Güncelleme Tarihi:
Polanski’nin ödül almak için geldiği Zürih’te uçaktan iner inmez tutuklanması sadece sanat dünyası ve medyayı ikiye ayırmadı, hükümetler arası krize de yol açtı. Fransa ve Polonya tutuklama emri çıkartan ABD’ye sert eleştiriler yöneltti. “Polanski’ye özgürlük” ile “adalete güveni” savunanlar arasında yaşanan tartışma devam ediyor.
Korku ve gerilim filmlerinin ustası 76 yaşındaki ünlü yönetmen ve yapımcı Roman Polanski’nin, “Ömür Boyu Onur Ödülü” almak üzere gittiği Zürih’te tutuklanmasına, 1977’de Los Angeles’ta aleyhine açılan 13 yaşındaki bir çocuğa cinsel istismar davası yol açtı.
Kimliğini geçtiğimiz yıllarda açıklayan ve Polanski’yi affettiğini ilan eden Samantha Geimer, polise yaptığı şikayette, yönetmenin kendisini fotoğraf çekimi için ünlü aktör Jack Nicholson’un evine götürdüğünü, burada şampanya ile sarhoş ettiğini ve cinsel tacizde bulunduğunu anlatmıştı.
Mahkeme Polanski’ye ömür boyu hapis gerektiren, “tecavüz, alkol ve uyuşturucu kullanarak tecavüz, işkence, küçük yaşta çocukla cinsel ilişki” iddialarıyla 7 ayrı suçlamada bulundu.
Polanski’nin avukatları ile hakim Lawrence Rittenband anlaştı. Suçunu itiraf etmesi ve 42 gün özel bir klinikte psikolojik tedavi görmesi karşılığında suçlamaların tümü geri çekilecekti. Polanski de suçunu itiraf etti. Ama hâkim son anda anlaşmadan vazgeçti. Polanski cezanın açıklanmasına bir gün kala, 1 Şubat 1977’de Fransa’ya kaçtı.
Ömrünün 31 yılını ABD ve suçluları iade anlaşması olan ülkelerden kaçmakla geçirdi. ABD’deki ödül törenlerine bile video konferanslar ile katıldı, gıyabında ödüller aldı.
2005’te Los Angeles Bölge Mahkemesi uluslararası tutuklama kararı aldı. Davanın düşmesi başvuruları, ünlü yönetmenin firarda olması nedeniyle reddedildi. Polanski, geçen hafta Zürih Havaalanı’nda uçaktan iner inmez tutuklandı.
ADALETE GÜVEN CEPHESİ
Pedofiliyi savunanlar istifa etsin
* Ünlü yönetmeni destekleyenlere en sert eleştiri Fransız aşırı sağının ünlü ismi Jean Marie Le Pen’den geldi. Le Pen, “İki bakanın birden bir pedofiliyi savunma yarışına girmesinden şoke oldum. İkisi de istifa etmeli” dedi.
* Ünlü Fransız politikacı, Kızıl Danny lakaplı Daniel Cohn Bendit, Dışişleri ve Kültür bakanlarının eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın kuzenleri olduğuna dikkat çekti, “Kültür Bakanı’nın soyadı Mitterrand olsa bile, ‘yargı sonucunu beklemeliyiz’ demesi lazımdı” dedi.
* Fransa Meclis Başkan Yardımcısı ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin partisi Halk Hareketi Birliği milletvekili Marc Laffineur, bakanların destek açıklamalarını aceleci buldu, yönetmene atfedilen suçların hafife alınacak konular olmadığını söyledi.
* Polonya Başbakanı Donald Tusk da ABD ve İsviçre’yi eleştiren bakanlarına sükunet çağrısı yaparak, “Bu tecavüz ve küçük yaşta çocukla cinsel ilişkiye girme davası” dedi.
* Çocuk hakları örgütleri de isyanda. Enfant Blue örgütü Başkanı Brigitte Bance, “40 yaşında adamın 13 yaşında bir çocukla cinsel ilişkiye girmesi normal mi, Polanski hukuka karşı dokunulmaz mı?” diye sordu.
* Fransız Republique du Centre gazetesi köşe yazarı Jacques Camus, “Hiçbir sanatsal dokunulmazlık suçlara karşı dokunulmazlık sağlamaz” dedi.
* Yapımcı ve yönetmen Luc Besson “Ben de bu adamı çok seviyorum ve çok etkileyici buluyorum ama kimse adaletten üstün değildir. Benim de 13 yaşında bir kızım var ve birisi tecavüz ederse razı olamam” eleştirisini yaptı.
Paparazziler yüzünden hapishane gizli tutuluyor
Roman Polanski’nin kaldığı cezaevi paparazzilerin hedefi olmasın diye gizli tutuluyor. Fransız ve Polonya elçilik yetkilileri kendisini düzenli ziyaret ediyor. Avukatları, Polanski’nin iyi olduğunu ve dış dünyayla daha fazla haberleşme imkanına sahip olmak istediğini belirtiyor.
Avukatlar ev hapsine uğraşıyor
Roman Polanski’yi savunan avukatlar, özel bir hücrede tutulan 76 yaşındaki yönetmenin cezaevinden çıkartılarak Alpler’in eteğinde Gstaat kentinde bulunan villasında ev hapsine alınmasına uğraşıyor.
Zürih eski savcılarından Dieter Jahn ise, başka ülkeye iadesi istenen bir sanığın ev hapsine alınmasının daha önce görülmediğini belirtti. Polanski’nin en az 4 ay hapiste kalmasına da kesin gözüyle bakılıyor.
Yaşamı kaçarak geçti
1933’te Polonyalı Yahudi anne ile bir Rum göçmenin oğlu olarak Paris’te doğdu. Hayatı da filmleri gibi korku dolu ve kaçarak geçti. 3 yaşında ailesi ile Polonya’nın Krakov kentine taşındı. 1940’da şehrin Almanlar tarafından işgal edilmesiyle ailesi toplama kampına gönderildi. Nazi kampından babası sayesinde kurtuldu ve iyiliksever bir Katolik ailenin yardımı ile hayatta kaldı. Annesi, ünlü Auschwitz kampında öldü. Gençliği Polonya’da Nazilerden kaçarak geçti.
İlk tanınan filmi 1962’de çektiği Sudaki Bıçak. Hollywood’a ayak basışı, 1968’de çektiği korku filmi Rosemary’nin Bebeği ile oldu.Film, Polanski’ye ilk Oscar’ını kazandırdı.
Bir yıl sonra, film yıldızı eşi Sharon Tate, hamileyken Charles Manson adlı tarikat üyesinin saldırısına uğrayarak öldürüldü. Kılık değiştirerek İtalya’ya giden Polanski, 1974’te Hollywood’a geri döndü. Ünlü polisiye filmi Chinatown’u çekti. Bu film de bir Oscar bir de İngiliz Akademi Ödülü getirdi. Hakkında açılan küçük bir kıza cinsel taciz davası nedeniyle 1978’de ABD’den kaçtı. Fransa’da, Nastassia Kinski’nin 17 yaşındayken oynadığı Tess’i çekti. Film, bir Oscar ve bir Cesar ödülü daha kazandırdı. 2002’de, kendi yaşamöyküsünün aynası niteliğindeki Piyanist’i çekti, 55. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’ne layık görüldü.
POLANSKİ’YE ÖZGÜRLÜK CEPHESİ
Fransa ve Polonya Beyaz Saray’dan müdahale istedi
* Fransa ve Polonya, Roman Polanski’nin tutuklanmasına en fazla tepki gösteren ülkeler. İki ülkenin Dışişleri Bakanları, ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a mektup yazarak Polanski’nin özgürlüğü için girişimde bulunmasını istedi.
* Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, olayın ilk duyulduğu anda “Fesatça bir tutuklama” dedi. Kültür Bakanı Frederich Mitterrand, “Üzerinden 30 yıl geçmiş bir iddiaya dayanarak tüyler ürperten bir adım” diyerek onu takip etti.
* Paris gazetelerinin çoğu “Hatalı ve eksik bir yargılamanın kurbanı” ifadesini kullandı.
* Woody Allen, David Lynch ve Martin Scorsese, meslektaşlarının tutuklanmasını protesto eden dilekçelere imza attı.