Güncelleme Tarihi:
Geçen yıl ABD'de gösterildiğinde büyük ilgi gören Stepmom (Üvey Anne), sonunda ülkemizde de gösterime girdi.
Filmde, Robin Williams'ın mükemmel bir performans sergilediği Mrs. Doubtfire ve Dokuz Ay gibi 'sevimli' yapımların yanısıra Evde Tek Başına serisiyle adını duyuran yönetmen Chris Colombus'un imzası var. Colombus, Üvey Anne'de de daha önceki filmlerinin çizgisini sürdürüyor bir anlamda.
Hollywood'un son dönemdeki en gözde oyuncularından Julia Roberts ile artık olgunluk dönemini yaşayan Susan Sarandon ve Ed Harris'in de aralarında bulunduğu güçlü bir oyuncu kadrosuna sahip olan film, gerçek bir öyküden alıyor esin kaynağını.
Kendisi de üvey ebeveynler tarafından büyütülmüş olan Gigi Levangie'nin öyküsünü Jessie Nelson, Steven Rogers ve Karen Leigh Hopkins senaryolaştırmış.
Filmin kahramanları birbirinden farklı karaktelere sahip iki kadın. Julia Roberts, sevgilisinin önceki evliliğinden olan iki çocuğuna istemeden de olsa annelik yapmak. zorunda kalan İsabel rolünde boy gösteriyor beyazperdede. Kariyerine önem veren, bağımsız ve modern bir kadın Isabel. Susan Sarandon'ın oynadığı Jackie ise kendini tamamen çocuklarına adamış 'ideal' bir anne. Film bu iki kadının çocuklarla olan karmaşık ilişkilerini bazen güldüren, bazen de hüzünlendiren bir dilde anlatıyor. Gerçek anne Jackie'nin ölümcül bir hastalığa yakalanması ise bu ilginç ailenin düzenini temelinden sarsıyor.
Filmin yapımcısı
Wendy Finerman senaryoyu okuduğunda anlatılanlardan çok etkilendiğini söylüyor. ‘‘Hikaye kendisi de üvey ebeveynler tarafından büyütülmüş olan Gigi Levangie tarafından kaleme alınmıştı. Buradan yola çıkarak günümüzün anne-babaları ile çocukları arasındaki ilişkiyi anlatan bir film yapma düşüncesi bana son derece çekici geldi.’’
Projenin gerçekleştirilmesi aşamasında Finerman'ın aklına hemen Chris Colombus gelmiş. ‘‘Onun modern aile sorunları konusunda yaptığı filmleri biliyordum ve bunların hepsi de çok başarılıydı’’ diye anlatıyor Finerman.
Bu aşamada bir takım sorunlar çıkmış. Colombus önceleri filmi yönetmek istememiş. O dönemi şöyle anlatıyor yönetmen: ‘‘Proje elime ulaştığında bir kaç ay önce annemi kaybetmiştim. Böyle bir çalışmaya duygusal olarak hazır değildim. Bu yüzden de tek bir kelimesini bile okumadan hikayeyi geri çevirdim’’ Ama yapımcı Finerman pes etmemiş ve Colombus'u filmi yönetme konusunda ikna etmiş.
Bundan sonra da başta ABD olmak üzere gösterildiği ülkelerde seyircinin büyük beğenisini toplayan Üvey Anne ortaya çıkmış. Filmde, üç usta oyuncuya iki de minik oyuncu eşlik ediyor. 14 yaşındaki Jena Malone ve sekiz yaşındaki Liam Aiken.
Üvey Anne, sinemasal açıdan oldukça başarılı anlatımı ve konusuyla seyirciyi sarıp sarmalayan ilgi çekici bir film.
Tüketim dininin peygamberi Murphy
En son Doktor Doolittle adlı filmiyle sinemlarımıza konuk olan Eddie Murphy, güldürmeye devam ediyor. Son dönemin en iyi komedyenlerinden biri olan Murphy'nin başrolünü üstlendiği Holy Man, tüketim çılgınlığı başta olmak üzere günümüzün yaşamı üzerine ilgi çekici bir komedi.
Stephen Herek'in yönettiği Holy Man bir çağ eleştirisi. Ülkemizde de örnekleri görülen televizyonla alışveriş kanalı yöneticisi Ricky'nin artık ürün satmakta tıkandığı bir anda karşısına Bay G'nin çıkmasıyla gelişiyor olaylar. İnanılmaz bir ruhsal olgunluk düzeyine ulaşmış olan G, bir guru gibi ona yardım eder. Tuhaf kılıklı bu gezgin bir vefa borcu olarak ona yardım etme kararı alır.
Yönetmen Stephen Herek, filminin bir anlamda günümüzün yaşam anlayışının bir eleştirisi olduğunu söylüyor. Ön planda tutulan konu ise televizyonla alışveriş çılgınlığı. Herek'in deyimiyle filmin bir tür ruhsal boyutu da var. ‘‘Alışveriş etmek de bir tür din değil mi?’’ diyor Herek. Ama yönetmen seyircinin konuyu daha iyi algılayabilmesini sağlamak için komedi dozunu biraz daha yüksek tutmuş.
Holy Man'in gerçekten de gözdolduran bir oyuncu kadrosu var. Eddie Murphy'in rol arkadaşları Jeff Goldblum, Kelly Preston ve Robert Loggia.
Melekler neyi düşler?
Bol ödüllü Fransız filmi Meleklerin Düş Yaşamı (La Vie Revee des Anges) sinemalarda... 41 yaşındaki Erick Zonca'nın ilk yönetmenlik denemesi olan filmde başrolleri Elodie Bouchez ve Natacha Regnier paylaşıyorlar.
Meleklerin Düş Yaşamı, Altın Küre'nin Fransa'daki eşdeğeri olarak kabul edilen Lumiere Ödülleri'nde en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini almıştı.
Filmde Fransa'nın kuzeyindeki Lille kentinde yaşayan iki genç kadının öyküsü anlatılıyor. Henüz 20'li yaşlarını sürdüren iki kadın. Biri sırt çantasını alıp istediği yere giden İsa, diğeri biraz daha yerleşik bir yaşam sürdüren Marie. Birbirinden çok farklıdır bu iki kadın. İsa, yaşamın güçlüklerine iyimser bir şekilde direnir, Marie ise tepkisel ve isyankardır. Film, bu iki genç kadının hem iç dünyalarındaki hesaplaşmaları hem de gerçek yaşam ile giriştikleri çatışmaları anlatıyor.