Güncelleme Tarihi:
YENİ KURULAN ÜNİVERSİTELER
“Türkiye’de yükseköğretim uzunca bir süre toplumun sadece küçük bir kesiminin erişebildiği ayrıcalıklı bir hizmet olmuştur. Kurdukları kast sistemiyle milletin evlatlarını kurumlardan dışlayanların sebep olduğu adaletsizlik, çarpıklık yürekleri sızlatıyordu. Yeni kurulan üniversitelerle ilgili zaman zaman haksız değerlendirmeler yapıldığını görüyorum. Bu üniversitelerimiz her geçen gün daha da güçlenmektedir. Bunlar da zamanla arzu ettiğimiz seviyelere çıkacaktır.
Yeni üniversitelerimizden bazılarının gerek akademik yayın gerek patent sayısı bakımından şimdiden sergiledikleri başarıyı yakından takip ediyoruz. İnsanlarımızın eğitim seviyesi yükseldikçe ülkemizin siyasi, sosyal, ekonomik gelişmesi de aynı oranda hızlanmaktadır. Türkiye’de yüksek öğretim kurumlarının ülke genelindeki yaygın gelişmesine karşı çıkanların asıl tahammül edemedikleri, eğitimini ancak kendi şehrinde sürdürebilecek evlatlarımızın ülkeye çok büyük hizmetler verme potansiyellerinin harekete geçmiş olmasıdır.
‘İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL’ ZİHNİYETİNE İZİN VERMEYİZ
Tüm şehirlerimizin, tüm gençlerimizin kendileri ve ülkeleri için yapacakları her çalışmaya her girişime destek olmayı sürdüreceğiz. Rahmetli Cem Karaca’nın ‘işçisin sen işçi kal’ şarkısında dile getirdiği ruh haliyle Anadolu’daki evlatlarımızın önünü tekrar kesmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Doktoralı insan kaynağımızın halen hedeflerimizin çok gerisinde olduğunu görüyoruz. Bu alandaki açığın kapatılması için siz yükseköğretim yöneticilerinden daha fazla gayret göstermenizi bekliyorum. Bu yıl taban puanları düşürerek daha fazla sayıda gencimizin üniversitelere yerleşmesini temin ettik. Ayrıca ek yerleştirme imkânı sağladık.
TABLOYU SÜRATLE DEĞİŞTİRMEMİZ ŞART
Üniversite sınavları, yükseköğretime giriş sistemindeki arz talep uyumsuzluğunun adil bir çözüm yolu olarak kullanılmaktadır. Türkiye son 19 yılda yaptığımız yatırımlar ve reformlar sayesinde yükseköğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke haline gelmiştir. Artık gençlerimizin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için hayatlarının baharında tekrar tekrar üniversite sınavına girmelerine gerek bırakmayacak daha güçlü sistem kurmalıyız. Bir yanda üniversite sınavı peşinde vakit kaybeden gençlerin diğer yanda üniversitelerimizde atıl kapasitenin bulunduğu tabloyu süratle değiştirmemiz şarttır.
ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNDE YAPMAMIZ GEREKENLER
Dünyadaki başarılı örneklere baktığımızda kendi altyapılarıyla çok ciddi bütçelerle özel işletme birimi gibi çalışan üniversiteler görüyoruz. Ülkemizde de yapmamız gereken işte budur. Bizim gözümüzde başarılı üniversite yöneticisi rutin işleri yerine getirmenin ötesinde bu tür sıçramaları yapabilen kişi demektir. Dünyadaki gelişmeleri yakından izleyerek, potansiyelini hareket geçiren üniversitelerimizin küresel çapta marka haline dönüşmesinin önünde hiçbir engel göremiyorum.
ÜNİVERSİTELERE YAPILAN EN BÜYÜK MALİ DESTEK
Artık taklit ve takip edici olmaktan çıkıp belirleyici olmamız gereken bir döneme giriyoruz. Bu adımlardan biri de 2030’a doğru küresel vizyonlar destek programı dediğimiz Cumhuriyet döneminde üniversitelere yapılan en büyük mali destek programıdır. Hayata geçirilecek bu programla üniversitelerimiz ülkemizin dünyadaki yenilikçi çalışmaların önde gelen merkezler olmasına hizmet edecektir.
YURT SAYISINI 190’DAN 774’E ÇIKARDIK
Bazılarının her konuda olduğu gibi yükseköğretim konusunda da yapılanları takdir etme derdi olmadığını üzüntüyle takip ediyoruz. Hele hele rektörünün arabasının üstüne çıkıp orada tepinen öğrencilerin olduğu bir Türkiye’yi ben kabullenemiyorum. Bize böyle öğrenciler gerekmez. Öğrenci her şeyden önce irfanını hikmetin ilmin kendisini güçlendirdiği insan olmalıdır. Halbuki üniversiteye girmenin ayrı bir dert hadi girdiniz okuyup bitirmenin ayrı sıkıntı olduğu dönemlerden bugünkü kapasiteye ulaşmamız gerçekten tarihi başarı hikâyesidir. Rektörünüz aracın içinde siz önünü kesiyorsunuz daha sonra aracın üstüne çıkıp tepinmeye başlıyorsunuz. Böyle bir öğrenci olamaz. Bunlar olsa olsa üniversitelere sızmış teröristlerdir. Gelişmiş ülkeleri dahi geride bıraktığımız bir kapasitemiz var. Sadece bu kadarla kalmadık. Ülkemizde üniversite eğitimi almak isteyen hiçbir gencimizin barınma ve maddi kaynak sıkıntısı çekmemesi için eşi benzeri görülmemiş adımlar attık. Yurt sayımızı 190’dan 774’e, yatak sayımızı 192 binden 724 bine çıkardık. Devlet yurtlarının yanı sıra ülkemizde 300 bine yakın özel yurt kapasitesi de mevcuttur.
BANKLARDA YATANLAR ÖĞRENCİ Mİ?
1 milyona yakın yurt yatak kapasitesiyle dünyada açık ara yüksek öğretim öğrencilerine en fazla barınma imkânı sağlayan ülkeyiz. Nedir o Allah aşkına parklarda bankların üzerinde sere serpe yatanlar yahu; bunlar öğrenci mi? Bunlar dışarıdan gelip aynen Gezi’de olduğu gibi buralarda terör estiren teröristler. Biz öğrenciye en büyük saygıyı duyan bir iktidarız. Geçtiğimiz yıl yurtlar kapalı olduğu için bu yıl yeni kayıt yaptıranlar hem üniversiteye başlayanlar başvuru yaptı. Bu da başvurularda belli yığılmayı beraberinde getirdi.
ÖĞRENCİLERİMİZİN TALEBİNİ KARŞILADIK
Ama hamdolsun üstesinden gelemeyeceğimiz bir sorunlu karşı karşıya değiliz. Öğrencilerimizin neredeyse tamamının talebini karşıladık.
Böylece artık yurt sorununu tamamen çözmüş olacağız. Eğitim konusunda da durmak yok yola devam diyoruz. Üniversitelerimizi açık tutarak bu akademik yılı tamamlamak istiyoruz.
OKULLAR KAPANMAYACAK
Uzaktan da olsa eğitimin devamı önemlidir. Ama bunun yüz yüze eğitim tecrübesinin yerini tutmayacağı açıktır. Her kademedeki eğitim kurumlarımızı belirlenen vakitte faaliyete geçirmek için her türlü tedbiri aldık. Halihazırda 71 bin okulumuzun tamamı açıktır, şu ana kadar sadece 2 okulumuzda karantina uygulamasına gidilmiştir. Vaka durumuna göre bazı sınıflar karantinaya alınabilir ama okul, ilçe veya il çapında bir kapanma kesinlikle düşünmüyoruz. Yüksek öğretimde de hem yeni akademik yılın açılışını yapmanın hem de yeniden yüz yüze eğitimin başlamasının sevincini yaşıyoruz. Salgın tehdidine karşı gereken tedbirleri almak suretiyle üniversitelerimizde de eğitimin kesintisiz sürmesi konusunda kararlıyız. Tüm planların ve hazırlıkların buna göre yapılmasında fayda görüyorum.”
YÖK’ÜN ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLLERİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde YÖK’ün 2021 yılı Üstün Başarı Ödülleri’ni de sahiplerine verdi.