Güncelleme Tarihi:
DİLOVASI İLE İLGİLİ ÜRKÜTEN RAPOR
Kocaeli Büyükşehir ile Dilovası Belediye Başkanları, ’halkı korku ve paniğe sevk ettiği’ iddiasıyla Prof. Dr. Hamzaoğlu’nu Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet etti.
Sanayi kuruluşlarının konut alanlarıyla iç içe girdiği ve bünyesinde demir çelik, kimya, petrol, otomotiv ve lastik sektörü olmak üzere çok sayıda büyük ve küçük ölçekli sanayi kuruluşu ile petrol ve LPG depolama tanklarını barındıran Dilovası İlçesi tartışma konusu olmaya devam ediyor. Dilovası ve Kandıra İlçesi’nde her ay hava ölçümleri yaparak ağır metal analizlerini yapan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Ocak 2009 yılında Dilovası’ndaki ölçümlerde anne sütü ile yeni doğan bebeklerin dışkılarında ağır metaller tespit etti.
BELEDİYE BAŞKANLARI SAVCILIĞA BAŞVURDU
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun Dilovası’nda yaşanan çevre kirliliğiyle ilgili yaptığı açıklamaların ardından, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve Dilovası Belediye Başkanı Cemil Yaman Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’na, Prof. Dr Hamzaoğlu’nun halkı korku ve paniğe sevk ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Başkanlar, Prof. Dr. Hamzaoğlu’nun, TCK’nın 213’üncü maddesi uyarınca 2- 4 yıl arasında hapis cezasıyla yargılanmasını istedi.
AĞIR METALLER İNSAN VÜCUDUNDA OLMAMASI GEREKİR
Araştırma sonuçlarında, insan vucudunda olmaması gereken ağır metaller saptadıklarını söyleyen Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu şöyle dedi:
"O dönem yaptığımız çalışmaların ilk sonucu şöyleydi. Dilovasında havada topladığımız tozlar Kandıra’dan çok çok yüksekti. Normalde bu ağır metallerin bakır, alimünyum, arsenik, cıva, kadmiyumun insan vucudunda hiçbir şekilde olmaması gerekir. Bunlar var olduğunda pek çok hastalığının zeminini oluşturuyorlar. Vücudu o hastalıklarla yakalanmaları konusunda etki etmiş oluyor ve bu bakımdan önemli bir bulguydu."
REKTÖRLÜK CEZA DOSYASI AÇILMASINI UYGUN BULDU
İki belediye başkanının hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamzaoğlu şu değerlendirmede bulundu:
"Suç duyurusunun mahiyeti, bu açıklamalarla halkı korku ve panige sevk etmek. Bunun gereği olarak TCK’nın 213’ maddesi ile 2-4 yıl arasında yargılanmam talebinde bulunmuşlar. Savcı benim ifademe başvurduktan sonra gerekli bilgilerle dosyayı oluşturdu. Benim mesleki ve bulunduğum konum itibariyle yapmam gereken çalışmalar kapsamında olduğunu ve bu nedenle gerçekleşmiş fiille ilgili bir sorun varsa eğer, buna üniversitenin karar verebileceğini söyledi. Dosya üniversiteye geldiğinde Rektörlüğümüz ceza dosyası açılmasını uygun bulmuşlar. Şu anda üniversitemizde başlamış olan ve benim de ifademi yazılı verdiğim bir ceza soruşturması var. Ayrıca kanser savaş daire başkanlığı yazılı olarak YÖK’e yapmış olduğum araştırmalarla halkı kanserle ilgili yanlış bilgilendirdiğim ve paniğe sevk ettiğim konusunda bir yazı yazmış. YÖK Başkanlığı üniversitemize göndermiş bu yazıyı. Üniversitemiz de bir disiplin soruşturması açması uygun bulmuşlar ve ben de yazılı bir şekilde ifademi soruşturmacıya verdim."