Ünlüler diyet yapamıyor

Güncelleme Tarihi:

Ünlüler diyet yapamıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türkiye'deki şeker hastalarının neredeyse hepsinin adını ezbere bildiği Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık, geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde son kez cübbe giydi ve 31 yıllık eğitimcilik yaşamına veda etti. Bundan sonra çalışmalarına Türk Diyabet Cemiyeti ve Türk Obesite Şişmanlık Araştırma Derneği'nde devam edecek olan Bağrıaçık'ın 'Veda dersi' öncesinde düzenlenen törende ise başta İstanbul Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu olmak üzere, meslektaşları ve öğrencileri birer konuşma yaptı.

Prof. Bağrıaçık'ın öğrencisi Prof. Hasan İlkova, yaptığı konuşmada, ‘‘Hocamız bizim önümüzü hiç tıkamadı. Hep önümüzü açtı ve bizim bir yerlere gelmemiz için çaba harcadı. Belki o olmasaydı, şu anda başka yerlerde olacaktık. Hocama, tüm emekleri için teşekkür ediyorum’’ dedi.

GÜRSEL VE SUNAY HIZLIYDI

Türkiye'de diabet tedavisinin en tanınmış ismi Prof. Nazif Bağrıaçık, 1960’lı yıllardan beri gerek siyaset gerekse sanat dünyasında birçok ünlü ismin tedavisini üstlendi. Tedavisini üstlendiği diabetik siyasiler içinde söylenenleri büyük bir ciddiyetle yapan tek kişinin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olduğunu belirten Prof. Bağrıaçık, siyasilerle ilgili şunları anlattı:

‘‘İsmet Bey, kendisine verilen diyet ve egzersizleri hiç şaşmadan yerine getirirdi. Eşi Mevhibe Hanım da bu konuda çok hassastı. Ancak, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Yaşantılarındaki hız, onların söylenenleri yapmasını engelliyordu.’’

Prof. Bağrıaçık'ın tedavi ettiği ünlüler arasında Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in eşi ile eski Millet Meclisi başkanlarından Agah Erozan da bulunuyor.

Prof. Bağrıaçık, Cevdet Sunay'ın cumhurbaşkanlığı döneminde, Florya Köşkü'nde yaşanan bir kahvaltının hikayesini de şöyle aktarıyor:

‘‘Sayın Cevdet Sunay, bir gün beni Florya'daki Cumhurbaşkanlığı köşkünde kahvaltıya çağırdı. Sunay'ın testlerini ve ensülinini yaptıktan sonra bir görevli, cumhurbaşkanının kahvaltısını getirdi. Tepside, üç zeytin, yarım kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir, bir parça salatalık ve incecik bir dilim kızarmış ekmek vardı. 'Sayın cumhurbaşkanım, bu çok az. Ben size bu kadar az yiyin demedim' deyince bana 'doktor, bu seninle edeceğim kahvaltı, asıl kahvaltımı sen gittikten sonra edeceğim' dedi.’’

SEZEN VE MÜJDE KAÇAK

Prof. Bağrıaçık'ın tedavi ettiği şeker hastalarının arasında birçok sanatçı da bulunuyor. Sanatçıların da çoğunun diyet ve egzersiz programına fazla uymadıklarını belirten Prof. Bağrıaçık'ın tedavi kaçakları listesinde Sezen Aksu ve Müjde Ar da var. Prof. Bağrıaçık, aralarında Zeki Müren ile Türkan ve Nazan Şoray ile Osman Yağmurdereli'nin de bulunduğu bir grup sanatçının da kendisine Obesite Servisi kanalıyla zayıflamak için geldiklerini belirtti. Bağrıaçık'a göre zayıflamak isteyenler çoğunlukla diyet yapamıyor. Ünlü profesör onları akordiyona benzetiyor! ‘‘Diyet ve egzersizle toplanıyorlar, bırakınca akordiyon gibi açılıyorlar...’’

Şeker hastalığı konusundaki çalışmalarını bundan sonra da dernekler kanalıyla sürdüreceğini belirten Prof. Bağrıaçık, hastalığın tedavisi için en önemli etkenin erken teşhis olduğunu yineliyor. Dünyada yüzde bir ile dört arasında olan şeker hastalığı oranının Türkiye'de yüzde iki oranında olduğunu belirten Prof. Bağrıaçık'ın en çok üzüldüğü nokta, şeker hastalarının ancak vücutlarında bir takım hasarlar meydana geldikten sonra doktorlara başvurması...

KALITIM ÖNEMLİ ETKEN

Şeker hastalığında kalıtım ve çevre faktörlerinin çok önemli olduğunu hatırlatan Bağrıaçık, hastalığın türlerini ise şöyle sıralıyor:

‘‘Tip 1 dediğimiz, çocuk diabetiklerde, virütik hastalıklar ve beslenme bozuklukları önemlidir. İnek sütündeki Laktoglobilin'in de şeker hastalığını ortaya çıkardığı belirlendi. Ayrıca, toksik maddeler ve bazı ilaçlar da hastalığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

‘‘Tip 2 denilen büyüklerde görülen şeker hastalığında ise şişmanlık, hareket azlığı ve ensülin direnci hastalığın belirginleşmesine yardım ediyor.

‘‘Gizli şekerin başlıca belirtileri ise aşırı yorgunluk, uyku hali, genç yaşta diş çürümesi ve dişeti hastalıkları, göze perde inmesi, göz bozuklukları, dört kiloyu aşan iri bebek doğurma, kan çıbanları gibi cilt sorunları...’’

Kan şekerinin normalde 80 ile 110 arasında olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Bağrıaçık, gizli şekerin de glikoz yüklemesiyle ortaya çıkarılabildiğini anlatıyor. Prof. Bağrıaçık, ailesinde şeker hastası olanlara yılda bir kez kontrolden geçmelerini öneriyor. Şeker hastalarının diyet yapmalarını, kilolarını kontrol altında tutmalarını ve ensülinden korkmamalarını söylüyor.

Torunlar en çok kimi seviyor

Prof. Bağrıaçık'ın veda töreninde, hocası ve dünürü Prof. Dr. Kemal Önen'in yaptığı konuşma, torunların hangi dedeyi daha çok sevdiği konusuyla günün esprisi oldu. Prof. Dr. Önen Prof. Dr. Bağrıaçık'ın en büyük özelliklerinin fedakarlık ve vefakarlık olduğunu belirterek, şunları anlattı:

‘‘Ben de dört yıl önce bu kürsüde öğrencilerime veda etmiştim. İnsanın öğrencisinin emekliliğini idrak etmesi mutlu bir olay. Prof. Bağrıaçık gibi başarılı bir insanın doçentlik jürisinde olmak ve doçentlik tezinin altına imza atmak gurur verici bir şey.

Bizim meslek anlamında başlayan dostluğumuz ailede de devam etti. Benim oğlum onun kızını kandırdı ve aldı. Şimdi iki tane de torunumuz var ve onlar beni daha çok seviyorlar.’’

Prof. Bağrıaçık da meslektaşlarına, eşi Müyesser Bağrıaçık ile kızları Serpil ve Sevil'e teşekkür ettiği veda konuşmasını ‘‘İki sevgili torunum Nazlı ve Aslı'nın Kemal dedelerini sevdikleri kadar beni de sevmelerini diliyorum’’ diye bitirdi. Böylece, Prof. Bağrıaçık'ın üniversiteden ayrılması nedeniyle çöken hüzün bir anda yerini kahkahalara bıraktı.

NAZİF BAĞRIAÇIK KİMDİR?

Prof. Bağrıaçık 1931 yılında doğdu. 1949-55 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim gördü. 1956-58 yıllarında İstanbul Üniversitesi Tedavi Kliniği'nde İç Hastalıkları uzmanlık eğitimini sürdürdü.

Eğitimine 1958-59 yıllarında Paris Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü'nde asistan olarak, Prof. Jean Bernard'ın yanında devam etti. 1967'de doçent, 1972'de profesör oldu. Bağrıaçık, 1985 yılında Harvard Üniversitesi Joslin Diabet Merkezi'nde konuk profesör olarak görev yaptı. 1988 yılından emekliliğine kadar Diabet ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanlığı'nı yürüten Prof. Bağrıaçık, 1991 yılında da İstanbul Üniversitesi Diabet ve Metabolizma Araştırma Uygulama Merkezi Müdürlüğü'nü üstlendi.

Prof. Bağrıaçık, EASD (European Association for the Study of Diabetes), IDF (International Diabetes Federation), ALFEDIAM (Fransızca Konuşan Ülkeler Diyabet Cemiyeti), American Diabetes Association Union Medical Balkanique, European Assaciation for the Study of Obesity (Avrupa Şişmanlık Araştırma Derneği) ve Türk Diyabet Cemiyeti'nin üyesi. Türk Obesite Derneği'nin de kurucu üyesi olan Prof. Bağrıaçık, 1986-88, 1991-94 yılları arasında da EASD Konsül üyeliğinde bulundu.

1969'dan bugüne Türk Diyabet Cemiyeti'nin Yönetim Kurulu üyesi olan Bağrıaçık, 1980 yılından beri de cemiyetin başkanlığını yürütüyor. Prof. Bağrıaçık, diabet, şişmanlık konularında 100'ü aşkın makale ve bildirinin yanı sıra 'Diabet Radyolojisi' ve 'Diabet ve Tedavisi' adlarında iki de kitap yazdı.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!