Ünlü bir ÅŸovmen borçlarımı kapatmak istedi

* "2000'de tefecilerden 1 milyon dolar aldım. Bu borç katlanarak 9.5 milyon dolara çıktı. 4.5 milyon dolarını ödedim. Geriye 5 milyon dolar kaldı. Bu arada hakkımda davalar açıldı. 7'sinden beraat ettim. Geriye 14 dava kaldı. Onlar da lehime sonuçlanacak. Ama ben ülkemi terk ediyorum."  Â
 
* "Ülkeyi terk etme nedenim; borçlarım ya da tefeci korkusu değil. Hakkımda her gün çıkan 'dolandırıcı', 'sahtekar', 'gaspçı' haberleri. Bu yüzden birtakım insanların hedefi haline getirildim. Sokaktaki kişi Haluk Levent'i adam tehdit eden, dolandırıcı olarak görmeye başladı. Ya bir gün sokakta yürürken biri bana gıcık olup kafama kurşunu sıkarsa? Beni kim koruyacak? Kim bunun hesabını verecek? Bir ailem var benim. Google'a giriyorum, dolandırıcılık davalarım çıkıyor. Kendimden utanıyorum! Google'a bakmaktan utanıyorum. Sokakta can güvenliğim kalmadı. Korkuyorum."
 
* "30 tefeciye borcum var. Bunlardan 4-5 tanesi çok insaflı. Ama bir tanesi var ki! Aksaray taraflarında oturuyor. Evime haciz gönderdi. Ben İstanbul dışında konserdeydim. Karım ve bebeğimiz evdeydi. Kızımın biberonda duran anne sütünün bulunduğu buzdolabını da alıp götürdüler. Yakınlarım avukata 'Yapmayın' dediğinde ne cevap aldılar biliyor musunuz? 'Kanun anne sütü, mama dinlemez'... İşte bu avukata lanet okuyorum. Onunla aynı havayı soluduğum ve aynı denize baktığım için lanet okuyorum. O avukatın tek amacı; 'Haluk Levent'in evine hacze gittim' demekti. Lanet olsun ona."
 
* "Tefeciler neler uyduruyor bir bilseniz. Biri de kalkmış demiş ki, 'Benden araba aldı, bastı gaza gitti'. Benim ehliyetim yok. Araba kullanmayı da bilmiyorum. Nasıl gideyim. Bir diğeri 'Benden 200 bin TL'lik pimapen aldı' deyip dava açıyor. 200 bin TL'lik pimapeni ne yapayım? Ana parayı ödüyorum. Faizler yüzünden bunlar oluyor. Tefeci borcunu ödemek için bir ara kumar bile oynadım. Ama orada da kaybettim. Tüm bunların suçlusu benim. Kendimi rezil ettim. Herkesten özür dilerim."
 Â
* "Cezaevinde yatarken çok ünlü bir şovmenden beklenmedik bir teklif aldım. Bana 'İstersen hapse düşmene neden olan borçunu ödemene yardımcı olabilirim. Aradaki kişilerle görüşüp bir yoluna bakarız' diye haber gönderdi. İnanamadım. Kabul etmedim tabii. Ben çalışıp öderim. Ama onun bu duyarlılığı beni çok etkiledi. Cezaevinden çıktıktan sonra telefon açtım, 3 dakika konuştuk. Kendisine teşekkür ettim. Bana 'Ne zaman istersen yanında olurum' dedi. İsmini açıklamam, ama ona çok şey borçluyum."
 
* "Bir gün gazetede bir haber okudum. Eskişehirli üniversite öğrencisi Salih küpe taktığı için çıkan kavgada öldürülmüş. Sürekli benim şarkılarımı dinlermiş, hayranımmış. O kadar üzüldüm ki gidip kulağımı deldirdim. Küpe ise bugün hayatta olmayan küçük Beyza'nın hediyesi. Beyza Nur amansız bir hastalıktan gitti. O da hayranımdı. Son anına kadar da birlikteydik. Bu küpeyi onların anısına hiç çıkartmayacağım."