Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2018 22:54
Gülfidan Toprak, yedi kardeşine baktı, 16’sında evlendirildi. Beş evladı oldu. 60’ına geldiğinde öğrenebildi okumayı. Havva Bayram 85 yaşında. Tarlada çalıştığı için gönderilmemişti okula. Hâlâ tarlada çalışıyor, bir yandan okuma yazma öğreniyor. ‘Kız çocuğu’ denilerek okutulmayan Zeynep Türkduvan’ın 10 kızı oldu. Hepsi mezun oldu. Şimdi okuma sırası kendisine geldi. şubat ayında başlatılan ‘Okuryazarlık Seferberliği’ kapsamında hayatında ilk kez okul sıralarına oturan annelerin hikâyelerinden bazıları bunlar. Sekiz ayda 564 bin kişi katıldı kurslara. Kursiyerlerden 504 bin 895’i kadın, 59 bin 466’sı erkekti. 40 binden fazla öğretmen kurslarda görev aldı. Kardeşlerini, çocuklarını ve torunlarını mezun edip, okuma hayallerine yeni yeni ulaşabilen annelerin hikâyelerini derledik.
2 MİLYON 330 BİN 640
BAŞLIKTAKİ sayı, Türkiye’de 14 yaş üstü nüfus içinde okuma yazma bilmeyen kadın ve erkeklerin toplamı. Bu toplam içinde 1 milyon 974 bin 567 kişi kadın, 356 bin 73 kişi erkek. Yani okuma - yazma bilmeyenlerin yaklaşık yüzde 85’ini kadınlar oluşturuyor. Bu sayılar Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2017 verilerinden. Sayıları daha da açınca insan hikâyelerine ulaşıyorsunuz. Kardeşlerine baksın diye, ev işlerine yardım etsin diye çalışıp eve para getirsin diye, daha kendisi çocukken evlenip çocuk sahibi olsun diye, ‘kızlar okumaz’ diye, temel hakları ellerinden alınmış yaklaşık 2 milyon kadından söz ediyoruz. Büyükannemizden, annemizden, teyzemizden, halamızdan, kapı komşumuzdan....
3 MİLYON 124 BİN 909
TÜİK’e göre, Türkiye’de 3 milyon 124 bin 909 kişi okuma-yazma bildiği halde ilkokul öğrenimini tamamlayamadı. Halihazırda okula kayıt yaptırmış olsa bile tarlada, sokakta, tekstil atölyelerinde çalıştırıldığı için okula gidemeyen binlerce çocuk var. Okuma yazmayı öğrenseler bile diploma alamayacak bu çocuklar geleceklerine yön veremeyecek.
750 MİLYON
UNESCO, son 50 yılda okuryazar sayısında önemli bir artış olduğuna ancak dünyada hâlâ 750 milyon kişinin okuma yazma bilmediğine dikkat çekti. Okuma-yazma bilmeyenlerin üçte ikisini kadınlar oluşturuyor. Son yıllardaki verilere göre, genç kadınlar, okuma-yazma bilmeyenlerin yüzde 59’unu oluşturuyor. Okuryazarlığı olmayanların yüzde 45’i Güney Asya’da yaşıyor. Okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 27’si Sahra Altı Afrika’da, yüzde 10’u Doğu ve Güneydoğu Asya’da, yüzde 9’u Kuzey Afrika ve Batı Asya’da, yüzde 4’ü de Latin Amerika ve Karayipler’de bulunuyor.
'OKUYAMADIM ÇOK ÇEKTİM'
DÜZCE Cumayeri’nde yaşayan 64 yaşındaki NEZAKET YAĞMUR, dört yıldır ALS hastası. Son iki senedir hareket kabiliyetini büyük oranda kaybetti. Makineye bağlı olarak yaşamını sürdüren Yağmur, ilçe milli eğitim müdürlüğünden yönlendirilerek evine gelen görevlinin de desteğiyle birkaç ayda okumayı öğrendi: “Okulun kapısından içeri girmedim ama okumak içimde hep ukdeydi. Kendi çabalarımla bazı harfleri seçebiliyordum. Bu yıl televizyonda Cumhurbaşkanımız tarafından
okuma yazma seferberliği başlatıldığını gördüm. Eşime bundan faydalanmak istediğimi söyledim. Öğretmenim Vildan Hanım, bana çok destek oldu. Hayatım boyunca okuyamamaktan çok çektim. Bazı yakınlarım mirasta beni kandırdı, hakkım olan yerleri aldı. Çok zorluk yaşadım. Geçen yıl İstanbul’a ameliyat için gittiğimde, orada bir belgeyi imzalayamayınca çok mahcup oldum, üzüldüm. Elim ayağım tutmuyor, hareket edemiyorum. Yazamıyorum ama gazeteleri okuyabiliyorum.”
'CAHİLLİKTEN ZOR BİR ŞEY YOKMUŞ ŞU HAYATTA'Zonguldak’ta yaşayan 85 yaşındaki HAVVA BAYRAM, babası tarlada çalışmasını istediği için okula gidemedi.
Okuma yazma seferberliğini anlatmak için evine gelen görevliler sayesinde yıllar sonra öğrenci olmaya karar veren 7 çocuk ve 7 torun sahibi Bayram, “Okula gitmeyi çok istedim ama yollamadılar ki. Cahillikten zor bir şey yokmuş ama okula göndermediler, ne yapayım?
Adres öğrenmek istediğimde arkadaşlarıma sorup öyle gidiyorum. Bilemeyince başka ne yapacaksın ki? Bazı zamanlar zoruma gidiyor, şimdiki aklım olsa dövülsem bile okula kaçardım” diyor.
'GİTTİĞİ YERE KADAR DEVAM'SAMSUN Bafra’da yaşayan 60 yaşındaki GÜLFİDAN TOPRAK küçükken, yedi kardeşine baktığı için eğitimden uzak kaldı. Babası ve annesinin çiftçi olduğunu, kendisinin de hayvanları otlattığını anlatan Toprak,16 yaşında evlendiğini ve beş çocuk sahibi olduğunu söylüyor:
“Ben ikinci çocuktum ve kardeşlerime baktığım için okula gidemedim. Ama onları okutmaya çalıştım, ilkokulu, ortaokulu okudular. Ben de okuma-yazma öğrenmek istiyordum. İçimde kalmıştı, bu sene okuma-yazmayı öğrenince kendime güvenim arttı. Televizyondaki harfleri okuyorum, harflerin hepsini öğrendim.
Mutluyum, huzurluyum. Sarı nokta hastalığı nedeniyle bir gözümü de kaybettim. Ama gittiği yere kadar okumak istiyorum.”
'10 KIZIM MEZUN OLDU SIRA BENDE'Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşayan 10 kız çocuğu annesi ZEYNEP TÜRKDUVAN, öğretmen kızının çocuğuna bakmak için geldiği kentte Gazi İlkokulu’nda açılan kursa kaydoldu: “Ailemiz bizi kız çocuğu olduğumuz için okutmadı ama ben ve eşim, kız çocuklarımızın tamamını okula gönderdik. Allah’a şükürler olsun, kızlarımdan 5’i üniversiteyi bitirerek meslek sahibi oldu. Kızlarımız olduğunda ‘Hepsini okutacağız’ dedik çünkü ailem beni okutmadı. Hastaneye gidiyorum, şu nerede diye etrafımdakilere soruyorum. İnsan okuma-yazma bilmeyince kör gibi oluyor. İki kızım öğretmen oldu. Üç kızım farklı bölümlerden mezun. Diğer kızlarım ise lise ve ortaokuldan mezunlar. Onlar okudular, ben de okuma ve yazma öğrenmek istedim. Evde kızlarıma ‘Bana öğretin’ diyordum ama çok fazla kafam almıyordu. Bu kurs açılınca hemen katılmak istedim.”
'FIRSATI DEĞERLENDİRİN'İSTANBUL Kadıköy Halk Eğitim Merkezi tarafından Kadıköy Belediyesi Rasim Paşa Gönüllü. Evi’nde açılan okuma yazma kursuna katılan 81 yaşındaki 4 çocuk ve 8 torun sahibi RADIGAN UZUNOĞLU, şunları anlatıyor:
‘ABLAMLA GİTTİM’“İstanbul’da doğdum, birinci sınıfta eğitim alacaktım. Ama ablam evlendi ve Karadeniz’e gelin gitti. ‘Yanımda canımdan biri olsun’ deyince, ben de onunla gittim. 13-14 yaşında İstanbul’a döndüğümde o yaşta ilkokula gitmeye utandığım için eğitime devam edemedim. Daha sonra evlendim ve dört çocuk sahibi oldum, sekiz de torunum var. Elim, ayağım tutuyor. Okuma yazma kursuna gittim. Çocukken okuyamamıştım, içimde kalmıştı. Okuma yazma bilmek çok güzel bir duygu. Mutluyum. Doktora gittiğim zaman sıkıntı yaşıyordum. Şimdi okuma yazmayı öğrendim ve Kuran kursuna gidiyorum. Okumanın yaşı yoktur.
UTANMAYINOkuma yazmayı bu yaşta öğrendim ama zorluk yaşamadım. Öğretmenime de teşekkür etmek istiyorum. Okuma yazma bilmeyen benim gibi kişilere yine şunu söylemek isterim, okumanın yaşı yok. Utanılacak bir şey yok. Bu fırsatı değerlendirsinler.”
İKİNCİ DÖNEM 8 EYLÜL'DE BAŞLADICUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan tarafından 1 Şubat 2018’de başlatılan okuryazarlık seferberliğiyle, sekiz ayda 564 bin 361 kişi okuma yazma kursuna gitti. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) verilerine göre, geçen yıl okuma yazma bilmeyen vatandaşların yüzde 3.81’ine ulaşılmışken, bu yıl yüzde 24.21’inin birinci kademe okuma yazma ve seviye tespit sınavlarına katılması sağlandı. Okuryazar Seferberliği’nin ikinci dönemi 8 Eylül’de başladı. Aynı zamanda UNESCO tarafından ‘Okuma - Yazma Günü’ olarak ilan edilen 8 Eylül’de mesaj yayımlayan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, şu bilgileri aktardı: “Okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin de eğitim hakkından yararlandırılmaları için Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar yetişkinler için okuma yazma kursları aralıksız olarak sürdürülmüştür. Okuryazarlık Seferberliği süresi içinde yarım milyonu aşkın vatandaşımız okuma yazma kurslarına katılmış, 40 bini aşkın öğretmenimiz bu kurslarda görev almıştır. İkinci dönem çalışmalarında aynı heyecan ve istekle yolumuza, okuma yazma öğrenmek isteyen her vatandaşa ulaşana kadar devam edeceğiz.”