KARI kocanın aile içi meselelerini canlı yayında, milyonların gözü önünde tartıştığı bir dönemdeyiz. Dönem böyle olunca, pastadan pay isteyen de çok oluyor. Hayatlarının kesişmediği bir ‘‘ünlü hayata’’ kan yoluyla bulaşmak, beyazcama açılan kapı oluyor kimileri için. Bir bedeli yok değil bu yaptıklarının. Ama onlar için ‘‘değer bir bedel.’’ Hem ayağa kurşun sıkmak gibi, kendi canlarını çok az acıtan bir yol da bulmuşlar kendilerine.
Önce ekranlardan kimin reytingi daha çok onu saptayacaksın. Reytingi bol bu önemli kişinin en sık gittiği yerleri öğreneceksin. Sonra da bu kişiye ‘‘mekán çıkışı’’ ulaşıp mümkün olduğu kadar sokulacaksın. Böylece ona en az zararı, sana en çok şöhreti getirecek noktayı saptayıp tetiğe basacaksın.
Kimler vuruldu 1990-Tatlıses'i vurdular
İbrahim Tatlıses Maksim Gazinosu'nda sahnedeyken bacağından vuruldu. Saldırganlar Ramazan Yetişen ve Fuat
Aslan, vurma gerekçelerini ‘‘Bize kaset sözü verdi ama yapmadı’’ diye açıkladılar.
Kasım 1997-Bayülgen'e kurşun
Okan Bayülgen, Kasımpaşa'daki
film setinde bacağından vuruldu. Bayülgen'i vuran 18 yaşındaki Murat Çakmak, sanatçıyı ‘‘İstanbul Kanatlarımın Altında’’ filmindeki rolüyle Osmanlı'ya hakaret ettiği gerekçesiyle vurduğunu iddia etti.
Ekim 1998-Ersoy'a saldırı
Konser vermek için Edirne'ye giden Muazzez Ersoy, kaldığı otelin bahçesinde silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda Ersoy'un basın danışmanı Sertip Gücün, sanatçıyı korumak için öne atılınca bacağından yaralandı. Olayın, sanatçının bir hayranının şampanya teklifini geri çevirmesinden kaynaklandığı iddia edildi.
Kasım 1998-Çevreci başkan vuruldu
Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Başkanı Mehmet Yakuter, İnönü Bulvarı'nda yürürken bacağına ateş edildi. Yakuter, hastaneye kaldırılırken, ‘‘Allahsız mafya. Beni arsa yüzünden vurdunuz!’’ diye bağırdı.
Eylül 1998- Kumarhaneler Kralı'nın eşi
Trilyonluk mirası ile iki eşini ve varislerini birbirine düşüren Ömer Lütfü Topal'ın imam nikahlı eşi Birsu Hilal Altıntaş bacağından kurşunlandı. Altıntaş, çocuklarına düşen mirası az bularak dava açmıştı.
Mayıs 1999-Başkana silahlı saldırı
Kilis Belediye Başkanı DSP'li Ekrem Çetin, akaryakıt istasyonunda otururken, motosikletli iki kişi tarafından ayağından vuruldu. Çetin, saldırıya bir anlam veremedi.
Ağustos 1999-Eski eşe kurşun
Ünlü sanatçı Bülent Ersoy'un 20 yaşındaki eşi Cem Adler, ayağından kurşunlandı. Adler'in, olaydan 20 gün önce yarım trilyonluk bir arsanın satışından kaynaklanan bir sorunla ilgili olarak adam kaçırma işine karıştığı ve saldırının bu nedenle gerçekleştiği iddia edildi.
Kasım 1999-Sosyetik yeğen vurdu
Pak Maya'nın üreticisi Pak Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Özerler, ünlü işadamı Ali Cevahir'in yeğeni Murat Cevahir tarafından bacağından vuruldu.
Ocak 2000-Başkan vuruldu
Eski CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çaltı, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralandı. Saldırgan, ‘‘Yaptıklarının hesabını vereceksin’’ diye bağırarak kaçtı.
Ekim 2000-Arto vuruldu
‘‘Arto’’ takma adlı şarkıcı Harutyun Dalga'yı tabancayla bacağından vurdular. İki sanık Tolga Bilge ve Hasan Ceylan mahkemeye çıkarıldılar.
Kasım 2000-Kralı vurdular
Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan, gazino önünde pusu kuran tetikçi ‘‘Parmaksız Musfafa’’ lakaplı Mustafa Gür tarafından bacağından vuruldu. Aslan'ı, olaydan 1,5 yıl önce Maksim'den kovdurduğu İsmail Cevahir'in vurdurttuğu ortaya çıktı.
Şubat 2001-Sosyete galericisini vurdular
Lüks otomobil satan galeri Çiftkurtlar'ın sahibi Mehmet Çelik,
Beşiktaş'ta bacağından vuruldu. Saldırgan olay yerinden kaçtı.
Mayıs 2001-İsmail Türüt de vuruldu
Şarkıcı İsmail Türüt, daha önce Arto'yu vuran saldırgan Tolga Bilgi tarafından, şarkı söylemek için çıktığı restaurantta ayağından vuruldu. Yakalanan Bilgi, basın mensuplarına ‘‘Çok konuşursa böyle olur’’ dedi. Bilgi, Arto'yu vurduktan sonra cezaevine girmiş, 6 ay sonra tahliye edilmişti.
AVUKAT ALİ CİVAN YÜCEL:
Hákimlerin daha sert cezalar vermesi gerekliİnsanın gövdesi en açık hedeftir. ‘‘Kasıkla boyun arasındaki kısım’’ diye tarif ettiğimiz gövdenin her yerinde hayati organ vardır.
Ama adamlar burayı vurmaz, ayağı vururlar. Oysa asıl maharet, dizden aşağı vurabilmektir. Bu, bir nevi nişancılık da ister. Bu nedenle ayağa sıkılan kurşunun kesinlikle şöhret için yapıldığını düşünüyorum.
Ayağa sıkılan ve burada kemiğe gelmeyen, çoğunlukla ete gelen kurşun, insanı iş ve güçten çok az bir süre alıkoyar. Bu nedenle çoğu kez tutuklama bile gerekmez. Verilen ceza da bir iki aydır. Ki o da, ya para cezasına çevrilir ya da tecil edilir. Sıkılan kurşun, 20 günden fazla bir sağlık raporu gerektiriyorsa, uzuv zaafı, yani o organın iş görmekten alıkoyması durumundaysa, ceza ağır hapis olur.
Hapisin miktarı oluşan zarara göre tayin edilir. Bence hákimlerin, şöhret olmak için yapıldığı kesin olan bu tür konularda daha sert hareket etmeleri gerekir. Kanun bir aydan iki aya kadar diyorsa, aradaki zamanı kendi takdirine göre azamiden yana kullanmalı. Ben öyle yapıyordum. Ben olsam yine azami cezayı veririm.
PROF. DR. KÖKSAL BAYRAKTAR:
Yargıç, en çok cezayı tercih etmekte serbestŞöhret olmak için başka bir kimsenin ayağına ateş etmenin ceza hukuku yönünde bir önemi yok. Çünkü ceza hukukunda kuraldır; suça faili iten sebep ve amaç, dikkate alınmaz. Ayakta, bacakta harabiyet ne kadarsa, hákim buna göre kararını verir. Ama bir kişinin ayağına hiçbir sebep olmaksızın ateş eden kişiye yargıç, kanunda gösterilen en az ve en çok ceza sınırları içinde, en çok ya da ona yakın bir ceza tayin etmekte serbesttir. Örneğin iki yıldan dört yıla kadarsa, yargıç olayın ağırlığına ve önemine ve hatta sebepsizliğine bağlı olarak karar verebilir. Müessir fiillere yönelik olarak kanun, tüm dünyada böyledir. Olaylara göre kanun yapmak, olaycı metot, mümkün değildir.
AVUKAT TANER SERİM:
Kurşunun nereye sıkıldığı değil, kasıt daha önemliFiil bir cürümdür. Ceza hukukunda da kasıt esastır. Kurşunun nereye sıkıldığı değil, kastının ne olduğu önemlidir. Öldürme kastı olup da ayağa gelmişse başka; olay yaralamak mı, tehdit mi başka. Hukukçular tarafından önemli olan kanunun verdiği cezadır. Ancak hakim, suçun ceza alt ve üst sınırları arasında, cezayı asgari veya azamiyi tercih ederek takdirini kullanabilir.