Güncelleme Tarihi:
Birçok ünlü isme zorunlu evsahipliği yapan ve 2 ay önce tamamen boşaltılan tarihi Sinop Cezaevi'nin kapıları Hürriyet'e açıldı. Cezaevinin Adalet Bakanlığı tarafından başka bir bakanlığa devredilmesinden sonra avlularda arkeolojik kazı başlatılacak. Cezaevinin kongre merkezine dönüştürülmesi halinde ise yapılara burada kalan ünlülerin isimleri verilecek.
Yaklaşık 4 bin yıllık bir geçmişi bulunan tarihi Sinop kalesi içinde, 1877 yılında kurulan cezaevi Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde birçok ünlü kişiye ev sahipliği yaptı. Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refii Cevat, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Celal Zühtü Deveci, Sabahattin Ali, Kerim Korcan, Osman Deniz, Zekeriya Sertel ile Eşber Yağmurdereli gibi ünlü şair ve yazarların yattığı tarihi Sinop Cezaevi, Adalet Bakanlığı tarafından önümüzdeki ay Turizm veya Kültür Bakanlıklarından birine devrediliyor.
Yapılacak devir işlemlerinin ardından 121 yıllık cezaevinin avlularında öncelikle arkeolojik kazılar yapılarak, toprak altındaki kalıntılar ortaya çıkarılacak. Cezaevinin kültür sitesi haline dönüştürülmesi durumunda, alandaki tarihi yapılara daha önce yatan ünlülerin isimleri verilecek, denize bakan bölümlerindeki kemer kapılar da açılacak.
Sinop Valisi Selahattin Başar, devir işlemlerinden sonra cezaevinde mühendisler ve mimarlardan oluşan ekibin inceleme yapacağını söylüyor:‘‘Tarihi eser niteliği taşımayan binalar yıkılacak. Surlarla çevrili cezaevi alanında tarihi yapılardan başka bir şey kalmayacak.’’
Sinop Bölge Çocuk Islah Evi'nde yatan 15-18 yaş arasındaki suçlular başka kentlere gönderildi. 300 mahkûm da Akliman'daki yeni cezaevine nakledildi. Tarihi yapılarda artık sessizlik hüküm sürerken, 12 personel tayin olacakları günü bekliyor. Sinop Cezaevi'ne 6 ay önce müdür olarak Kırıkkale'den tayin olan Alim Akçay, mahkûmsuz boş cezaevinde olmaktan dolayı çok sıkıntılı: ‘‘Gerçi bizim için bu durum dinlenme fırsatı ama yine de mahkûmları özlüyorum. Şimdi boş cezaevi içinde tur atmaktan başka işimiz yok’’ Sinop Cezaevi'nde 30 yıldır İnfaz Koruma Memuru olarak görev yapan Ekrem Kalyoncu da mahkumları arayan müdürle aynı ruh halinde: ‘‘Ben bu cezaevine ömrümü verdim. Mahkûmların arkadaşı, çocuk suçluların da babası oldum. Mahkûmlar buradan giderken birbirimize sarılıp ağladık. Çok güzel günlerim oldu. Ancak şimdi cezaevi bomboş. Zaman zaman binaları ve koğuşları gezerken gözlerim doluyor.’’