Güncelleme Tarihi:
YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ‘adil yargılanma hakkı’ ve ‘savunma hakkı’na atıf yaparak, 6 yıl 2 ay süren Ergenekon davasında kararın tüm sanıklar yönünden 8 maddede usulden bozulmasını istedi. Sanıklardan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un son sözü sorulmadan hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması, bozma gerekçesi olarak gösterildi.
USUL DERSİ GİBİ
Tebliğnamede Ergenekon davasındaki yargılama hataları sıralanırken, mahkemelere usul dersi gibi değerlendirmeler dikkat çekti. Mahkemenin, bazı sanıklar yönünden açılmamış davalardan mahkûmiyet ve beraat kararları vermesi eleştirildi. Mahkemenin “Davasız yargılama olmaz” ilkesi uyarınca yargılamayı, sanığın iddianameyle dava açılmamış olan suçlarını kapsayacak biçimde genişletemeyeceği belirtildi. Yalnızca iddianamede belirtilen eylem ve fail konusunda hüküm verebileceği uyarısı yapıldı. Ergenekon davasında büyük tartışma yaratan yedek üyelerin müzakere sürecinde heyete katılmasının, bozma gerekçesi yapılması istendi.
GECİKME YERSİZLİKTEN
Bozma istemli tebliğname dün, temyiz incelemesini yapacak yeni terör dairesi Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Dairede ‘dosya koyacak yer bulunamadığı’ için, Ergenekon dosyalarının, sorunun aşılmasıyla birlikte dün gönderildiği belirlendi. Yargıtay 16. Ceza son olarak eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın ‘Devrimci Karargâh Örgütü’ mahkûmiyetini bozmuştu.
ÖZBİLGİN AİLESİ’NE RET
113 sayfalık tebliğnamenin detayları da ortaya çıktı. Tebliğnamenin 102 sayfasında sanıklar hakkındaki kararlar yer alırken, duruşma ve temyiz talepleri de değerlendirildi. Danıştay saldırısında öldürülen Mustafa Yücel Özbilgin’in ailesinin, Özbilgin’in öldürülmesi dışındaki suçlardan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle temyiz taleplerinin reddi istendi.
SAVCI ‘ZEKERİYA’ TESADÜFÜ
Tebliğnamenin altında, Ergenekon davasına damga vuran ve meslekten ihraç edilen savcı Zekeriya Öz’le aynı ismi taşıyan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Samancı’nın imzası yer aldı. Tebliğnamedeki bozma gerekçeleri şöyle:
1- İLKER BAŞBUĞ’UN SAVUNMA HAKKI KISITLANDI: Başbuğ’un son sözünün sorulmaması, bozma gerekçesi yapıldı: “Son söz sorulmadan hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 216. maddesine muhalefet edilerek savunma haklarının kısıtlanması usul ve yasaya aykırıdır.”
2- YEDEK HÂKİMİN MÜZAKEREYE KATILMASI CMK’YA AYKIRI: Karar açıklanırken mahkeme heyetine yedek üyeler Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve Ercan Fırat’ın katıldığı kaydedilen tebliğnamede, “Mahkeme yedek üye hâkimlerinin müzakere sürecinde hükmü açıklayacak mahkeme heyetinin yanında bulunup, müzakereye aktif olarak da katılmaları suretiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 289/1-a maddesine aykırı davranılmıştır” tespiti yapıldı.
3- BALBAY VE 5 SANIK İÇİN EK İDDİANAME DÜZENLENMEMESİ: Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan olaylar, bağımsız yeni birer suç olduğu için ayrıca iddianame düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Aralarında Mustafa Balbay, Kemal Gürüz, Levent Ersöz, Sami Hoştan, Doğu Perinçek ve Kemal Yalçın Alemdaroğlu’nun bulunduğu bazı sanıklar hakkında ek iddianame düzenlenmeksizin ayrıca mahkûmiyet ve beraat hükümleri kurularak, CMK’nın 225. maddesine aykırı davranıldığı kaydedildi.
4- ÖLEN 8 SANIĞIN DAVASI DÜŞÜRÜLDÜ: Hayatını kaybeden sanıklardan Arif Doğan, Fatih Derdiyok, Hüseyin Görüm, Mehmet Koral, Muzaffer Tekin, Münür Kemal Yavuz, Salih Kunter ve Ünal İnanç yönünden davanın düşürülmesi istendi.
5- ARSLAN’IN KAZANILMIŞ HAKKI VAR: Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan hakkındaki Ankara 11. Ağır Ceza’nın 2008 tarihli kararının, sanık lehine Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce bozulduğu belirtildi. Bozulan kararda ‘ruhsatsız silah taşımak’ suçundan 2 yıl hapis ve 450 lira adli para cezasına hükmedildiği, ancak sanığın kazanılmış hakkı gözetilmeden temyize konu hükümde 3 yıl hapis ve 675 lira para cezası verilmesinin yasaya aykırı olduğu bildirildi.
6- TANIKLAR DİNLENMEDİ: AİHS’nin 6. maddesindeki ‘adil yargılanma hakkı’, Anayasa ve CMK’ya atıf yapıldı. Duruşma salonuna getirilen tanığın talep halinde mutlak surette dinlenmesi gerektiği belirtildi. Sanıkların daha önce ismini mahkemeye bildirip duruşmada hazır ettikleri tanıkların dinlenmemesi, CMK’nın 178. maddesine aykırı görüldü.
7- KÜÇÜK’ÜN AVUKATI YOKTU: Yalçın Küçük’ün avukatı hazır bulunmadan, hükmün esasını oluşturan kısa kararın verilmesi de bozma gerekçesi.
8- KARAR DURUŞMASINDA SANIK VE AVUKAT ADLARI YAZILMADI: Karar duruşması tutanağına, katılan sanık, müdafiler ve katılanlar ile avukat isimlerinin yazılmaması nedeniyle de bozma istendi. m Oya ARMUTÇU/ANKARA
Karar altı ayı bulur
Sanıklardan Tuncay Özkan ve Levent Göktaş’ın avukatı Hüseyin Ersöz, Hürriyet’e tebliğnameyi şöyle değerlendirdi: “Böylesine ciddi suçlamaların bulunduğu bir yargılamada tebliğname davanın esasına ilişkin hususlar içermemektedir. Ancak bunun yanında savunma hakkının kısıtlanması ve diğer usul hükümleri açısından kararın bozulması talep edilmiştir. Davanın esasına girildiği takdirde çok daha fazla bozma gerekçesinin tespiti mümkünken, şekli hukuk yönünden bir inceleme yapıldığı görülüyor. Ancak Yargıtay 16. Ceza Dairesi bu tebliğname ile bağlı değil. Bundan sonraki süreçte avukatlar, savunmalarını ve hukuka aykırılıkları ifade edecekler. Sonrasında ise daire öncelikle usul sonra da yargılama konusunda değerlendirme yaparak bozma ya da onama verecek. Bu süreç altı ayı bulabilir.”
MAHKEMEYİ UYARMIŞTIK
İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer de “Müvekkilimiz yönünden tanıkların dinlenmemesi, yedek hâkimin müzakereye katılması ve son sözünün sorulmaması yönünden bozma talep edilmiştir. Aslında görev yönünden de değerlendirme yapılması gerekirdi. Yargılama aşamasında mahkemeye usul eksikliklerini gidermesi için yazılı ve sözlü birçok uyarı yapmış olmamıza rağmen ısrarla yasadışı uygulamalarına devam etmiş ve bu şekilde karar verilmiştir” dedi.