Güncelleme Tarihi:
İstanbul Şurası'nın deprem konulu toplantıları devam ediyor. Bütün konuşmacılar aynı noktada birleşiyor: Türkiye'de her an deprem olabilir. O nedenle yaşadığımız felaketi zamanla unutup eski rehavetimize dalmamalıyız.
Dr. Caroline Finkel (tarihçi): Türkiye bir deprem ülkesi, ama deprem arşivi yok. Halbuki İtalya'da deprem arşivi var. İngiltere bir deprem ülkesi olmamasına rağmen 700 yıllık deprem geçmişi kayıtlı. Geleceğe yönelik doğru tahminler yapmak ve güçlü depremlere hazırlanabilmek için geçmişe dair bilimsel bilgi çok önemlidir.
Dr. Alexander Gorshkov (Uluslararası Moskova Deprem Tahminleri Enstitüsü): Tahminlerin amacı güçlü depremlere karşı hazırlıklı olmayı sağlamaktır. Tahmin için algoritmik bir sistem kullanıyoruz. Bu yönteme göre baktımız zaman aynı hat üzerinde 6.4'ten büyük bir depremin 18 ay içinde olmasını beklemiyoruz.
Oğuz Gündoğdu (İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü): Depremin şiddetinin yanı sıra ivmesi de çok önemlidir. 7.4 olarak yaşanan depremin ivmesi düşüktü. Daha büyük ivmeli, küçük bir deprem İstanbul'daki manzarayı çok değiştirir. Bizim bir korkumuz var, yavaş yavaş yapılması gerekenler unutuluyor, her şey eskiye dönüyor. Zemin çalışmalarını unutmamamız gerekiyor. Binaları konusunda gerçekten uzman inşaat mühendisleri kontrol etmeli ve diğer konulardaki uzmanlarla ortak çalışmalı. Evet bu pahalı bir şey, fakat bunu yapmak zorundayız.
Haruo Hayashi (Kyoto Üniversitesi, Felaketlere Hazırlanma Enstitüsü): İstanbul'da ancak 5 milyon kişinin canlı çıkabileceği bir deprem ihtimal dahilinde. Bu deprem gelmeden önce acil yeniden yapılanma planının hazırlanması gerekir. Japonya Kobe depremine hazırlıksız yakalandığından büyük bir şaşkınlık ve mücadele yaşandı. Buna rağmen 5 bin 500 kişinin cesedi enkaz altından çıkarılabildi. 300 yangın söndürüldü. 48 bin geçici prefabrik ev inşa edildi. Sonraki üç ay içerisinde 300 bin kişiye barınak sağlandı. Alt yapı sistemleri onarıldı. Kobe'de kamu binaları, özellikle de okullar çok sağlamdı. Acil durumlarda sığınmak için buraları kullandık. İlk altı ayın sonunda ise, konut projesine ayrılan 10 milyar yen ile kenti yeniden inşa etmeye başladık. Bir diğer önemli nokta da molozların hemen kaldırılması. Ancak bunları denize veya şehir çöplüğüne atmak yerine, demir ve betonu ayrıştırarak yeni yapılacak binalarda değerlendirmek gerekiyor. Türkiye'de inşaat yasaları yeterli ancak uygulamaya geçirilemiyor.
Kamil Uğurlu (Toplu Konut İdaresi Başkanı): Depremin ardından tüm Marmara'da tavizsiz yeniden yapılanma uygulanmalıdır. Doğru yer, doğru malzeme, doğru teknik ve doğru insan seçimi ile felaketi yeniden yaşamamak elimizde. Toplu Konut İdaresi depremden önce bölgede 32 bin 500 konut inşa etmişti ve bu binalar deprem sırasında en ufak hasar görmedi.
Üzeyir Garih (İşadamı): Yazgımızı değiştirmek istiyorsak, fikirler üretmek zorundayız. İstanbul'da bilinmeyen bir tarihte deprem olacak ve hazır olmamız gerekiyor. Depremden sonra binlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulan kişi ve mercilerin hiçbiri aslında sorumlu değil. Sorumlu olan sistemin ta kendisi. Binaların usulüne göre yapılması ve sisteme bağlanması gerekir. Depremden sonra bölgede altyapısıyla birlikte 100 bin konut inşa edilmesi gerekiyor; bu inşaatların ihale yöntemi ile en ucuz fiyat önerene verilmesi doğru değildir. Konutların önceden belirlenen fiyatlara, konusunda başarısını kanıtlamış müteahhitlere yaptırılması uygundur.
Adem Baştürk (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı): Planlamanın önemi büyüktür. Ancak İstanbul'un tek başına değil, Marmara Bölgesi ile birlikte planlanması gerekir. Mesela, Haydarpaşa Limanı İstanbul'un dışına çıkarılmalıdır. Bundan sonra sanayi bölgesi seçiminde de dikkatli olunmalıdır. Örneğin AKSA kendi alanında dünyanın en büyük tesisidir. Ama dünyanın hiçbir yerinde bu kadar tehlikeli bir sanayinin birarada kurulmasına izin verilmez. Artık bu bölgede yeni bir sanayi tesis kurulmamalı ve mevcutların da kapasitesinin düşürülmesi gerekiyor. Sistemin merkezileştirilmesi problemleri çözülemez hale sokmaktadır. İstanbul için hemen bir deprem senaryosu hazırlanması ve AKUT gibi sivil örgütlerin de bu senaryoya dahil edilmesi gerekir.
Ata Atalay (Şehir Planlamacısı, BM depremle ilgili ofis sorumlusu): Depremle birlikte tabanın pasif durumdan aktif duruma geçtiğini görmek çok şey ifade ediyor. Gönüllülük ruhu arttırılmalı. Çadırkentlerde herkes herşeyi birilerinden bekliyor. Aktif insan üretme stratejisi çok önemli.