Urumhamatahayil’i çağır herkesi kendine áşık et!

Güncelleme Tarihi:

Urumhamatahayil’i çağır herkesi kendine áşık et
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 15, 2005 00:00

Cin çağırma eserlerinin başında, 15. yüzyılda yaÅŸamış "Uzun Firdevsi"nin "Davetname" kitabı gelir. Kitapta, "Urumhamatahayil" adlı, insanı aşık etmeye yarayan bir cinden söz edilir.Eskiler, ‘öteki dünya’ ile temasa yaradığına ve ‘bilim’ olduÄŸuna inandıkları faaliyetlere ‘havas ilmi’ adını vermiÅŸlerdir. Kütüphanelerimizde çok sayıda elyazması ‘havas kitabı’ vardır ama bu kitapların birçoÄŸu okuyucuya asla çıkartılmaz ve kasalarda yahut dolaplarda kilit altında tutulurlar. Ä°ÅŸte bu ‘yasak’ kitaplardan ikisi: ‘Buni Risálesi’ ve ‘Dávetname’. Ä°lk kitap ‘vefk’ adı verilen tılsımlarla cinlere hükmetmenin yollarını, diÄŸeri ise yine cinler vasıtasıyla arzu edilen her iÅŸin yaptırılma usullerini anlatıyor. Ama, bütün bunları yazarken náçiz bir tavsiyede bulunmadan edemiyorum: Söz konusu eserlere ulaÅŸmaya çalışmayın, bu kitapları geçmiÅŸten gelen birer ‘folklorik hatıra’ olarak düşünün ve bu sayfada verdiÄŸim ‘cin çağırma’ metodlarını da uygulamaya kalkmayın. Sadece vakit kaybedersiniz, zira metinleri bugünün Türkçesi’ne aktarırken eski yazarların ‘iÅŸin en önemli tarafı’ dedikleri bazı ÅŸifreleri affınıza sığınarak sansürledim!TÃœRKÄ°YE kütüphaneleri asırlar önce kaleme alınmış elyazmalarının hem sayıları, hem konuları, hem de kaliteleri bakımından dünyanın önde gelen kültür merkezleridir. Ä°stanbul’daki Süleymaniye, Köprülü, Nuruosmaniye, Ali Emiri, Topkapı Sarayı yahut Konya’daki Mevláná ile Yusuf AÄŸa gibi daha birçok elyazması merkezlerimiz dünya çapında yazma eser hazinesi olmalarının yanı sıra Avrupa’daki benzerleriyle, meselá Fransızlar’ın Bibliotheque National’i yahut Ä°ngilizler’in British Library’si ile rahatça boy ölçüşebilecek, hatta birçoÄŸunu geride bırakabilecek zenginliktedirler.800 YILLIK CÄ°N KÄ°TABIAma, bu kitaplıklarda muhafaza edilen bazı kitaplar vardır ki, okuyucuya asla çıkartılmazlar; hatta çıkartılmamaları bir yana kütüphane müdürlerinin odalarındaki kasalarda yahut dolaplarda kilit altındadırlar. Onları görebilmek için ciddi bir araÅŸtırmacı olduÄŸunuzu ispat etmiÅŸ olmanız, belirli izinleri almanız gerekir.Bütün bu gizliliÄŸin ve kontrolün tek bir sebebi vardır: Söz konusu kitaplarda ‘havas ilmi’ denilen yani ‘baÅŸka álemlerle’ teması saÄŸlamaya yaradığı söylenen bilgiler yer alır ve bu bilgiler cin çağırmaktan güçlü bir büyünün kurallarına, hattá geleceÄŸi belirlemeye kadar uzanan geniÅŸ bir yelpazeye dağılırlar. Ä°ÅŸin daha da önemli tarafı, bu eserlerin sıradan falcılar yahut büyücüler tarafından deÄŸil, iÅŸin üst seviyedeki erbábı tarafından kaleme alınmış olmalarıdır.Ä°ÅŸte, kasalarda muhafaza edilen bu ‘havas’ kitaplarının en önemlilerinden biri ve en fazla korunanı: Buni Risálesi...Ä°stanbul’daki bir elyazması kitaplığında saklanan eser, 1225 yılında ölen Cezayirli büyü álimi Ebu’l-Abbas Ahmed bin Ali bin Yusuf el-KureÅŸi el-Buni’ye ait. Sihir, büyü, muska, cin, yani ‘havas’ bahislerinde Ä°slam dünyasının gelmiÅŸ geçmiÅŸ en önemli uzmanlarından olan Buni, 1208 sayfalık eserinde bu konularla ilgili bütün temel bilgileri veriyor.Harflerin sayı karşılıklarıyla ve esrarıyla yani ‘Ebced’ ile baÅŸlayan eserde daha sonra duaların gizli güçleri ve bu güçleri açığa çıkarma usulleri anlatılıyor, harflerle sayılar arasındaki bu iliÅŸkinin maddi álemde nasıl kullanılacağı, bedensiz yaratıklara ne ÅŸekilde hükmedileceÄŸi öğretiliyor, derken düşünce ve dua yoluyla yahut cinler vasıtasıyla insanları etkileyip olması arzu edilen her iÅŸin yapılma yolları sıralanıyor.HİÇ VAKÄ°T HARCAMAYINBu sayfada, ‘Buni Risálesi’nin giriÅŸ kısmıyla ‘vefk’ denilen tılsımların yazılı olduÄŸu bir diÄŸer sayfasını görüyorsunuz. Buni, giriÅŸte Allah’a ve Hazreti Muhammed’e duadan sonra eserini ‘áyetlerin ışığında, daha önce yaÅŸamış olanların verdikleri bilgilerin doÄŸrultusunda ve kendisine gelen ilhámın yardımıyla yazdığını’ anlatıyor. Eserin diÄŸer sayfasında gördüğünüz ÅŸekiller ise, bazı varlıkları Allah’ın ismini anarak çağırma iÅŸinde kullanılan ‘vefk’ler, yani tılsımlar.Dün, bu dizinin tanıtımı için yazdığım yazıda söylediÄŸim bir hatırlatmayı ÅŸimdi tekrar yapayım: Lütfen, elyazması kütüphanelerine gidip bu kitapları aramayın, bulamazsınız. Zira kataloglarda baÅŸka isimlerle kayıtlıdırlar, bulsanız bile zaten göstermez ve alınması aylar süren bir izin macerasına girmenizi isterler. Kaldı ki, kasalarda saklanan bu kitapların hemen hepsinin giriÅŸinde, bu iÅŸlerle uÄŸraÅŸmaya heves edenlerin ‘riyázat’ adı verilen ve aylar süren dua, nefis terbiyesi ve teknik hazırlık bilgilerine dayalı bir eÄŸitimden geçmeleri ÅŸartı yazılıdır ve vaktiyle yazılanlar ÅŸayet doÄŸru ise, bugünün ortamında böyle bir iÅŸe kalkışmak zaten imkánsızdır.Dolayısıyla málum kitaplara ulaşıp rakibinizden kurtulmak, gönül verdiÄŸiniz kiÅŸiyi kendinize áşık etmek yahut geleceÄŸinizi öğrenmek hevesine kapılmayın, bu eserleri eski zamanlardan kalma birer folklorik kaynak olarak deÄŸerlendirin ve boÅŸa harcayacağınız zamana acıyın!Bu cinler varken hiç bir aÅŸk karşılıksız kalmaz‘HAVAS’ ilmi ile ilgili eski elyazmalarında, iyi kalpli olan ve insanların hizmetine girebilen cinlerden bazen ‘melek’ diye bahsedilir ve bu cinlerin davet edilip verilen emirleri yerine getirmeleri için yapılacak iÅŸler bütün detaylarıyla anlatılır.Eski cincilere göre her cinin ve meleÄŸin bir tılsımı vardır ve bu tılsım, cinle temasa geçmeyi saÄŸlayan gizli bir ÅŸifredir. Cin yahut melek gibi bedensiz bir varlığı davet etmek isteyen kiÅŸi bu tılsıma, yani ÅŸifreye sahip olmak zorundadır, zira ÅŸifreyi bilmeden cinlerle temas hiçbir ÅŸekilde mümkün deÄŸildir.Cin çağırma konusunda kaleme alınmış eserlerin başında, 15. yüzyılda yaÅŸamış ‘Uzun Firdevsi’ adındaki bir ‘cin álimine’ ait olan ‘Dávetnáme’ isimli kitap gelir. Eserin elyazması tek nüshası, bugün Ä°stanbul’daki bir kütüphanede muhafaza altında.BÃœYÃœYLE KARIÅžTIRMAYINUzun Firdevsi, eserinde gök cisimlerinin hareketi ve bu hareketlerin insanları etkilemesi konusunda ayrıntılı bilgiler verdikten sonra ‘melek’ dediÄŸi cinlerden bahseder, hangi cinin hangi iÅŸe yaradığını yazar ve bu arada ‘Urumhamatahayil’ adını taşıyan bir cinden de söz eder ve bu cinin ‘áşık etmeye yaradığını’ söyler.Burada iki konuyu, ‘büyü’ ile ‘cin’ bahislerini birbirinden ayırmak gerekiyor: Uzun Firdevsi’nin sözünü ettiÄŸi faaliyetler büyü deÄŸil, yapılması istenen iÅŸin cinlere ve meleklere yaptırılmasıdır, yani ortada eskilerin ‘hüddamcılık’ dedikleri, ‘cinlerin hizmetkár olarak kullanılması’ meselesi vardır ve bu iÅŸ eski ‘havas’ ilminin en ileri seviyesidir. Uzun Firdevsi’ye göre ‘havas’ ile uÄŸraÅŸanların iÅŸin ehli olmaları ve cinleri menfaat için kullanmamaları da ÅŸarttır, aksi takdirde büyük ve çok ağır diyetler ödemeye hazır bulunmaları gerekir.MAALESEF, SANSÃœRLEDÄ°MAÅŸağıda, Uzun Firdevsi’nin ‘Davetname’ isimli eserinden, istenen kiÅŸiyi áşık etmek için ‘Urumhamatahayil’ isimli cine nasıl emir verileceÄŸini anlatan bahsi günümüz Türkçesi’ne naklederek veriyorum. Ama, okuyanların boÅŸ yere vakit harcamalarının ve iÅŸi saplantı haline getirmelerinin önüne geçmek için, cinin davet edilmesi sırasında okunması ve yazılması gerektiÄŸi söylenen tılsımı ve duaları metinden çıkartmak zorunda kaldım.Uzun Firdevsi, ‘Urumhamatahayil’ isimli cinin özelliklerini ve áşık etme iÅŸinde nasıl kullanılacağını şöyle anlatıyor:‘...Ay, gökyüzünde ‘Sarfe’ adı verilen yere ulaÅŸtığı zaman, Allahu Teálá’nın emriyle Urumhamatahayil adındaki melek gelir ve ayın vekilliÄŸini üstlenir. Urumhamatahayil’in iki başı vardır. Bu baÅŸlardan biri sığır, diÄŸeri de deve başı gibidir. Dört ellidir, ellerinden birinde desti, ötekinde bardak tutar, diÄŸer iki eli boÅŸtur.Urumhamatahayil kadını erkeÄŸe, erkeÄŸi de kadına áşık etmeye yarar. Bu iÅŸin usulü ÅŸudur: Karşısındakini kendisine áşık etmek isteyen kiÅŸi, Urumhamatahayil’e mahsus tılsımı gümüş bir levhanın üzerine yaza, sonra bu levhayı beyaz bir atın kıllarıyla sarıp karanlık bir kuyuya bıraka. Yedi defa ‘Ahdnáme’ denilen duayı okuya; öd, ÅŸeker, ládin ve mastaki ile karıştırıp bir káğıda yaza. Sonra, üzerinde uÄŸurlu duaların yazılı olduÄŸu bir mendile kendisine áşık olmasını istediÄŸi kiÅŸinin adını kaydede ve mendilin üzerine otura. OturduÄŸu anda, áşık olmasını istediÄŸi kiÅŸi Urumhamatahayil’den yardım isteyen kiÅŸiyi düşünmeye baÅŸlar.Sırada ÅŸimdi, o kiÅŸiyi kendisine iyice áşık etmek vardır. Urumhamatahayil ile temas eden kiÅŸi mendilin üzerinden kalka, iÅŸbu meleÄŸin hizmetindeki ‘Vefaslil’ adındaki kirpiyi andıran diÄŸer cinin ÅŸeklini bir káğıda çize, yanına da kendisine áşık olmasını istediÄŸi kiÅŸinin adını yaza ve káğıdı zeytinyağına bulayıp bir meş’alede yaka. Káğıt tamamen yandığı anda, áşık olmasını istediÄŸi kiÅŸinin aklı başından gider, koÅŸarak Urumhamatahayil’den yardım dileyenin yanına gelir ve aÅŸkından áşifteye döner.Ama, Urumhamatahayil’den yardım dileyen kiÅŸi meleÄŸin ve cinin adını yazarken sakın ola ki ekÅŸi ve acı nesneler yemeye, aÄŸzına daima tatlılar koya, yoksa bu iÅŸ olmaz!’Rakiplerinizden artık korkmayın, Ebyaz gelip hepsini helák edecekUZUN Firdevsi’ye göre cinlerin, meleklerin ve gökyüzünde dolaÅŸan yaratıkların hepsi bir iÅŸe yararlar ve çağırılıp hizmette kullanılmaları mümkündür.Bu yaratıkların en güçlülerinden olan ‘Ebyaz’ isimli melek, düşmanları ortadan kaldırmaya yarar ve Uzun Firdevsi, ‘Dávetnáme’sinde Ebyaz’ın aslında gayet tatsız bir ÅŸekildeki dávet usulünü bugünün Türkçesiyle bakın, nasıl anlatıyor:‘...Ä°ÅŸbu melek ÅŸekil olarak insana benzer ama baÅŸ ve el sayısı fazladır, üç başıyla altı eli vardır. Her bir elinde kılıç, yay, rebap denilen çalgı, ibrik, hıyar ve küláh tutar.Ebyaz, düşmanları yok etmeye yaraya ve güneÅŸ akrep burcundayken çağırıla. Ebyaz’ı davet etmek isteyen fáni belirli duaları okuya, sonra Ebyaz’a ait olan tılsımı karakedi kanıyla Çin káğıdına yaza. Bu iÅŸ bitince boz renkli bir it yavrusunun aÄŸzını sıkıca baÄŸlaya ama öylesine sıka ki, it ses çıkaramaz hále gele. Sonra o hayvancağızı ala, bir çömlek içine koya, çömleÄŸi sirkeyle doldurup aÄŸzını balçıkla sıvaya, götürüp bir gávur mezarına göme.Derken eski bir kefen parçası bula, helák etmek istediÄŸi düşmanın adını bu kefene yaza. Ä°smin altına bu iÅŸe mahsus birkaç dua daha yaza. Gidip mezarın birinden bir tabut parçası çıkarta, onun üzerine Melek Ebyaz’ın hizmetinde olan cinin iÅŸaretini çize, hemen yanına da kefene yazdığı gibi düşmanının adını kaydede. Bu iÅŸ de bitince, cinin resmini tuzlu suyla karıştırılmış avrat kanıyla bir baÅŸka yere çize.Ebyaz’ı dávet eden fáni, bu usulü ve duaları iyice saklaya; zira kötü ádemlerin eline düşerse fenanın da fenası neticeler verir ve o kötü ádemler Ebyaz’ı günahsız kiÅŸileri ortadan kaldırmada da kullanabilirler.’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!