Güncelleme Tarihi:
YAKINLARI uyuşturucu bağımlılığına yakalanmış ailelerin oluşturduğu AYBUDER’de (Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği) eski bağımlılar, bağımlıları tedavi ediyor. Dernek üyeleri, 25 Ekim’de Galatasaray Lisesi önünde ilkini yaptıkları basın açıklamasıyla uyuşturucuyla mücadelede seslerini duyurabilmek için sürekli eylem sürecini başlattı. Her ayın son pazar günü saat 13.00’te aynı yerde nöbette olacaklar. Tüm yönetim kurulu eski bağımlılardan oluşan AYBUDER’de sosyal medya üzerinden 580 aile örgütlendi ve nöbetlere başladı. Bu nöbetler İstanbul’la eşzamanlı olarak Antalya, Bursa ve Konya’da da gerçekleştirilecek.
GÖNÜLLÜ SAHA EKİPLERİ
AYBUDER’in gönüllülük esasıyla sahada çalışan ekipleri var. Şu anda Antalya ve Bursa’da iki ekip var. Buralar kritik bölgeler. Antalya’nın Zeytinköy mahallesi eroinin başkenti, 5 TL’ye eroin alınabiliyor. Bursa ise metamfetaminin yuvası. Yörük, uyuşturucunun artık Erzurum’un köylerine bile girdiğini, uyuşturucuya başlama yaşının 8-9’lara indiğini, Antalya’da 8 yaşında iğne bağımlısı çocuklar olduğunu belirtiyor.
Artık en ücra köylere kadar giren uyuşturucu için ‘kimyasal terör’ tanımı yapan bağımlı aileleri, ilk kez biraraya geldi. Kendilerini deşifre etmelerinde ve sürekli eylemlilik kararı almalarında en önemli etken, devletin bu sorunla mücadele etmek için bütünlüklü bir politika oluşturmaması.
KURTULUŞ AİLEYLE
AYBUDER gibi sahada faaliyet yürüten dernekler, çocukların tek başlarına bağımlılıktan kurtulamayacakları bilinciyle aileleri de tedavi sürecine dahil ediyorlar. Mevzuat gereği devletten destek alamadıkları için maddi sıkıntılarla boğuşuyorlar. AYBUDER yöneticilerine göre, Türkiye’nin uyuşturucu gerçekliğinin fotoğrafı çekilemiyor çünkü var olan veriler sadece kayıtlı olanlardan oluşuyor. Bu veriler AMATEM’lere müracaat eden bağımlılar üzerinden oluşturulurken, tedaviyi kabul etmeyen veya bağımlı olduğunu açıklamayan on binlerce, belki yüz binlerce insanı kapsamıyor.
‘ONLAR’ ANLATIYOR
Fatih Aka: “19 yaşındayım. 6 yıllık madde geçmişim var. Çarşaflı annem peşimden çok koştu. Ankara’dan Erzincan’a gitmediğim hastane kalmadı. Sürekli ilaç tedavisi veriyorlardı. Buraya 3 ay evvel geldim. Şimdi beni burada kapıdan atsalar pencereden geri girerim.”
Yağmur Çokyüce (Bağımlı ablası): “Kardeşim 40 yaşında, esrar bağımlısıydı. En son bonzaide gözümüzü açtık. Biz çok şanslıyız, direkt AYBUDER’le tanıştık. Çıktığımızda 'Abla kendimi kuş gibi hissediyorum' dedi. Her gün gitmeye başladı. Sonra bir gün, 'Dernekte kalacağım' dedi. Bir gün beni aradı, “Bugün uçurtma uçurttum” dedi. Bir buçuk yıldır ayık geziyor.”
AİLELERİN ÜÇ TALEBİ
- Meclis’te uyuşturucuyla mücadele komisyonu kurulması; ilgili politikaların inşa ve takibinde ortak aklın olması. Devletin keyfi kaynak aktarması değil, önleyemediği bu sorunun faturasına ortak olması.
- Toplumsal seferberlik başlatılması; her ilçede kurulacak tedavi ve rehabilitasyon ünitelerinde mutlaka eski bağımlıların personel olarak bulunması.
-Basının sorunu sadece ölüm haberleri ve kendinden geçmiş çocuk görüntüleriyle ele almaması. Bilgilendirici dosya haberlerin, meseleyi tüm boyutlarıyla ele alan tartışma programlarıyla bir ortak akıl aranması.
DIŞARIDA HAYAT VARMIŞ AMA BEN YOKMUŞUM
Uğur Okur: “Bali, esrar, bonzai... Kokainden eroine her şeyi içtim. Amcamlar AYBUDER’i bulmuş. 2013’te geldim. Seyyide hocayla 2-2.5 saat konuştuk. Kağıt kalem istedim, yazmaya başladım. Okuldan nefret ederdim, burada kitap okumaya başladım. Sabah akşam grup toplantıları, sinema, tiyatro, darbuka kursu derken sosyalleştim. Gördüm ki dışarıda bir hayat varmış, ben yokmuşum. Bir bağımlıya yardımcı olurken aslında kendime yardım ettiğimi anladım. Konuştukça, paylaştıkça iyileştim.”
‘BENİM ÇOCUĞUM YAPMAZ’ DEMEYİN
Derneğin beyin takımından Cengiz Akkaya’nın oğlu 11 yıldır uyuşturucu bağımlısı. Anlatıyor: “Bir bağımlı babası olarak meseleyi öğrenmek ve anlamak evresine ancak geçebildim. Toplumun halı altına süpürdüğü bir mesele bu. Utanıyorsunuz, herkesten gizliyorsunuz. Toplumsal linç korkusu devreye giriyor. Benim çocuğum yapmaz diye bakmanın bir alemi yok. Bu kadar yaygınlaşmışsa senin çocuğuna da bulaşabilir. Senin sokaktaki can güvenliğin risk altında. Krize giren bir çocuk cebinde parası yoksa boğazına dayar bıçağı.”