Güncelleme Tarihi:
NÜKLEER FİLM YAPIMCILARININ ÇEKTİĞİ GÖRÜNTÜLER - FOTO GALERİ
Denemelerden birinde patlamanın etkisi, kameramanı kamerasıyla beraber bir hendeğe uçurdu. Zar zor ayağa kalktığında yaşanan ikinci patlama kameramanı tekrar yere serdi.
Ardından radyasyon etkisi baş gösterdi. Soğuk Savaş yıllarında nükleer bomba üretenler ünlü olurken, bu bombaların patlatılmasının kayıtlarını yapan gizli bir ekip oluşturdu. Bu insanlar ve yaptıkları iş, hükümetin kamuoyuyla paylaştığı filmlerle ortaya çıktı. Hükümet yetkililerine göre, nükleer bomba patlamalarını kaydedenler 6 bin 500 adet gizli film çekti.
Bugün ortalıkta çok fazla nükleer patlama kameramanı kalmadı. Kameramanlardan geriye kalanlardan biri olan 82 yaşındaki George Yoshitake, “Arkadaşlarımızın birçoğu kanserden öldü. Bunun kameraya aldıkları patlamalardan kaynaklandığı şüphesiz” dedi. Yoshitake gibi kameramanlar, Pasifik Okyanusu ve Nevada çölünde yapılan testlerde görev aldı.
Orijinal olarak üretilen filmler bilim insanlarına nükleer silahların doğası ve yok edici gücü hakkında bilgi sağladı. Bazıları da politikacılar için öğretici görevi gördü. Bugün ise silah denetimi uzmanları eskiden çekilen bu filmleri abartılı bir kuşkunun sonucu olarak görüyor.
Hollywood’da özel efekt uzmanı olan Peter Kuran, “Bu adamların çektikleri görüntüler uzun bir zaman boyunca geride bıraktığımız yüzyılın neye benzediği hakkında bize ışık tutacak” dedi.
İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’ya iki atom bombası atarak nükleer çağı başlatan ABD, yeni tasarlanan bombaların istenilen sonucu verdiği görmek için onları test etme ihtiyacı duydu. 1946 ve 1962 yılları arasında, atmosferde 200’den fazla atom bombası patlatıldı.
NÜKLEER FİLMLER BİRİMİ
Lookout Dağı Laboratuarı olarak bilinen gizli film birimi, 1947 yılında ordu tarafından oluşturuldu. Sinema tarihçileri, laboratuarın Hollywood’un ancak yıllar sonra kullanmaya başladığı lens, kamera ve projeksiyon teknolojisine sahip olduğunu belirtti.
Güney Pasifik ve Nevada’daki test alanlarına götürülen kameramanlar, patlamaların 5 kilometreye kadar yakınına girmeyi başardı. Taklit kasabaları alevler içinde yanarken gösteren çekimler, bilim insanlarına nükleer patlamanın büyüklüğü ve etkisini inceleme fırsatı verdi.
Yoshitake, patlamanın domuzlar üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: “Yanan etlerinin kokusunu alabiliyordunuz. Bazıları ciyaklamaya devam ediyordu. İçimden, ‘Ne kadar korkunç, ya insan olsalardı?’ diye düşünürdüm.”
Kameramanlara ilk olarak bir hidrojen bombasının patlaması izletilirdi. Amaç, fotoğraf çekmeleri değil ortaya çıkan yıkımın seviyesine alıştırılmalarıydı. Yoshitake, “32 kilometre ötede, gökyüzünde oluşan mor parlaklık çok ürkütücüydü, tüm gökyüzünü kaplıyordu” dedi.
Nükleer filmlerde Hollywood yıldızları da yer aldı. 1952’de dünyanın ilk hidrojen bombasının patlamasına Pasifik'teki bir savaş gemisinde tanık olan o yılların televizyon yıldızı Reed Hadley, “Tahmin edebileceğiniz gibi hislerim çok yoğun. Eğer herşey planlandığı gibi giderse, kısa zamanda dünyanın gördüğü en büyük patlamaya tanık olacağız” demişti.
BİLİNÇLENMEK İÇİN EN İYİ FIRSAT
Gizlilikle altında arşivlenen nükleer filmler, 1963 yılında süper güçlerin tüm nükleer silah testlerini yeraltına çekmek konusunda anlaşmaları üzerine önemlerini yitirdi. 1997 yılında, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ın enerji bakanı Hazel O’Leary, nükleer filmlerin gizliliğini kaldırdı.
Bakanlığın amacı, gizliliği kalkan filmlerden her ay 20 tane yayınlayarak beş ile yedi yıla kadar hepsini kamuya sunmaktı. 1997’nin sonlarında, Amerikan Film Enstitüsü hayatta kalan 20'den fazla nükleer film yapımcısını ödüllendirdi. Kuran, düzenlenen gecenin organizatörlüğünü üstlendi.
11 Eylül saldırılarının ardından George Bush yönetimi filmlerin yayınlanmasını yasakladı. Bugüne kadar, ordunun kontrolündeki dev arşivden yaklaşık 100 film kamuoyuyla paylaşıldı. Bugün bakanlığın sitesinden izlenen kısa filmlerin yanı sıra patlama görüntüleri YouTube üzerinden bedava izlenebiliyor. Bunun için arama kısmına “declassified U.S. nuclear test film” yazmanız yeterli.
AMAÇ ESERLERİ ONARMAK
Kuran, bugün geçmişten kalan nükleer filmleri en son teknoloji kullanarak onarmaya çalışıyor. Kuran, “Amacım korunması istenen eserleri onarmanın yollarını bulmak. Artık kimsenin atmosferde bomba patlatmak istediğini zannetmiyorum” dedi.
Yoshitake, filmlerin yayınlanmasını olumlu karşılıyor. “Bu dehşet verici şeyi görmeleri iyi bir şey” diyen Yoshitake, bu şekilde insanların nükleer tehdide karşı bilinçleneceğini söyledi. Ancak Yoshitake Soğuk Savaş’ın sona ermesinin üzerinden yıllar geçtikten sonra neden hala gelişmiş ülkelerin 20 binden fazla nükleer silaha sahip olduğuna şüpheyle yaklaşıyor:
“Gerçekten bu kadar bombaya ihtiyaçları var mı? Bu korku verici” dedi.