Güncelleme Tarihi:
YAZAR, dilbilimci Sevan Nişanyan, daha önceden de 10 ay hapis yatmasına neden olan İzmir’in Selçuk ilçesi Şirince köyündeki evleri ve yenilerinin yıkım kararıyla 2 Ocak’tan beri cezaevinde. Kaçak inşaattan iki farklı ikişer yıllık hapis cezasını çekmeye Torbalı Açık Cezaevi’nde başlayan Nişanyan, cezaevindeki bazı görevlileri suçlayan ve internette de yayınlanan mektubu yüzünden bu kez de disiplin cezası aldı. Bu ceza nedeniyle Buca Kapalı Cezaevi’ne nakledildi.
Nişanyan buradan da Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. Avukatı Murat Akci’nin, Nişanyan’ın yeniden açık cezaevine alınması için yaptığı itirazı değerlendiren İnfaz Hakimliği, olumlu karar verdi.
AÇIK’TAN KAPALI’YA
Ancak cezaevi yönetimi kararı uygulamadı. Avukatlarının gerekli itirazları yapmak için hazırlık yaptığı Nişanyan, bulunduğu Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi’nde sorularımızı yanıtladı.
Hapse girdiğinizden bu yana neler geldi başınıza?
Torbalı’da bir müdür vardı belki 40 kere hatırlattı, “Dışarıda kim olursan ol, burada bizim gözümüzde 250 tane hırsız, uğursuz, katil vesaireden birisin” diye. Haklıydı sanırım. Hiçsin içeride. Hiç olduğunu bilerek davranırsan pek zarar görmezsin, yuvarlanır gidersin. Ama diklenmeye kalksan ayağını koyacağın bir zemin yok. İki gardiyana tutanak tutturup başına olmadık çorap örebilirler. Onu gördüm, öğrendim.
Hakkınızı nasıl arayacaksınız?
Mücadele için güç lazım. Hapiste gücün yok. Bütün sistem senin gücünü kırmak üzerine inşa edilmiş. Uslu durmak lazım. Hayatta beceremediğim bir şey benim, ama öğrenmem gerekiyor.
Buca: Felaket
Şakran: Cehennem
“Buca bir felaketti. 80 metrekarelik bir koğuş, 60 yatak var, aslında 40 kişilik olması lazım. Ve 110 kişi kalıyor. Koyun koyuna yerde yatıyorsunuz. Pislik, koku diz boyu. Hela ilkel, sıcak su yok. Şakran daha farklı bir tür cehennem. Türkiye’nin yeni cezaevlerinden biri. Gayet temiz, konforlu da sayılır. 2x30 metrekare dubleks bir dairede dört kişi kalıyoruz. Öbür arkadaşların üçü de cinayetten yatıyorr. Başka mahkûmlarla hiçbir temasımız yok, gardiyanlarla da irtibat son derece sınırlı.”