şunları tavsiye ediyor:
Liderleri ve partilerin var olan durumunu inceleyin. Size yakın gelen partiye üye olun.
Partide kendi stratejinizi oluşturun. Sizin gibi düşünen insanlarla birlikte değiştirmek istediğiniz şey üzerinde çalışın.
Amacınıza ulaşmak için en kısa yolu bulun. Bu partinin kadın koluna ya da gençlik koluna üye olmak olabilir. Partiden partiye, bölgeden bölgeye değişir.
Siyaset hakkında hiçbir şey bilmiyorsanız işe ilçe teşkilatına girerek başlayın. Böylece yapılanları 'arkadan seyrederek' bilgilenirsiniz.
Kimseden size 'iyi ki geldin' demesini ve sizi takdir etmesini beklemeyin. Asla yılmayın.
Etrafa sorup danışarak değil, inat ederek kendi bakış açınızı oluşturun.
DTP Genel Başkanı Mehmet Ali Bayar siyasette rekabetin şartlarını düzenlemek gerektiğini söylüyor: ‘‘Başarıyı, bilgi ve farklılığı ödüllendirecek bir yöntem kurmak gerekli. Bu tür yeteneklere sahip insanların önlerinin açılması lazım. Bu hem Siyasi Partiler Kanunu'nun hem de zihniyetlerin reformu ile mümkün olabilir. Gençlerin bir şekilde temsil edilmesi şart. Bugün siyasi partilerdeki aday kadrosu merkezlerde belirleniyor. Ön seçim yok. Eğer ön seçim zorunlu hale gelirse adaylar partiye kayıtlı üyelerin tümünün katıldığı bir sistemle belirlenecek. Böylece gençler yerel yönetime ve ulusal siyasete katılmaya daha sıcak bakacak. Gençlere belli bir kota verilmesi de faydalı bir yöntem olur.‘‘