Güncelleme Tarihi:
İstanbul Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, Beykoz’da bir restoranda 30 Ocak tarihinde silahla Mehmet Ali Büyüksarıoğlu’nu (58) öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan Hüseyin Mert Saral (24) ile avukatı katıldı. Duruşma salonunun bulunduğu koridorda yoğun güvenlik önlemleri alındı. Jandarma komandodan oluşan 5 kişilik ekip de duruşma salonunun önünde alınan güvenlik önlemlerine katıldı.
Müşteki tarafın katılmadığı duruşmada kimlik tespiti yapılan sanık Hüseyin Mert Saral, aylık gelirinin sorulması üzerine asgari ücretli olduğunu beyan etti. Sorgusunda cinayeti planlamadığını öne süren Hüseyin Mert Saral, "Öncelikle planlı olduğunu söyleyemem. Normal sosyal çevreye sahibim. Daha önce suçla bir ilişkim olmadı. Ailemin içinde bulunduğu iddia edilen kan davasında kan gütme iddiam olmadı. Geleceğe yönelik planlarım arasında intikam almak yoktu. Ben Bahçeşehir üniversitesinde yeni medya bölümünde hazırlık sınıfında okuyordum" dedi.
CİNAYET ANINI ANLATTI
Tutuklu sanık Saral, "Önceden bir plan yapamazdım, çünkü benim bulunduğum yere kendileri geldi. Ben maktulü çocukluğumdan beri tanıyorum. Kız kardeşi ile babam birlikte yaşıyorlardı. İmam nikahı var mıydı yok muydu bilemiyorum. Bu nedenle kendisini tanımıyorum" dedi.
Sorgusunda sürekli silah taşımadığını belirten Saral, şunları söyledi:
"Ancak medyada da bilinen olaylardan ötürü, bilmediğim, çok gitmediğim yerlere giderken önlem olarak yanıma alıyorum. Olayın olduğu restorana hiç gitmemiştim. Kimse yoktu yanımda, öğle yemeği yemek için tek başıma gittim. Ölen şahsın oraya geleceğinden haberim yoktu. Orada tesadüfen karşılaştım. Kapının önünde duruyordu, tam göremediğim için tereddütle yaklaştım. Onun olabileceğine dair şüphelerim yüksekti. Hatta ilk gördüğümde tereddüt ettim. Babamın ölümünden dolayı ben tedirgin haldeydim, çünkü babamın ölüm yıl dönümüydü. ’Bana bir şey yapacaklar’ diye tedirgin oldum. Sonra yanına bir şahıs gelince içeri girdiler. Tuvalete gittim. Döndüğümde masasında oturmuşlardı. Ben de tekrar masamda oturdum. Ondan sonra dışarı çıktıklarında ben de evham yaptım. Ben de dışarı çıktım. Onlar iskeleyi gezerken ben de sigara içtim. Bana doğru gelirken ben de kapının oradaydım. Tereddütlü bir şekilde ’Mehmet’ diye seslenmemle bana bakıp hareketlenmesi bir oldu. Ben de panikledim, silahımı çekip ateş ettim. Yanındakini de kontrol ettim, bana bir şey yapacak diye tedirgin oldum ancak o bizi ayırmaya çalıştı. Belli ki olayla alakası olmayan biriydi. 'Yerden bana karşı hareketlenmeye çalışıyor' diye bir iki kez daha ateş ettim. Toplam 4-5 kez ateş ettim. Şahsı kontrol ettim. Polisi ve ambulansı çağırın, dedim. İlk atışım 2 yada 3 metreden. Çünkü bana doğru hareket etmişti. Şahsın elinde bir şey olup olmadığını göremedim o an dikkat etmemiştim."
'BABAMIN ÖLÜMÜ VE İNTİKAM ARZUSU İLE YAPMADIM'
Bugüne kadar bu işlerle hiç alakası olmayan normal hayat sürdürdüğünü savunan Hüseyin Mert Saral, "Olay tasarlanmış bir olay değildir. Babamın ölümü ve bir intikam arzusu ile yapmadım. Olaydan ötürü bir üzüntü yaşadığım doğrudur. Tanıkların olay anında söylediğimi iddia ettikleri "12 yıldır bugünü bekliyordum" ifadesi, yanlış anlaşılan sözlerdir. Ben 12 yıl sonra bugün karşıma çıktı dedim. Ben orada kendime bir şey yapılacağını sandığım için o cümleyi kurdum. '12 yıl sonra intikamımızı aldım' şeklinde bir söz söylemedim. Bana bir şey yapılacağı kaygısıyla ve panikle silahımı çekerek ateş ettim" dedi.
Tanık olarak dinlenen restoranın garsonu Arif Yıldız, sanığın maktule ateş ettiğini gördüğünü belirterek, "Yanılmıyorsam 4 kez ateş etti. Kendisi polisi arayın dedi. Ölen şahsa küfür ettiğini duydum. '12 sene sonra karşılaştım, şans eseri burada öldürdü’ dedi" şeklinde konuştu.
Yine aynı restoranda garson olarak çalışan Barış Elitoğ, olayı görmediğini, silah sesleri üzerine olay yerine gittiğini belirterek, "Vurulan kişi yerdeydi. Sanık vurulan kişinin yanına geldi, tekme vurdu, küfür etti. ’Benim babamı öldürdün. Kaç yıldır bu anı bekledim’ diye söylendi" dedi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Mehmet Ali Büyüksarıoğlu’nun 30 Ocak 2017 tarihinde Beykoz’da bir restoranda uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Büyüksarıoğlu’nun göğsüne isabet eden 3 kurşun yarası sonucu yaşamını yitirdiği belirtilen iddianamede, cesedin yanındaki masada oturan Hüseyin Mert Saral’ın, olay yerine giden polis ekipleri tarafından gözaltına alındığı belirtiliyor.
Hüseyin Mert Saral’ın, "Tasarlayarak kan gütme saikiyle öldürme", "Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme" ve "Ruhsatsız ateşli silahlara mermi satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 1 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle cezalandırılması isteniyor.