Güncelleme Tarihi:
Uyku saatlerinin azalması zeka seviyesini olumsuz etkiliyor
Çalışma saatlerinin uzaması, TV'ye ayrılan zamanın artması günümüz insanının zeka düzeyini olumsuz etkiliyor. Kanadalı araştırmacıların elde ettiği verilere göre, uykuya ayrılan zamanın azalması, '24 saat ayakta' insanlar haline gelmemiz beynimizde ciddi sorunlara yol açıyor. Sekiz saatlik ideal uyku düzeyinin bir saat azaltılması bile IQ puanlarımızın eksilmesine neden oluyor.
Araştırmalar, uyku düzenindeki bir haftalık düzensizliğin zeka katsayısından 15 puan sildiğini gösteriyor. Bu hesaba göre ortalama 115 - 120 IQ'su olan bir insanın, uyku düzeninin bozulduğu bir haftayı 'durgunluk' sınırı diyebileceğimiz 100 IQ'yla tamamlaması işten bile değil. Neyse ki bu, geçici bir etki. Dinlenerek, uygun koşullarda organizmaya kendini toparlama imkanı sağlanarak kaybı durdurma, kaybedilen puanları geri alma imkanı var. Uyku düzenindeki bozulma bir haftayı geçip sürekli hal alınca, etkileri de kalıcı oluyor.
TEHLİKELİ GELİŞME
Tehlikenin farkına varan bilimadamlarının kurduğu İngiliz Uyku Derneği, geçen hafta uykunun önemini vurgulayan bir kampanya başlatmaya karar verdi. Dernek, İngiliz Sosyal Sigortalar Kurumu'nu, uyku bozukluğu kliniklerine daha işlevsel çalışmaları için kaynak aktarmaya çağırdı.
‘‘Uyku son zamanlarda en fazla ihmal ettiğimiz yaşamsal konulardan biri’’ diyor Loughborough Üniversitesi Uyku Araştırma Merkezi profesörlerinden Jim Horne. ‘‘24 saat yaşam, diyebileceğimiz yeni bir kültür yerleşiyor. İnsanlar gece boyunca çalışıyor, eğlence sektöründeki gelişmeler uykunun boşa harcanan zaman olarak değerlendirilmesine yol açıyor. Gençler, eskiye oranla evde daha az zaman geçiriyor. Erken biten akşam programı 'in' değil artık. Uyku süresi, gözden çıkarılabilecek esnek zaman dilimi olarak kabul ediliyor.’’
GALLUP'un yaptığı araştırmalar her on İngiliz sürücüsünden birinin direksiyon başında uyuduğunu gösteriyor. Trafik kazalarından yüzde 25'ine yol açan yine direksiyon başında uyuyan sürücüler.
Birçok felaketin ardında da uykusuzluk faktörünün olduğu biliniyor. 1986'da yaşanan Challenger Uzay Mekiği faciasına ana kumandadaki teknik personelin uykusuzluk sonucu yaptığı hataların yol açtığı söylenmekte. 1989'da büyük bir ekolojik felaket yaşanmasına neden olan Exon Vallez tankeri, üçüncü kaptanı dümen başında uyuyakaldığı için karaya oturmuştu.
YEDİ SAAT YETMİYOR
Yüzyıl başında ortalama dokuz saat olan günlük uyku süresi bugün yedi saate inmiş durumda. Birçok insan altı saatlik uykuyla idare ediyor. ‘‘Kendini günlük yaşamın ritmine kaptıran ve uykuyu ihmal eden çağdaş kent insanlarının artık uyanma vakti geldi. Uykunun önemi vücutta kalıcı zararlar meydana gelmeden farkedilmeli’’ diyor Edinburgh Üniversitesi Solunum Yolları Hastalıkları Kürsüsü Başkanı ve Uyku Vakfı kurucularından profesör Neil Douglas. ‘‘Sadece stres değil uyku alışkanlığımızı değiştiren. Yaşam biçimimiz de son yüzyılda çok değişti. Ampul icat edildi geceler gündüze döndü, TV icat edildi gecelerin yaşam ritmi yükseldi, her yeni trend uykumuzdan biraz çalıyor.’’
Douglas, iş yoluna harcanan zamanın günümüzde uykunun en büyük düşmanı olduğunu belirtiyor: ‘‘Kentlerin nüfusları arttıkça, işe gitmek, eve dönmek daha fazla zaman çalıyor hayatımızdan. Eşinizi işe, çocuğunuzu okula bırakmak zorundaysanız bu süre katlanarak artıyor. Hafta içinde birbirine eklenen uykusuz günler organizmayı olumsuz etkiliyor. Çocukların bile son on yılda uyku süresi 1.5 saat azaldı.’’
BEYİNE ETKİSİ
Uyku, sırasında beynimiz gün içinde topladığı bilgiyi işlemden geçirir. Hayattan aldığımız günlük dersi hafızaya depolar, rüyalarla duygusal etkileri sindirir, zedelenen egomuzu tamir eder. Uyku saati azaldığında IQ seviyesindeki düşmeyle birlikte, anlamlandırma yeteneği, dil becerileri de tehlikeye girer.
Kanadalı uzmanların yaptığı araştırmaya göre uyku süresinde bir saatlik azalma bile zekamızı olumsuz etkiliyor. Bir haftalık düzensiz uyku IQ'dan 15 puan silebiliyor.
İşyerinde şekerleme
Tehlikenin farkına varıp harekete geçenler yok değil. Personelinden yaratıcı gücünü zorlamasını bekleyen, maksimum verim almaya çalışan reklam ajansları, halkla ilişkiler firmaları birkaç yıldır bürolarına yeni bir birim ekledi. ‘‘Güç toplama odası’’ diyorlar adına. Yorulan, istirahata ihtiyacı olan ajans çalışanları bu sessiz odada kısa bir uykuyla enerji depoluyor.
Ancak saniyelerin değerini bilen, karınca gibi çalışan, ağır çalışma koşullarının yarattığı stresten kurtulmak için eğlenceye daha fazla önem veren çağdaş kent insanının gözünde uyku hala bir tür zaman israfı...
St Thomas Uyku Kliniği yöneticisi Simone de Lacy, uykuyu iyi vakit geçirmenin düşmanı olarak görmekten vaz geçilmesini, eve erken dönmek için arkadaşlardan izin isterken utanılmaması gerektiğini söylüyor. ‘‘Uyku en iyi dostumuzdur’’ diyor. ‘‘Dostumuza hakettiğimiz değeri vermeliyiz...’’