Güncelleme Tarihi:
Ne fark eder ki? Bazıları hálá bunları tartışadursun, bazıları buzuki, gitar ve akardeon eşliğinde dans edip şarkı söylüyor. Her hafta suyun öbür yakası Selanik'ten İstanbul'a gelen müzisyenler, yanlarına Muammer Ketencoğlu'nu katıp rembetiko geceleri yapıyor. Her cuma ve cumartesi gecesi Eski Yeşil'de...
Yeryüzünün en eğlenceli ve en hüzünlü müziklerinden biri olan rembetiko yıllar sonra yeniden keşfedilerek hem Yunanistan'da hem Türkiye'de popüler oldu. Hamurunda her iki kültürün de mayası bulunan bu müziğin Yunanlı temsilcisi Yannis Saoulis (buzuki, gitar ve vokal) Eski Yeşil'de meşk eden rembetiko grubunun lideri ve kurucusu. ‘‘Yannis Saoulis ve Arkadaşları'' grubunun diğer üyeleriyse Hristos Kechagis (buzuki ve vokal), Yannis Hatzistoginis (gitar), Katerina (vurmalılar) ve Muammer Ketencoğlu (akordeon). Müzisyenlerden Kechagis de Ketencoğlu gibi ámá.
Bu sinema sezonunda gösterilen ‘‘Kayıkçı'' filminin de müziklerini yapan Saoulis, Türkiye'yi çok seven ve buraya sık sık gelen bir sanatçı. Ayrıca SONY DADC firmasının Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs temsilciliğini de yürütüyor. Türkçe dersleri alan ve az buçuk Türkçe bilen Yannis Saoulis ile program öncesi konuştuk ve fark ettik ki iki dilde ne çok ortak sözcük varmış!
Selanik doğumlu 40 yaşındaki sanatçı çocuk yaşlarda buzuki çalmaya başlamış ve 18 yaşında profesyonel olduğunde repertuvarı rembetiko şarkılarından oluşuyormuş. Saoulis bu kadarla yetinmemiş, 1981-1986 yılları arasında Selanik Devlet Konservatuvarı'nda teori ve obua eğitimi almış. Ama eğitim gördüğü yıllarda bile Selanik'teki çeşikli müzikli mekánlarda buzuki çalıp şarkı söylüyormuş.
Bir dönem aşağılanan müzik
1986 yılında Hollanda'ya yerleşen sanatçı, Utrecht ve Amsterdam Üniversiteleri'nde felsefe ve siyasi bilimler eğitimiyle birlikte şan dersleri almış. Müzik çalışmalarını bu yıllarda Hollanda, Belçika, Lüksemburg ve Almanya'da sürdüren Saoulis 1991'de memleketi Selanik'e dönmüş. Sanatçının kendi müzik şirketi ‘‘Eastern Gate'' (Doğu Kapısı) tarafından yayınlanan dokuz albümü var. Son iki albümü ‘‘Anatoliki Pili'' ve ‘‘San Magemeno'' Yeni Dünya Müzik tarafından Türkiyeli müzikseverlere de sunuldu.
Selanik'i ‘‘palmiyeleri kesilmiş daha Batılı bir İzmir'' olarak nitelendiren Saoulis, bu şehre Küçük Asya'dan göç eden yoksul ve acılı göçmenlerin müziği rembetikodan derinden etkilenmiş. ‘‘Bu müzik bir dönem sizdeki arabesk gibi çok aşağılandı. Rembetiko'ya aydınlar sahip çıkınca yeniden değerlendi. Rembetiko olamasaydı bugün ne Theodorakis ne de Hacıdakis olurdu,'' diyor.
Saoulis'e şirketinin adını neden ‘‘Doğu Kapısı'' koyduğunu soruyoruz. Bu soruyu duymaktan çok memnun olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘‘Benim için Doğu ruhu ve kalbi, Batı ise aklı simgeliyor. Uzun yıllar Batı Avrupa ülkelerinde yaşamama rağmen ben kendimi Batılı değil, Doğulu hissediyorum. Doğu benim için çok önemli anlamlar ifade eden bir sembol. Ayrıca beni Akdeniz'in doğusu batısından daha çok ilgilendiriyor. Bence Yunanistan da birçok açıdan komşularından Batılı olanlara, mesela İtalya'ya değil Türkiye'ye daha yakın,'' diyor.
Selanik-İstanbul hattı
Saoulis’in İstanbul'dan söz ederken gözleri parlıyor, ‘‘Bu şehri çok seviyorum, insanlarla çok kolay dostluk kuruyorum,'' diyor. Bu sevgisi sonunda onu Taksim'de bir ev kiralamaya kadar götürmüş. Grubun diğer üyeleri her hafta Selanik-İstanbul arasında mekik dokumaktan yorulmamışlar mı peki? ‘‘Yolculuk çok zor ama onlar İstanbul'da çalmaktan çok hoşlandıkları için şikáyet etmiyorlar,'' diyor. Ona göre İstanbullular onları dinlemeye geldiği müddetçe bu durum böyle devam eder gider. Buradaki dinleyicilerle sıcak ilişkiler kurduklarını belirtiyor. Repertuvarlarında aşkla, politikayla ve yalnızlıkla ilgili klasik rembetikolar ve ‘‘Rembetiko'' filminin müziklerinin yanı sıra Livaneli şarkıları da yer alıyor.
Tam bir müzik adamı olan Yannis Saoulis, Türkiyeli müziklerle de yakından ilgileniyor, bu konuda arşiv çalışmaları yapan Hasan Saltık'ı çok takdir ettiğini belirtiyor. Özellikle Bizans kökenli olduğunu söylediği klasik Türk Musikisi'ni çok seviyor ve tambur, kanun, kemençe ve ut sesinden etkilendiğini söylüyor.
‘‘Müzik sınırları aşar ve kimseye ait değildir. Barış içinde yaşandığı sürece hangi ülkede icra edildiği de çok önemli değildir. Deprem sonrası yakınlaşan Türk ve Yunan halklarının dostluğunun kalıcı olmasını bütün kalbimle istiyorum. Bu şekilde kültürel sınırların da, politik sınırların da kalkacağına inanıyorum. Zaten bence iki halk arasında sorun yok, sorun politikacılar arasında...'' Bu sözlerin sahibi Saoulis'in hem söylediklerine hem şarkılarına kulak vermemek mümkün mü?
Eski Yeşil, Abdülhakhamit Cad. No: 61, Talimhane/Taksim. Tel: (0212) 255 20 20 - 254 35 09.