Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2001 00:00
KADİR Has Üniversitesi ile Selimpaşa Belediyesi arasında karşılıklı olarak yargıya intikal eden yürütmeyi durdurma, iptal, tazminat ve hakaret gibi davaların seyrini bu köşeden okudunuz. Geçen belediye meclisinin usulsüz işlemleri karşısında şimdiki yönetimin mücadelesi karşısında, işadamı Kadir Has'ın ne kadar üzüldüğü tahmin etmek güç değil. Has'ın başkanlığını yürüttüğü vakfının, Prof. Mithat Özhan, Selçuk Maruflu, Levent Bıçakcı, Prof. Gündüz Gökçe ve Prof. Ömer Teoman'dan oluşan Mütevelli Heyeti'ne bu Prof. Selçuk Öztek'i de aldı. 1999 seçimine gidilirken Ecevit hükümetine dışardan atanan Adalet Bakanı olarak atanan Öztek, YÖK Yürütme Kurulu üyeliğini yürütüyor. İlginç bir atama değil mi?Selimpaşa Belediye Başkanı Eşref Balaban'a, soruna bir çözüm bulunamayacak mı diye sorduk.‘‘Geçmişteki yasadışı işlemlere karşı aldığımız kararların önünde ve arkasında yargı kararları var. Açıkçası hiçbir belediye başkanı, hiçbir konuda benim kadar haklı olamaz. Ortada bir tek çözüm var; üniversiteye önerdim; önce bu binayı belediyemize bağışlasınlar, biz de onlara makul bir bedelle kiralayalım.‘‘Öztek, bir hukukçu ve YÖK görevlisi olarak bu sorunu uzlaşma ile çözecektir.İstanbul nasıl çiçekleniyorBÜYÜKŞEHİR Belediyesi Park ve Bahçeler Genel Müdürü Faruk Alınsın, Mehmet Yaşin'in ‘‘Otoyol çiçekleri ne zaman açacak?’’ sorusuna İstanbulluların yeşillendirme konusunda pek bilmediği hoş şeyler anlattı.TEM ve E-5 otoyollarının yeşil alanlarında yürütülen çalışmalarının ' '2001 Yılı İstanbul Genelinde Fidan Alımı, Dikimi, Bakımı ve Yeni Yeşil Alanların Düzenlenmesi İşi' kapsamında yürütüldüğünü, bu işlerde 80 orman, ziraat, peyzaj, harita, elektrik ve makine mühendisi ile 800 işçinin çalıştığını anlattı.Alınsın, Büyükşehir Basın Danışmanlığı aracılığıyla gönderdiği açıklamasında, ‘‘Dikilen bitkilerin hiçbirinin mevsimlik çiçek olmadığını belirtmek isteriz. Ayrıca, dikilen bitkilerin hepsi çiçekli bitkiler de değildir’’ dedi. Dikilen bitkilerin üç grupta toplandığını da belirten Akyılın, ‘‘1-Ağaçlar, 2-Süs çalıları, 3-Yer örtücüler.TEM otoyolunda bitkilendirme yapılırken şu kriterlere dikkat edilmiştir: Öncelikle, en arka fonda ibreli bitkiler kullanılarak, hem sınırlandırma, hem de ses ve rüzgar projesi oluşturulması amaçlanmıştır.İkinci planda, yapraklı ağaçlar gelmektedir. Bu ağaçlarda hem kitlesel bir etki oluşturmak, hem de trafiğe etki etmeyecek özellikteki bitkilerden seçilmiştir.Ağaçların hemen altında süs çalı grupları kullanılmıştır. Bu bitkilerin kullanımında çiçeklenme zamanı, büyüme hızı, yaprak dökme zamanı gibi kriterlere dikkat edilerek planlanmıştır. Kullanılan bitkilerin tamamı çiçekli bitkiler olmayıp, bitkilerin diğer özellikleri de dikkate alınarak çalışma yapılmıştır.Yazınızda belirttiğiniz gibi çiçekli bitkiler yer örtücü bitkilerdir. Bu bitkiler çok yıllık olup, arazi yapısı ve projenin gerektirdiği uygun yerlerde kullanılmıştır. Yer örtücülerin bazıları çiçek ve çiçek rengi için, bazıları da toprağı tutma özelliğinden dolayı, erozyonu engellemek amacıyla kullanılmıştır. Aynı zamanda yer örtücü bitkiler, çok yıllık olmaları nedeniyle bakım, yenilenme ve maliyet açısından önümüzdeki yıllarda belediye bütçesinden tasarruf sağlanacaktır. Yer örtücü bitkiler yalnızca dikildiği yıl sulama ister, sonraki yıllarda ise sadece kuraklık döneminde sulama gerekir. (İSKİ su hattı da döşüyormuş bu alanlara)Proje henüz bütünüyle bitirilmemiştir. Projenin uygulanan kısmında bitkilerin tutma oranı %90'ın üzerinde gerçekleştirilmiş olup, Sn. Yasin'in iddia ettiği gibi bir fiyaskodan söz edilmesi mümkün değildir.’’ diye söyledi.Validen salma vergiSIVAS'tan bir grup memur, elektronik posta ile şu notu gönderdi: ‘‘Sıvas Valisi Lütfullah Bilgin, resmi kurumlara gönderdiği bir yazı ile Sıvasspor'a bağış adı altında işçilerden 5, memurlardan 3 milyon liranın ekim ayı maaşlarından kesilmesini emretmiş. Benim bildiğim bağış gönüllü olur; isteyen katılır, istemeyen katılmaz.Fakat bu para maaşlarımızdan zorunlu olarak kesiliyor ve itiraz etme şansımız yok. Bölge İdare Mahkemesi'ne dava açıp bu parayı geri alma durumunda ise sürgün tehdidiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ekonomik krizin belimizi büktüğü bir ortamda miktarı dar gelirli bir memur için de azımsanmayacak derecede önemli olan bu paranın, bir evmrivaki ile maaşımızdan kesilmesi bizi isyan ettiriyor. Bu ve benzeri davranışlarıyla halktan tepki alan eski Vali Aydın Güçlü'den kurtulduk derken, yeni valinin uygulamaları da hayal kırıklığı yaşamamıza yol açıyor. Deli Dumrul kanunu istemiyoruz.’’Tanıtımımız baklavaya kaldıTURİZM Bakanı Mustafa Taşar, dünkü ‘‘Türkiye'nin prestiji böyle yitiriliyor’’ başlıklı Dr. Semih Halezeroğlu'nun sitem dolu mektubu üzerine aradı. ‘‘Gördün mü, biz bakanlık olarak bir şey yapamamışız ama hemşerimiz Gaziantepli bir baklavacının katkısı olmuş hiç olmazsa’’ diye takıldı. Almanya'da bulunduğunu ve az sonra Dünya Turizm Örgütü'nün Turizm Bakanları toplantısına katılmak üzere Tokyo'ya hareket edeceğini, sorun hakkında bakanlıktan bilgi verileceğini söyledi. Daha sonra arayan bakanlık Müsteşar Yardımcısı İsmail Köksal'ın anlattıklarından ekonomik koşullar nedeniyle nasıl bir tanıtım açmazı içinde olduğumuz görüldü.‘‘Dıştaki kongreler ve toplantılar için bizlere yüzlerce hekim, bilim adamı ve işadamı vs. başvurarak, tanıtım materyali isterler. Dr. Semih Bey de, Lizbon'daki Kalp ve Damar Kongresi için malzeme istemiş. Ancak 2000 yılındaki tasarruf tedbirleri yüzünden ödeneklerin kısıtlı olması nedeniyle hediyelik eşya yaptıramadık. Buna karşılık imkánlarımız ölçüsünde yazılı ve görsel tanıtıcı broşür verelim, dedik. Nitekim, 10 poster ve 2000 broşür hazırladık. Kargo bedelini ödeyemediğimiz için gönderemedik. Onlar da gelip teslim almadılar.’’Köksal, ‘‘Emin olun ödeneklerimiz çerçevesinde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ama tanıtım ödeneklerimiz, kriz nedeniyle yarı yarıya gitti’’ dedi. Ayrıca, Kalp ve Damar Kongresi'nin 2002'de Türkiye'de yapılması kararı karşısında, bakanlığa bir proje sunulursa bunu Bakan Taşar'ın değerlendirebileceğini, bu tür projeler için de Başbakanlık Tanıtma Fonu'na başvurulabileceğini söyledi.Turizm tanıtımı için yapılacak harcamalar sadece reklam, sergi ve dış fuarlarla kısıtlı kalmaz. Böyle bilimsel toplantılar da bir turizm etkinliği olduğundan konuya bu gözle de bakmak gerekiyor. Eğer tanıtımımız, Lizbon'da dağıtılan baklavaya kaldıysa vay halimize... Gerçekten o zaman Turizm Bakanlığı'na gerek yoktur.SSK'nın israfına işte bir örnekÇALIŞMA Bakanı Yaşar Okuyan, ‘‘SSK'yı trilyonlarca lira soyuyorlar’’ diyor ya... Mersin'den bir SSK'lının mektubunu okuyarak SSK kaynaklarının nasıl israf edildiğini görelim:‘‘Mersin'deki SSK Hastanesi'ne örneğin anjiyo yaptırmak için gidersiniz size 'Hastanemizde anjiyo yapılmıyor; sizi Adana SSK'ya sevk edelim' denir. Ancak Adana SSK'da da anjiyo yapılmaz. Ya Ankara'daki SSK'ya ya da SSK'nın anlaşmalı olduğu Adana'daki Başkent, Çağdaş, International Hospital veya Gaziantep'teki Konukoğlu Tıp Merkezi gibi özel hastanelere sevk yaptırmak zorundasınız. Ama gelin görün ki, Mersin'de oturduğunuz halde bölgenin en modern hastanesi olan Mersin Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne sevk yaptıramazsınız; çünkü SSK'nın protokolü yoktur. Çaresiz, Adana'daki hastanelerin eline düşeceksiniz. Düşmekle kalmayacak; hastanızı anjiyo ya da kalp ameliyatı yaptırdığınızda operatöre de 'bıçak parası' adı altında bir bedel ödeyeceksiniz. Bir örnek daha vereyim;
trafik kazası geçirdiniz. SSK'ya kaldırıldınız; acil kan lazım. Bütün aramalara rağmen kan temin edemediniz. SSK'nın, Mersin Tıp Fakültesi ile anlaşması olmadığı için en yakın yer olarak Adana'daki Kan Bankası'na başvurmak zorundasınız. Adana'ya gidiş-geliş birer saat; bir saat de kuyrukta bekliyorsunuz... Hasta sen sağ, ben selamet! Oysa, Mersin Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'nin modern kan bankası var. Kanser, böbrek, göz hastalarında da aynı durum var.Ben hesabı yaptım; Mersin bölgesinde SSK'dan hizmet bekleyen 150 bin dolayında hak sahibi var. Burada sorun başka; bu 150 bin kişi, tabii ki yollarına düşüp, Adana'daki özel hastanelerin kucağına itilecek. Bir anjiyonun 4-5 milyar liraya yapıldığı göz önünde bulundurulursa pazarın ne kadar büyük olduğu ortaya çıkar.Mersin Üniversitesi SSK ile veya SSK, üniversite ile niye anlaşma yapmaz da özel hastanelerin eline düşürülürüz.
Atatürk'ün bir sözü vardır; ‘‘Mersinliler, Mersin'e sahip çıkınız.’’ Tıp Fakültesi'ne sahip çıkmazsanız, daha çok Adana'ya taşınıp durursunuz.Sayın Okuyan, bu konunun çok önemli olduğunu bilmelisiniz.’’Hazır ol! SAVAŞ kapıya dayanıyor.Ülkemiz sıkıntılara ne kadar hazırlıklı?Acaba kaç günlük buğdayımız, unumuz var? Şeker stoklarımız ne álemde?Petrol stokumuz 45 günden az olmamalı.Sağlık Bakanlığı'nın, kan stoku için alacağı önlemler yeterli mi? Gerekli ithal ilaçlar için önlem alıyor mu?Suyumuzu tasarruflu kullanıyor muyuz?Büyüklerimiz dileriz bunları düşünüyor veya görüşüyorlardır.MESAJ ANKARA'dan bir okurumuz, önceki gün kredi kartı ile İş Bankası'ndaki hesabından 200 milyon çekmiş. Dün de 200 milyonu yatırmış. Yüzde 3.4 faizle 6.8 milyon komisyon, 1 milyon dolayında da faiz kesildiğini görünce dehşete düşmüş. ‘‘Emin olun bir tefeci bile bu kadar para almaz. Ben bankalara nasıl güveneyim, bu hizmet midir?’’ diye soruyor.SODEV ve TÜSES'in başlattığı 'Sosyal Demokrasi Okulu' derslerinin 5. dönemi 11 Ekim-27 Aralık 2001 tarihleri arasında yapılacaktır. 12 dersten oluşan program perşembe günleri 18.30-20.30 arasında Bilgi Üniversitesi Taksim Kampusu'nda (Sıraselviler Cad. 111) uygulanacaktır. Geçen dönemlerde toplam 120 katılımcının sertifika aldığı SD Okulu'na bu dönem de 35 kişi alınacaktır. (0212-292 52 52/53-251 18 35)SSK'ya, Kadıköy yöresinden bazı işyeri sahipleri soruyor: 'Sigorta Sorunları Danışma ve Araştırma Merkezi' nasıl bir kuruluştur? Sahibi gözüken Ali Turan Güneş kimdir? SSK'da sigortasız çalıştırılan ve iş kazası geçiren çocuklara yardım için nasıl
yemek daveti verip para toplayabiliyor? Böyle bir merkezden haberiniz var mı?
button