OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 15, 2002 00:00
Robert De Niro (dostları ona Bob diyor) kendisiyle röportaj yapılmasından nefret eder, dahası dışa açık biri değildir. Ona soru sorup cevap almak bir gazeteci için kabustur. Ama bu kez gerçekten bana yardımcı olmaya çalışıyor. 59 yıl önce New York'ta dünyaya gelen Bob, sanatçı bir ailede yetişti. Babası Robert De Niro, Greenwich Village'da ekspresyonist bir ressam olarak tanınmıştı, annesi Virginia Admiral da bir ressamdı. Küçük De Niro'nun yüzü öylesine solgundu ki ona ‘‘Süt surat Bobby’’ derlerdi. Sadece roman okumaktan hoşlanırdı. Bu yüzden de mahalledeki çocuklar arasında hiç itibarı yoktu. Baba II filmindeki oyunuyla ilk Oscar'ını kazanınca artık meslek hayatında söz sahibi oldu. Oyunculuğun yanı sıra Nobu ve Tribeca Grill gibi çok tutulan lokantaların sahibi olmakla yetinmedi, bir de Tribeca
Film Festivali'ni yarattı. Bob, 90'lı yıllarda New York'ta film yapımcılığını geliştirmek amacıyla böyle bir girişimde bulunmak istemişti. 11 Eylül 2001'den sonra bu festivalin başarı grafiği çok yükseldi. İçine kapanık Robert De Niro'yu ancak bu konudan söz ederek konuşturabileceğimin farkındaydım. Filmlerdeki şiddet sahnelerinden söz ederken içine kapanıklığını yendi. Sanal dünyadaki şiddetin insanların gerçek dünyada şiddete başvurmasını engellediğini öne sürdü.Sağ kalmayı nasıl tanımlarsınız?-Sanırım bazı insanlar bunu başarabiliyorlar, bazıları ise başaramıyor. Mesele bu kadar basit.11 Eylül gününü mü kastediyorsunuz?-Ben her çeşit engeli aşıp ayakta kalmaktan söz ediyordum. Yani meslekte ve hayatta...Peki ya 11 Eylül?-Şey, ben New Yorkluyum. Burada dünyaya geldim. Pek çok kişi gibi ben de bin bir duygu içindeydim.Ama o faciadan sonra siz Bay New York olarak tanındınız.-Eh, New York büyük bir kent, o yüzden...Şimdi de Tribeca Festivali'ni düzenliyorsunuz.-Evet, festivali yapıyoruz. Çok iyi gitti. Tahmin ettiğimizden daha başarılıydı. Bence bu festival, kent için çok yararlı oldu. Bu yıl bir film festivalinden çok daha farklı bir etkinlik oldu. Siz lokantalara da çok düşkünsünüz. Bunun nedeni yemeklerden hoşlanmanız mı yoksa sadece karlı bir iş olduğu için mi?-Hayır, lokantalarımda dostlarımla buluşuyorum. Zaman zaman Nobu'da. Orada olmak hoşuma gidiyor. 11 Eylül faciasından sonra filmlerde şiddet dozunun azaltılması gerektiğini ileri sürenler oldu. Siz şiddet sahneleriyle dolu filmler çevirdiniz. Bu konuda ne diyeceksiniz?-Bu farklı. Filmlerde şiddet sahneleri olmasa da 11 Eylül faciası gene yaşanırdı. Sanal dünyada şiddete başvurmak, bir bakıma gerçek dünyada şiddete baş vurmayı bir ölçüde önler. Bu bir düştür. Gerçekle ilgisi yoktur. Aradaki fark bu. 11 Eylül'de yapılanlar gerçek. Herhangi biri başka bir kişiye zarar veren bir şiddet eylemi gerçekleştirirse, bu sanal dünyadaki şiddet olayından farklıdır.Yani siz şiddet sahneleriyle dolu filmlerin şiddete eğilimli kişiler için bir çeşit terapi olacağını düşünüyorsunuz, öyle mi?-Benim demek istediğim, suçu bir kaç filme yükleyemezsin. Bu pek basit bir yaklaşım olur.İnsanların sizin hakkınızdaki en büyük yanılgıları nedir?-Şey... İnsanlar benim oynadığım rollere çok fazla kendilerini kaptırıyorlar.Biz sizi çok sert ve acımasız biri olarak tanımlıyoruz.-Sanırım öyle!Aslında çok utangaçsınız?-(Sıkıntılı sıkıntılı kıpırdanarak) İnsanlara alışmam uzun sürüyor.Özellikle de senaryo olmayınca?-Senaryoyla her şey daha kolay. Sürpriz yok.BEŞ ÇOCUK BABASIRobert De Niro'nun 5 çocuğu var: Elliot (annesi Grace Hightower),
ikizler Aaron Kendrick ve Julien Henry (anneleri eski sevgilisi Toukie Smith) Raphael (annesi Dianne Abbott) ve kızı Deena (Dianne Abbott'dan evlat edindi). Meet the Parents filminde çocuklarına aşırı derecede düşkün bir babayı canlandırdınız. Bu özelliÄŸiniz, gerçek yaÅŸamınızla benzerlik taşıyor mu?-Åžey... Duruma göre deÄŸiÅŸir... Tabii, o bir komedi filmiydi. Ben çocuklarımla ilgilenirim.ÊSizin bir çocuÄŸa verebileceÄŸiniz en önemli ÅŸey nedir? -Bir çocuÄŸa, özellikle olumsuzluklar içinde yaÅŸayan bir çocuÄŸa, hayata atılıp bu kötü koÅŸullardan kurtulma ÅŸansını vermek isterim. Onlara eÅŸit ÅŸans, hatta daha da fazla ÅŸans tanınmasını saÄŸlamak isterim. Özellikle de topluma yararlı olmak için yapmak istediÄŸi ÅŸeyi baÅŸarabilecek bir çocuÄŸa bunu saÄŸlamalıyım. Â
button