Güncelleme Tarihi:
BOŞ, uydurma ve lüzumsuz söz diye tanıtabileceğimiz lağvı Kuran, insanın kötü nitelikleri arasında gösterir.
Çirkin, yalanla karışık sözlere de lağv denir. Çok sözün yalandan uzak olmayacağı yolundaki atasözü de bu gerçeğe işaret eder. Kuran lağvdan kaçınmayı şu şekilde tavsiye etmektedir:
‘‘Müminler mutlaka kurtulmuş, mutlu olmuşlardır. Onlar öyle insanlardır ki, boş ve faydasız söz ve işlerden yüz çevirirler...’’ (Müminun, 1-3).
‘‘O, müminler yalan şahitlik etmezler. Boş, uydurma ve çirkin lakırdıya rastladıkları vakit de onurlu bir şekilde ondan yüz çevirip geçerler. (Furkan, 72).
‘‘Bunlar boş, uydurma ve lüzumsuz lakırdıları işittikleri zaman ondan yüz çevirdiler.’’ (Kasas, 55). Ne ilginçtir ki, Kuran, Allah'ın adını anmaya bile lağv konusu yapıldığında bir değer yüklemez. (Bk. Bakara 225; Maide 89). Bir insanın geğirirken veya karşısındakini aldatmak için Allah demesi dış görünüş bakımından zikir diye yutturulabilse de Kuran'ın evrensel gerçekçiliği açısından bir sefilliktir.
Din aktörlüğü ile gerçek dindarlığı ayırmak sevdasında olanların bu Kuransal incelikleri bilmesi ve uygulaması işte bu yüzden çok önemlidir.
Lağvın en kötü belirişi insanın laf eğlencesi (lehvel hadis) tüccarlığına girmesidir. Kuran bunu insanın insanı karanlığa itme yollarından biri olarak göstermekte ve bu illetin esasını da ilimsizlik şeklinde tespit etmektedir. (Bk. Lukman, 6).
Lehvel hadis, Elmalılı tarafından şu isabetli kelimelerle ifadeye konmuştur: İnsanı oyalayan, işinden alıkoyan sözler, asılsız hikáyeler, masallar, güldürü maksatlı lakırdılar, gevezelikler vs. Kuran uydurma hadislerle oyalanmayı da bu ‘‘lehvel hadis’’ tabiriyle kötülemektedir. Kuran bu noktada iştira (satın alma) kelimesini kullanarak lehvel hadisin bazı kişilerce bir ticaret metaı ve lağvcılığın da bir ticaret alanı haline getirileceğine dikkat çekmiştir. (Bk. Lukman, 6).