Güncelleme Tarihi:
Karşıyaka’daki Atakent Anadolu Lisesi 9’uncu sınıf öğrencisi Ahmet Coşkun, geçen 12 Şubat’ta Bolu’dan gelen teyzesi Esma Koç’u görmek için dedesi Ahmet Koç’un Esatpaşa Mahallesi’ndeki evine gitti. Dedesinin evinden kendi evlerinde unuttuğu USB belleği almaya gideceğini söyleyerek ayrılan Coşkun’dan bir daha haber alınamadı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, Coşkun’un yürüdüğü güzergah üzerindeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan araştırma sonucunda Ahmet Coşkun’un en son evinin 150 metre ilerisindeki plastik doğrama atölyesinin önünden geçerken görüntülendiği öğrenildi.
CEP TELEFONUNDAN CESEDİ BULUNDU
Ahmet Coşkun’un cep telefonunun IMEI numarasından yapılan araştırma sonucunda Manisa’nın Yunusemre İlçesi Recepli Mahallesi yakınlarındaki bir bölgeden sinyal alındı. Harekete geçen ekipler, Ahmet Coşkun’un cesedini bir su kuyusunda buldu.
Jandarma ve AFAD ekipleri tarafından kuyudan çıkarılan Ahmet Coşkun’un cesedi, savcının incelemesinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı.
ÜVEY BABASI İTİRAF ETTİ
Lise öğrencisi Ahmet Coşkun’un cesedinin ayağına taş bağlanmış halde kuyuda bulunmasınin ardından, bir cemaate bağlı yurtta din eğitimi veren üvey babası M.M., hamile olan annesi E.M. ve aynı yurtta aşçılık yapan M.M.’nin arkadaşı Y.K. gözaltına alındı. M.M.’nin şüpheli ifadeleri üzerine yapılan detaylı sorgulamada, katil zanlısı her şeyi anlattı.
M.M.’nin, Ahmet Coşkun’un annesine aşık olduktan sonra, ilk önce liseli genci evliliğe ikna ettiği, ardından da annesini ikna etmesini sağladığı ortaya çıktı. Oğluna çok düşkün olan E.M.’nin evliliği düşünmemesine rağmen oğlunu kırmamak için kabul ettiği öğrenildi. Bir gözü protez olan ve eşinden 10 yaş küçük olan M.M.’nin bu nedenle kompleks yaşadığı, E.M.’nin oğluna olan düşkünlüğü nedeniyle de cinayete karar verdiğini itiraf ettiği belirtildi.
PİKNİĞE GÖTÜRECEĞİNİ SÖYLEMİŞ
Katil zanlısı M.M.’nin, doğayı çok seven, derslerinde de oldukça başarılı olan Ahmet Coşkun’u, kaybolduğu gün pikniğe götürme bahanesiyle yanına aldığı, ardından olayın yaşandığı Recepli Köyü’ne götürdüğü, burada da arkasından saldırıp sopayla defalarca başına vurduğu belirlendi.
Bir nalburdan aldığı sopayla bayıltıncaya kadar dövdüğü talihsiz liseliyi, henüz ölmeden yine nalburdan aldığı çuvala koyup üzerine de taş dolduran M.M.’nin, daha sonra çuvalı su kuyusuna attığı tespit edildi. Polisin, M.M.’nin sopayla çuvalı aldığı nalbura da ulaştığı belirtildi.
3 KİŞİ DE TUTUKLANDI
İzmir Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerinin sürdürdüğü soruşturma kapsamında, sorgulanan M.M.’nin, E.M.’nin oğluna olan düşkünlüğü nedeniyle Ahmet Coşkun’u rakibi olarak görmeye başladığını ve onu ortadan kaldırırsa daha güzel bir hayatlarının olacağını düşündüğü söylediği ileri sürüldü. Katil zanlısı M.M.’nin, olayın ardından önce kendi cep telefonu ve Ahmet Coşkun’un cep telefonundan yaptıkları konuşmalara ait kayıtları sildiği, ardından da hiçbir şey yaşanmamış gibi cinayetten sonra "Canım oğlum bu cuma bana mesaj atmadın, seni çok özledim nasılsın" diye mesaj gönderdiği tespit edildi.
İşlemlerinin ardından dün adliyeye sevk edilen M.M., E.M. ve Y.K. tutuklandı. M.M.’nin hakim karşısında, "Olaydan sonra eşimi aradım o iş tamam dedim, o da ’Bunu daha sonra konuşalım’ dedi" diye konuştuğu öğrenildi.
SU KUYUSUNA BAYGIN HALDEYKEN ATILMIŞ
Ahmet Coşkun’un cenazesi İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’nda yapılan otopsinin ardından öz babası Mustafa Ali Coşkun’a teslim edildi. Baba Coşkun, oğlunu, Manisa’nın Yunus Emre İlçesi Köseler Mahallesi’nde bugün ikindide toprağa vereceğini söyledi.
Bu arada, talihsiz liselinin ölümüyle ilgili yeni bir ayrıntı ortaya çıktı. Buna göre, başına sopayla vurulduktan sonra kendinden geçen Ahmet Coşkun’un, su kuyusuna henüz hayattayken atıldığı ve kafatasında çatlak, beyninde de kanama oluştuğu ortaya çıktı.
ÖZ BABASI KONUŞTU
Öldürülen Ahmet Coşkun’un Menemen’de yaşayan ve bir demir çelik fabrikasında çalışan 43 yaşındaki öz babası Mustafa Ali Coşkun, boşandıktan sonra oğlunun velayetinin annesine verildiğini ve sonrasında kendisine gösterilmediğini öne sürdü. Başka bir evlilik yapmadığını belirten Coşkun, "Kaybolduktan sonraki pazartesi sabahı durumu öğrendim. Yeğenim sosyal medyada görmüş. Ben de polise başvurdum, doğru olup olmadığını araştırdım. Daha sonra beni ifadeye çağırıp şüphelendiğim olup olmadığını sordular. Tabii ki birinci derecede sorumlu anneydi, çünkü çocuğun velayeti annedeydi. Oğlumu en son bir sene önce gördüm, bana göstermiyorlardı. Ahmet çok iyi bir çocuktu ve başarılı bir öğrenciydi. Annesi bir türlü benimle paylaşamadı, göstermemek için sürekli önüme engel koydu. Benim kaçıracağımı öne sürüp çocuğu korkutuyordu. Baskı oluşturuyorlardı. Ailevi nedenlerden dolayı anlaşamadık ve dava açtılar, sonra da medeni insanlar gibi boşandık. Ben kapımın açık olduğunu ne zaman isterlerse gelebileceklerini söyledim, hatta boşanmak için davayı ben açmadım. Ama o süreçte güvenliksizlik de oluştu."
"BELKİ DE BENİM ÜZERİME YIKACAKLARDI"
Oğlunun kayıp olduğunu öğrendikten sonra eski kayınpederinin evine gittiğini anlatan Coşkun, "Oğlumun yurtta kaldığını biliyordum, belki başarısında faydası vardı ama böyle bir şekilde katledileceği aklıma gelmedi. Çocuğu ortadan kaldırıp benim mi üzerime atmak istediler bilmiyorum" dedi.
Oğlunun kaybolduğunu öğrenince evine gittiği eski kayınpederinin "En büyük düşmanım sensi" dediğini öne süren Mustafa Ali Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü:
" Bana 15 yıldır çocuğu göstermediler, okula gittim, müdür yardımcısı engelledi. Çocuğu bana göstermemek için her seferinde engel oldular. Ben çocuğumla arkadaş olmak istediğimi söyledim ama okula bile gitmeme izin vermediler. Bu caniliği yapanların en iyi şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Üvey babasının nasıl katlettiği ortada. Çocuğun annesinin haberi olmadan bunu yapabilir miydi bilmiyorum. Annesinin eli var mıydı, planlı bir şey miydi onu da yargılama aşamasında göreceğiz. Belki de çocuğa ’Baban seni kaçıracak’ diyerek olayı benim üzerime mi yıkacaklardı, onu da bilmiyorum. Ben kendim mağdurum, benim annem babam yok, çocuğu kaçırıp ne yapacağım" diye konuştu.
MASASI KARANFİLLE DONATILDI
Bu arada, Ahmet Coşkun’un eğitim gördüğü Atakent Anadolu Lisesi’ndeki sınıf arkadaşları, talihsiz gencin masasını karanfillerle donattı. Çevresinde çok sevilen biri olan Coşkun’un arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.
Cenazeyi almak için İzmir Adli Tıp Kurumu’nda bekleyen Mustafa Ali Coşkun, oğlunu Manisa’nın Yunusemre İlçesi’ne bağlı kırsal Köseler Mahallesi’nde toprağa vereceğini söyledi.