Güncelleme Tarihi:
ANAP İstanbul Milletvekili ve yazar Yılmaz Karakoyunlu son romanı Çiçekli Mumlar Sokağı'nda ünlü ekonomist ve köşe yazarı Güngör Uras'ın ailesini anlatıyor. Uras'ın babası ve romanın kahramanı İsmail Halit Bey'in hatıraları da yakında yine Yılmaz Karakoyunlu tarafından düzenlenerek yayımlanacak.
TÜRKİYE'DE bestseller listelerinin üst sıralarında biyografik aile romanları saltanat sürüyor. Ayşe Kulin'in 'Adı Aylin' ve 'Füreya' romanlarından sonra, şimdi de listelerin yükselen yıldızı Yılmaz Karakoyunlu'nun Çiçekli Mumlar Sokağı.
Karakoyunlu'nun yeni romanı da ekonomi ve medya dünyasının yakından tanıdığı ünlü bir ailenin gerçek öyküsü üzerine kurulmuş.
Çiçekli Mumlar Sokağı'nda anlatılan, ünlü ekonomist ve köşe yazarı Güngör Uras'ın ailesi.
Uras ailesi nasıl romanlaştı
Güngör Uras bir gün arkadaşı, romancı Yılmaz Karakoyunlu'dan, elindeki ailesi ile ilgili belgelerin yayınlanması konusunda yardımını istiyor. Karakoyunlu da bunları düzenledikten sonra, gözden geçireceği vaadinde bulunuyor. Bir tür editörlüğünü üstlenmeyi kabul ediyor.
Karakoyunlu, kırk yıllık dostumun isteğini tabii ki yerine getirecektim, diyor.
Hatıralar, genelde ustasının ve bir bilenin elinde verimli malzemelerdir. Özellikle Yılmaz Karakoyunlu gibi bir yazarı için çok önemlidir.
Karakoyunlu, hatıraları ve belgeleri okuyunca, bundan çok güzel bir roman çıkacağına karar veriyor.
İki işi birden yapıyor: Bir yandan Hatırılar'ı yayına hazırlıyor, bir yandan da onun iskeleti üzerine bir roman kurguluyor.
Güngör Uras, romandaki kişilerin de, olayların da gereçek olduğunu söyleyerek, Karakoyunlu'nun belgelere ihanet etmediğini söylemek istiyor.
Türkiye'ye hizmet edenlerin ama tarihte kahraman olmayan kimselerin romanının yazılması gerektiğine karar veriyor.
Karakoyunlu, Amerika'da; Vietnam ve Kore üzerine yazılan romanlardaki kahramanları düşününce bunun yapılması gerektiğine karar veriyor.
Romanda; Güngör Uras'ın doğumu şöyle anlatılıyor:
‘‘İsmail Halit Bey Anadolu'ya geçti. İyi işler yaptı. Libya'da tutulduğu hastalık nüksedince Cumuhuriyet'te emekliye sevkettiler. Bankacı oldu. İkinci defa Zehra Hanım'la evlendi. Zehra Hanım, Halit Bey'e nur topu gibi bir oğlan doğurdu. Adını Güngör Tevfik koydular. Zehra hanım, gün görmüş delikanlı heyecanı duyuyordu... Bu yumuşak yüzlü bebeğin hatlarında belki dedesi Tevfik Bey'i hatırlatan hiddetli tavır zenginliği yoktu ama bir teselli sahilinde gezinmek isteği hiç eksilmedi...’’
KADINLAR İŞTAHLIYMIŞ
Güngör Uras'a kitaptaki erotizmi sorduğumuzda; ben de öyle görüyorum, maşallah hanımların hepsi iştahlı, cevabını veriyor.
Yılmaz Karakoyunlu, Güngör Uras başta olmak üzere kitabı okuyan bir çok kişinin romanda erotizm dozajının fazla olduğunu söyldekilerini açıklıyor.
Karakoyunlu, erotizm üzerine şunu söşylüyor: ‘‘Salkın Hanım'ın Taneleri’’ ni düşününce, erotizmin fazla olduğu söylenebilir. Hanım okurlarım da aynı kanaatte. Korkarım bunun adı erotik kitaba çıkacak.''
Yılmaz Karakoyunlu, romanını yazdığı İsmail Halit Bey'in hatıratını da yakında yayımlayacak.